Review Category : Manşet Haberler

Başbakan Davutoğlu Bulgaristan’a gidecek

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 15 Aralık’ta Bulgaristan’a gidecek. Davutoğlu, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile yapacağı görüşmede, sınır güvenliği konusunu ve Türkiye’nin AB ile mutabakat sağladığı hususları ele alacak.

Başbakan Borisov yaptığı açıklamada, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun kendisini telefonla aradığını ve 15 Aralık’ta Bulgaristan’a geleceğini bildirdiğini aktardı. Borisov ile Davutoğlu, yapacakları görüşmede sınır güvenliği konusunu ve Türkiye’nin AB ile mutabakat sağladığı hususları ele alacak.

Bulgaristan ziyareti sonrası ise Brüksel’de temaslarda bulunacak olan Davutoğlu’nun, 17 Aralık’ta Brüksel’de yapacağı temaslarda ekonomik ve parasal politikalara ilişkin 17. fasıl ve Türkiye’nin AB üyeliği ele alınacak.

Kaynak: İHA

Read More →

TARİH, KÜLTÜR-SANAT VE TURİZM KENTİ EDİRNE’DE İKSV FİLMEKİMİ VE ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ İLE BULUŞTU

Balkanlar üzerinden Avrupa’yı Asya’ya bağlayan Edirne şehri, tarihi, kültürel ve jeopolitik öneminin yanında kuruluşundan itibaren farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, farklı kültürlerin ve dinlerin buluşma noktası olmuştur. Kentte varlığını sürdüren her medeniyet, kültürel ve sanatsal izler bırakmış, birçoğu günümüze kadar ulaşmış ve Edirne’mizi insanlık tarihinin en zengin tarih, kültür ve sanat kentlerinden biri haline getirmiştir.
Kültür; toplumun ve bireyin yaşam sürecinde öğrendiği ve biriktirdiği her türlü bilgi, gelenek, yetenek, sanat ve alışkanlıkları içine alan değerler bütünü olarak ifade edilmektedir. Sanat ise; en kısa tanımıyla, duygu ve düşüncelerin dışa açılımıdır.
Kentimizin, sosyo-kültürel gelişimi açısından, kültür ve sanatın önemli öğelerinden biri olan sinema, tek başına bir sanat değil, birçok kimsenin işbirliğiyle ürettiği ortak ürünüdür. Bu bağlamda sinema, diğer birçok sanat gibi sınırlı sayıdaki alıcıya değil, milyonlarla sayılması gereken alıcıya sesini duyurmak zorundadır.
19. yüzyılın sonlarına doğru Paris’te ilk sinematograf gösterimlerinin başlamasından birkaç yıl sonra Türkiye’ye gelmiş olup birkaç yıl sonra da Edirne kentinin kültür ve sanat yaşamında yer almaya başlamıştır.
Edirne’nin sinema ile ilk kez Kaleiçi semtinde yer alan Maarif Tiyatrosu’nda sessiz sinema gösterimleri ile tanışmış olduğunu yapılan araştırmalardan öğrenmekteyiz. Daha sonraki yıllarda Reşadiye Sineması (Cumhuriyet Sineması) ve Yeni Sinema kent halkına hizmet etmiştir. 1950’li yıllardan itibaren Maarif, Ayvazoğlu, İnci ve Serhat Sinemaları, kentte sinema kültürünün gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Bu yıllar arasında Edirne’de faaliyet gösteren Halkevi ve Amerikan Kültür merkezinde belgesel filmler halka ücretsiz izletilmiştir. Günümüzde ise Alışveriş merkezlerinde yer alan cep sinemalar, halkımıza film izleme zevkini yaşatmaktadır.
Edirne Belediye Başkanlığı geçmişte var olan yazlık sinema kültürünü yaşatarak kent halkına bu alanda nostalji sunmak amacıyla 2014 yılında “Yıldızların Altında Sinema Geceleri” adı altında bir projeyi hayata geçirmiştir. Bu proje ile her gece iki mahallede açık hava film gösterimleri yapılmıştır.
1973 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı önderliğindeki 17 işadamı ve sanatsever tarafından kurulan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, halkımıza kültür ve sanat çalışmalarının en seçkin örneklerini sunmak, sanat yoluyla uluslararası bir platform oluşturarak, Türkiye’nin ulusal, kültürel ve sanatsal değerlerini tanıtmak, kültür mirasın korunması ve sanatın ilerlemesine olanak sağlamak amacıyla birçok kültürel, sanatsal ve sosyal projeyi hayata geçirmektedir. Bu bağlamda; Türkiye’de sinemanın gelişimini teşvik etmeye, Türk sinemasının uluslararası alanda tanıtımına katkıda bulunmaya ve kaliteli yapımların ülkemizde ticari gösterime girmesini teşvik etmek amacıyla 34 yıldır, “İstanbul Film Festivali” de başarı ile sürdürülmektedir. Bu başarılı çalışmalara bir yenisini eklemek amacıyla 2002 yılında vakıf yönetimi, sinema açısından sakin geçen yazın ardından, adını aldığı Ekim ayında başlayan yeni sinema sezonunu kutlamak ve Nisan ayında yapılan İstanbul Film Festivali öncesi seyircilere bol ödüllü filmleri sıcağı sıcağına sunarak, dolu dolu bir hafta yaşatmak amacıyla İstanbul’da “Filmekimi” projesi’ni hayata geçirmiştir. 2002 yılında İstanbul Emek Sinemasında başlayan Filmekimi; bir hafta boyunca 20 film ile film severler ile buluşmuştu. 2014 yılına gelindiğinde ise yedi şehirdeki 10 sinema salonunda 263 gösterimle 70.000 izleyiciye ulaşılmış rekor kıran 43 filmlik coşkulu bir festivale dönüşmüştü. Filmekimi 2011 yılından bu yana Transilvanya, Sofya ve Saraybosna film festivalleriyle işbirliği yaparak İstanbul dışındaki sinemaseverlere de Cannes, Toronto, Venedik, Karlovy Vary, Saraybosna, Locarno gibi festivallerde ses getiren yepyeni filmleri ulaştırmaktadır. Filmekimi kapsamında 2011’den bu yana İstanbul dışında Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa, Trabzon, Erzurum, Konya ve Edirne’de tam 150 filmi seyircileri ile buluşturmuştur.
İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Trabzon’da sinema izleyicileriyle buluşan “Filmekimi” programı Edirne Belediye Başkanı Sayın Recep Gürkan’ın girişimleri ve katkılarıyla ilk defa 23-25 Ekim 2015 tarihleri arasında Edirne’de gösterime girmiştir. Bu etkinlik ile kent halkımız 2015 yılı yapımı 15 adet ödüllü filmi izleme fırsatı bulmuştur. Üç gün süren ve günde 5 seans ile film izleyicilerine sunulan 15 film kent halkı tarafından yoğun ilgi görmüştür.
Ülkemiz film sektöründe son yıllarda yaşanılan gelişmeler, üretilen filmlerin uluslararası arenada ilgi görmesini sağlamıştır. Özellikle film çekim alanlarının ülke ve kentlerin ulusal ve uluslararası alanda tanıtımına yaptığı katkı, kent yöneticilerini harekete geçirmiştir.
Edirne Valiliği’nin koordinasyonunda, Edirne Belediye Başkanlığı ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sinema Genel Müdürlüğü başta olmak üzere, TİKA, THY, Trakya Üniversitesi, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası vb. kurum ve kuruluşlarının sponsorluğunda “Uluslararası Edirne Film Festivali 20-26 Kasım 2015 tarihleri arasında, Balkanlar temasıyla gerçekleşmiştir. Festivalde onur konuğu olarak Artist Murat Soydan ile film grafik tasarımcısı M.Erol Ağakay yer almıştır. Festivalin sanat yönetmenliğini de, Yıldırım Yanılmaz yürütmüştür. Festival boyunca öğrenci ve engelli vatandaşlarımız ücretsiz filmleri izleme fırsatı bulmuşlardır. Filmlerin tüm seansları kapalı gişe oynamış, halkın yoğun ilgisi üst düzeyde gerçekleşmiştir. Festival’de, Uluslararası Uzun Film Yarışması, Ulusal Uzun Film Yarışması ile Ulusal Kısa Film dallarında filmler kıyasıya yarışmıştır. Festival ülkemiz film sektörüne önemli katkılar sağlayan ve geçtiğimiz günlerde hayata veda eden Memduh Ün anısına atfedilmiştir.
Uluslararası Edirne Film Festivali’nin tarih, kültür, sanat ve turizm kenti olan Edirne’de düzenlenmesi, kentin aynı zamanda doğal bir plato oluşu, Edirne’nin Balkan sinema/film merkezi olabileceği heyecanını bizlere yaşatmaktadır. Bugüne kadar kentimizde birçok film çekimlerinin yapılmış oluşu, ünlü Hollywood film yıldızları ve ulusal film yapımcılarıyla bu konuda aynı fikir birliği içinde olmamız bizleri yüreklendirmektedir.
“Uluslararası Edirne Film Festivali” nedeniyle ulusal ve uluslararası alanda film sektöründe görev alan yönetmen, senarist, oyuncu, eleştirmen ve diğer aktörlerin kentimizin tanıtımına katkı sağlayacağı gibi kentimizin bir sinema merkezi olabilmesine de vesile olacağı muhakkaktır.
Gerek “Filmekimi” programının, gerekse “Uluslararası Edirne Film Festivali’’nin kentimizi balkanların sinema merkezi haline getirmesi umuduyla, bu etkinliklerin gerçekleşmesi için emek harcayan tüm emekçileri sevgi ile selamlar, emeği geçenleri kutlarım.

Ender BİLAR Edirne Belediyesi Kültür ve Sanat Danışmanı

Read More →

Bosna’da 20 yıldır ‘eksik bir barış

21 Kasım 1995’te ABD’nin Ohio eyaletine bağlı Dayton kentindeki askeri üste imzalanan anlaşma, Bosna Hersek’i, Sırpların kontrolünde bir Sırp Cumhuriyeti ve bir de Boşnak-Hırvat Federasyonu olmak üzere, etnik kökene dayalı şekilde iki devletçiğe ayırdı. Yüz binden fazla insanın öldüğü, iki milyonunun ise evsiz kaldığı etnik çatışma, bu anlaşma ile son buldu, ancak 20 yıl sonra gelinen noktada, siyasi gözlemciler Dayton’ı Bosna’nın normal bir ülke olmasına izin vermeyen bir ‘deli gömleği’ olarak nitelendiriyor. Siyasi analist Goyko Beriç’in ifadesiyle Bosnalılar, “yarım kalmış bir savaş ya da eksik bir barış halinde yaşıyor.”
1992 yılında patlak veren savaş, Yugoslavya’dan bağımsız olmak isteyen Bosnalı Müslümanlar ve etnik Hırvatlar ile Belgrad kontrolündeki federal Yugoslav ordusu tarafından silahlandırılan Bosnalı Sırpları birbirine düşürdü. Akan kanın durması için kurulan iki devletçik, büyük ölçüde özerklik sahibiydi ve zayıf merkezi kurumlarla birbirine bağlıydı. Uluslararası toplum, savaşı takip eden on yılda bu kurumları güçlendirmeye çalıştı. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nin 2006 yılı itibarıyla Bosna meselesine aktif olarak müdahil olmaktan vazgeçmesinden sonra bu yöndeki gayretler azaldı. Halen Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden biri olan Bosna Hersek’in, yaşadığı kanlı geçmişin ardından birlik mücadelesi sürüyor.
İki ayrı ülke gibi
Bugün Bosna’daki devletçiklerin birinden diğerine geçtiğinizde başka bir ülkeye gitmiş gibi oluyorsunuz. Tren lokomotifleri bile değiştirilmiş durumda. İki tarafın polisleri farklı üniformalar giyiyor; vatandaşların izledikleri devlet televizyonları da ayrı. Hatta kimi hizmetler üçe bölünmüş durumda, çünkü Hırvatlar da ayrı hizmet alıyor.
3,8 milyon nüfuslu bu küçücük ülkede üç farklı posta sistemi, üç ayrı sanat ve bilim akademisi ve üç ayrı elektrik kurumu var. İdari çalışan sayısının çok fazla oluşu, doğal olarak kamu finansmanına ağır bir yük bindiriyor. Ülkede işsizlik yüzde 40’ın üzerinde ve siyasi tartışmalar, Avrupa Birliği katılım sürecinin yavaşlamasına neden oluyor.
“Barış anlaşması, acımasız bir savaşı sona erdirdi, fakat aynı savaştan kaynaklanan temel sorunlar çözülmedi” diyen Beriç, “birbiriyle bağdaşmayan iki kavramın çatışmasına” atıfta bulunuyor. Beriç’e göre, bir yanda, Sırp Cumhuriyeti’nde bağımsızlık referandumu düzenleme tehdidinde bulunarak tahrik yaratan Bosnalı Sırp Cumhurbaşkanı Milorad Dodik’in savunduğu “ayrılıkçı” konsept var. Bunun alternatifi ise, Boşnak siyasetçilerin savunduğu “birleşik Bosna fikrine” dayanıyor.
Saraybosnalı Müslüman bilgisayar teknisyeni Amar Ramoviç gibi savaşı yaşamış bazı Boşnaklar, Dayton Anlaşması’nın bıraktığı mirasa dair karmaşık duygular içinde. Anlaşma imzalandığında genç bir delikanlı olan 37 yaşındaki Ramoviç, yaşadığı ikilemi şu sözlerle tarif ediyor:
“Ölümler sona ereceği için mutluydum, ama aynı zamanda da içimde bir pişmanlık vardı. Anlaşma ile askerlerimizin ilerleyişi durdu ve şayet imzalanmamış olsaydı Bosna bugün bölünmüş bir ülke olmayacaktı.”
Tehlikenin kokusu
Ancak siyaset bilimi profesörü Corce Vukoviç’e göre ülkedeki istikrarsızlığın kaynağı Dayton değil. Vukoviç, “Askerler silah bıraktı, ama vicdanlar militerlikten çıkamadı. Başka bir anayasa ile de daha farklı bir durumda olmazdık” diyor.
Bu yılın başında Sırp Cumhuriyeti Meclisi Bosna’daki resmi mahkeme sisteminin tanınmaya devam edilip edilmeyeceğine ilişkin olarak referanduma gidilmesine karar verdi. Kimilerinin endişesi ise, bu hamlenin, bağımsızlık referandumuna doğru bir sıçrama tahtası olduğu yönünde. Analist Srecko Latal, böyle bir oylamanın Bosna’nın “toprak bütünlüğünü” bozacağı ve “yeni bir çatışmanın kaçınılmaz olacağı” görüşünde. Öte yandan, ülkede yaşayan Hırvatlar da daha fazla özerklik talep ediyor.
2002-2006 yılları arasında Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi olarak görev yapan İngiliz siyasetçi Paddy Ashdown, bu ay verdiği bir demeçte, uluslararası topluma uyarıda bulunarak ülkenin karşı karşıya bulunduğu parçalanma tehlikesinin farkında olunması gerektiğini söyledi. Saraybosna’ya 200 kilometre mesafedeki Sırp başkenti Banja Luka sakinlerinden Momcilo Vesoviç, ödün vermeye daha istekli yeni bir nesil gelinceye kadar Dayton Anlaşması’na saygı gösterilmesi gerektiği fikrinde.
Ona göre bu süreçte siyasetçilere düşen görev de ekonomiye odaklanmak:
“İnsanlar iyi koşullarda yaşadıkları zaman daha kolay uzlaşırlar. Yiyecek ekmeğiniz yoksa herkes sizi bir şeyler yapmaya itebilir. Çünkü öyle bir durumda tek düşündüğünüz şey hayatta kalmak olur.”
Kaynak: AFP, Al Jazeera

Read More →

Büyükelçi Neynski “Yasa dışı göç bizi birbirimize yaklaştırdı”

Bulgaristan’ın Ankara Büyükelçisi Nadejda Neynski, Edirne Valisi Dursun Ali Şahin’i makamında ziyaret etti.

Basına kapalı olarak bir süre görüşen Vali Şahin ve Büyükelçi Neynski görüşmenin ardından basın açıklaması yaptı.

Bulgaristan’ın Ankara Büyükelçisi Nadejda Neynski, Vali Şahin’i ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, “Edirne’yi ziyaret etmek benim için büyük bir şeref ve onurdur. Sayın Valinin Türkiye ve Bulgaristan arasındaki projelerdeki desteğinden dolayı teşekkür ediyorum. Özellikle mülteci konusunda bize verdiği destekten dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bu anlaşma Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan arasında imzalanan bir anlaşmadır. Buradaki ticari anlaşmalar konusunda da görüşmelerde bulunduk. Sayın Valimiz Trakya bölgesindeki üretimlerden bahsetti. Bende umuyorum ki birlikte hep beraber AB projelerinden faydalanalım. Türkiye ve Bulgaristan’ da ki Üniversiteler arasında işbirliği yapılması gerektiğini belirttiler. Ayrıca film festivali hakkında bilgiler verdi, kendilerini ayrıca bu proje nedeniyle takdir ediyorum. Bu proje bölgeler arasında kültür köprüsü olacaktır. Misafirperverlik ve ülkeme gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ederim” dedi. Vali Şahin, yaptığı açıklamada “ Hanımefendinin ilimizi ziyareti bizleri son derece memnun etmiştir, belirttiği konulara ilaveten bende kendilerine bir hususu ifade ettim. Bulgaristan’da sözde Ermeni soykırımı tasarısını kabul eden belediyelerle hiçbir şekilde, ülkeler arasındaki ve iller arasındaki hiçbir projeye katılmayacağımızı belirttim. Kendileri de bu konuyu üst kademeye ileteceğini ifade etti. Ayrıca Suriyeli mülteciler konusunda da görüşmeler oldu, ben tekrar kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.

Valilik makamındaki basına kapalı görüşmelerin ardından konuk Büyükelçi, Vali Şahin’le Edirne Göç İdaresi Müdürlüğü Geri Gönderme Merkezi’ni ziyaret etti.
Neynski, burada yetkililerden kaçak ve sığınmacıların durumuna ilişkin bilgi aldı. Valilik görüşmesinin ardından Nadejda Neynski ve beraberindekiler mültecilerin kaldığı Göç İdaresi Müdürlüğü Geri Gönderme merkezinde incelemelerde bulunarak yetkililerden bilgi aldı. Buradaki ziyaretin ardından Büyükelçi daha sonra Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesini ve ile Arkeoloji müzesini ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Neynski göç trafiğinin bölgede giderek sorun yaşattığını belirterek “İnsan trafiği bölgede gerçekten sorun yarattı. Bu konuda ülkeler tek başına hareket edemez. Bu durumu, iş birliği halinde bitirmek gerekir, tek yönlü olarak hiçbir şekilde bir şey yapılamaz. İş birliği halinde bilgi alışverişi de daha sağlıklı gerçekleşir ve bu durum çözülür” dedi.

Türkiye ve Bulgaristan’ın ikili ilişkilerinin çok iyi düzeyde olduğu8nu dikkat çeken Neynski “Türkiye ile aramızda çok iyi bir dostluk ve güven var. Bu dostluk ve güvenin her iki ülkenin yararına çoğalmasını ve ilerlemesini istiyorum. Yaşadığımız zamanlar, modern zamanlardır. Mülteci sorunu, bizi sınav ediyor ama bu gibi zamanlar bizlere farklı fırsatlar da veriyor. Biz, komşu ülkeleriz. Hep beraber NATO’da yer alıyoruz. Bulgaristan, Avrupa Birliği’nin üyesi ve Türkiye’nin de AB’ye çok karşı olmadığını biliyorum. Şu anda jeopolitik değişiyor. Bulgaristan ve Türkiye’nin aralarında yeni bir fırsat bulabileceğini, güzel şeyler yapabileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Kaynak: www.edirnehaberci.com

Read More →

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Basın Açıklaması

Değerli Basın Mensupları,

18 Ekim 2015 tarihinde Bulgaristan’ın Ankara Büyükelçisi Sayın Nadejda Neinski tarafından Bulgar Ulusal Radyosu (BNR)’na verilen röportajın içeriğinde kullanılan kavramlara ilişkin camiamızda oluşan rahatsızlık nedeniyle açıklama yapılması zarureti doğmuştur.

Sayın Büyükelçi söz konusu röportajda “Türkiye’de 400 binin üzerinde Bulgaristan vatandaşı yaşadığından bahsederek “Bursa’nın en fazla Bulgarın bulunduğu şehir olarak düşünüldüğünü ifade etmiştir. Devam eden cümlesinde ise Bursa’daki “3 milyonun % 62’sinin Balkan ülkelerinden olduğunu ve bunların % 70’nin Bulgaristan’dan olduğunu” belirtmiştir. (Bkz. http://bnr.bg/post/100614456/nadejda-neinski-shte-raboti-za-priznavane-na-balgarskite-diplomi-v-turcia#st_refDomain=www.facebook.com&st_refQuery=/)

Sayın Büyükelçi’nin bu cümlelerini derin bir hayal kırıklığı ve üzüntü içinde karşıladığımızı özellikle belirtmek isteriz. Zira kendisinin kullandığı “Bulgar” kavramı gerçeği yansıtmamaktadır. Bulgaristan kökenli olarak ifade edilen kişiler Bulgar değil, bilakis etnik kimlikleri nedeniyle Bulgaristan’da baskı ve asimilasyon politikalarına maruz kalmalarının ardından Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Türklerdir. Bunların kökeni de 14. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Anadolu’dan Rumeli’ye yerleştirilen Yörüklere dayanmaktadır. Ayrıca hâlihazırda Bulgaristan’da yüz binlerce Bulgaristan vatandaşı Türk’ün bulunduğunu da kamuoyunun dikkatine arz ederiz. Bu vesileyle konuya ilişkin durum tespiti yapmak ve gözlemlerde bulunmak üzere Sayın Büyükelçi’yi Bursa’da konuk etmek istencimizi bildiririz.

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) olarak iki ülke arası ilişkilerde önemli görevler üstleneceğini umut ettiğimiz Sayın Büyükelçi’nin söz konusu ifadesini büyük bir talihsizlik addettiğimizi belirtir, bu konuda camiamızın hassas çizgilerini kendisine hatırlatmak isteriz.

Kamuoyuna ve soydaşlarımıza önemle duyurulur.
Zürfettin HACIOĞLU
Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK)
Genel Başkan

Read More →

Lütfi Mestan:”Seçim sonuçları, HÖH’ün siyasetten çıkarılmasının imkansız olduğunu gösterdi”

Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Genel Başkanı Lütfi Mestan dün akşam partinin seçim sonuçlarına ilişkin basın toplantısında önce “Yerel seçim sonuçları HÖH partisinin siyasetten çıkarılmasının imkansız bir misyon olduğunu gösteriyor” dedi. Mestan, “Stratejik amaçları HÖH’ün siyasetten çıkarılması, silip süpürülmesi olan ana rakiplerin isteklerine gelince sonuçlar bunun mümkün olmadığını gösteriyor” diye vurguladı.

Buna karşı zıt gelen yeni bir siyasal gerçekliğin olmadığı yönündeki tek makul görüş, GERB’in koalisyon ortaklarının işine geldiği sonuçlarının GERB’in elde ettiği sonuçlarla aynı kabul edilmesi iddialarını kabul etmemizdir. Sonuçların İktidardaki GERB partisinin koalisyon ortaklarının belediye başkanlarından daha fazla bakanları olduğunu gösterirse, gerek Başbakan’a, gerekse diğer siyasi güçlere karşı daha dikkatli davranmalarını tavsiye ettiğini belirtti.

Mestan, “İlk tahminlerimize göre HÖH’ün 1995 yılından beri ikinci yerde başarılı bir seçim gerçekleştirmiş olacak” dedi.

Daha sonra basın toplantısında HÖH lideri, HÖH partisinin Milletvekilliği seçimlerine kıyasla gerçekten daha düşük oranda oy aldığını, fakat bunun Bulgaristan vatandaşlarını oy kullanma hakkından mahrum eden sadece Bulgaristan’da uygulanan ikamet zorunluluğundan kaynaklandığı için gerçek anlamda oy kaybı olmayıp yaklaşık 120 bin oyun verilmesine idari yolla engellendiğini ifade etti.

HÖH partisinin birinci turda 31 ilçede Belediye başkanlığı seçimlerini kazandığını, 23 ilçe ikinci turda mücadele edeceğini, onlardan 14 ilçede birinci parti olduğunu duyurdu. Nihai sonuçların 1 Kasım’da belli olacağını söyledi.

HÖH’ün ülkedeki siyasi konumunu korumasını sağlayan oylar için seçmenlere teşekkür eden Mestan, “Bu jeopolitik sorunlar nedeniyle de her şeyden önce Bulgaristan için iyi bir haber” dedi.

HÖH liderinin ifadelerine göre seçim sonuçları yeni bir siyasal gerçeklikleri ortaya çıkarıyor. Mestan, “Bu yerel seçimler Bulgaristan siyasetinde kimin nasıl yer aldığını ve hangi ölçüde rol oynadığını gösterdi. Avrupa’da uygulanan yeni bir iktidar formülüne ihtiyaç duyuluyor. Borisov’un kiminle koalisyon ortaklığını devam ettireceği, kimi koalisyon ortağı seçeceği kendi sorumluluğudur. Şimdiki iktidar formülünün bozuk olduğu ve Bulgaristan’ın AB ve NATO’nun tam üyesi statüsüne uygun olmadığı görüşümüzden vazgeçmeyeceğiz. Ciddi bir bozulma var. Yerel seçimlerin sonuçları, düzeltilmesi gerektiğini işaret ediyor.

Mestan, “Yaptığım değerlendirme HÖH’ün 43. Halk Meclisi çerçevesinde devlet yönetimine girmeye hazır olduğunu beyan etmesi olarak kabul edilmemeli. Böyle bir risk gören siyasi güçleri rahatlattım umarım. Yeni bir iktidar formülü gerekiyor” diye altını çizdi.

Mestan’ın ifadelerine göre seçmenlerin oyu ile partinin konumu arasındaki tutarsızlık, özellikle bu kadar geniş bir iktidar pozisyonlarına sahip olunduğu durumda iktidardaki koalisyonda gerginliğe yol açacak.

25 Ekim 2015 tarihinde yapılan Yerel Seçimlerin ilk turunda Hak ve Özgürlükler Hareketi tarafından ülke genelinde kazandığı Belediye Başkanlıkları. 

Blagoevgrad
Satovcha Belediyesi
Arben Mimenov
Yakoruda Belediyesi
Nuredin Kafelov

Burgas
Ruen Belediyesi
Ismail Osman

Dobriç 
Krushari Belediyesi
Dobri Stefanov

Kırcaali 

Çernooçene Belediyesi
Aydın Osman

Ardino Belediyesi
Resmi Murad

Cebel Belediyesi
Bahri Ömer

Kirkovo Belediyesi
Şinasi Süleymanov

Krumovgrad Belediyesi
Sebihan Mehmet

Kırcaali Belediyesi
Hasan Azis

Momçilgrad Belediyesi
Sunay Hasan

Plovdiv

Lıki Belediyesi
Valentin Simeonov

Razgrad

Zavet Belediyesi
Ahter Veliev

Loznitsa Belediyesi
Ayhan Haşimov

Samuil Belediyesi
Beytula Mümün

Tsar Kaloyan Belediyesi
Davut Alaoğlu

Smolyan

Borino Belediyesi
Mustafa Karaahmet

Madan Belediyesi
Fahri Molaysenov

Rudozem
Rumen Pehlivanov

Tırgovişte 

Antonovo Belediyesi
Taner Ali

Omurtag Belediyesi
Eşref Eşrefov

Opaka Belediyesi
Lütfi Reyanov

Haskovo

Mineralni Bani Belediyesi
Mümün İskender

Stambolovo Belediyesi
Muhlis Serbest

Şumen

Venets Belediyesi
Nehriban Ahmedova

Vırbitsa Belediyesi
Merdin Bayram

Kaolinovo Belediyesi
Nida Ahmedova

Hitrino Belediyesi
Nuridin İsmail

Stara Zagora

Pavel Banya Beleiyesi
İsa Besoolu

Pazarcik

Sırnitsa Belediyesi
Nebi Bozov

Kaynak: Kırcaali Haber

 

Read More →

Hasan Azis dördüncü kez Kırcaali Belediye Başkanı seçildi

Bugün Bulgaristan’da gerçekleşen yerel seçimlerde Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) adayları büyük oy farkıyla Kırcaali ilindeki 7 ilçede Belediye Başkanlıklarını kazandılar.

Oyların % 57’sini alan Hasan Azis dördüncü kez Kırcaali Belediye Başkanı seçildi.

İldeki kazanan diğer belediye başkanları şunlar: Ardino – Resmi Murad, Momçilgrad – Sunay Hasan, Cebel- Bahri Ömer, Çernooçene- Aydın Osman, Kirkovo- Şinasi Süleymanov ve Krumovgrad – Sebihan Mehmet.

Kaynak: Kırcaali Haber

Read More →

Sofya’dan Edirne’ye teşekkür

 

Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Rumyana Bachvarova, Edirne Valisi Dursun Ali Şahin’i ziyaret ederek, sınır güvenliği ve ekonomik alandaki ilişkiler konusunda görüş alışverişinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Bachvarova geçtiğimiz yıllarda çok tartışılan Bulgaristan – Türkiye sınırındaki tel örgünün kaldırılıp, kaldırılmayacağını konusunda, “Buradaki güvenlik çiti kalkmayacak, çit göçmenlere karşı alınmış bir önlemdir. Türkiye ile dostluk bağını etkileyecek bir durumu yoktur” şeklinde konuştu. Bachverova ayrıca basın mensuplarının, mültecilerin sınırı geçmesi halinde ateş emrinin olup olmadığını sorması üzerineyse; “İllegal geçişlerde de bazı haklar mevcut” şeklinde yanıt verdi.
Komşu ülke Başbakan Yardımcısı Bachvarova dün akşam saatlerinde Edirne’ye geldi. Vali Şahin’i makamında ziyaret eden Bachvarova’yı burada Belediye Başkanı Recep Gürkan, Dışişleri Bakanlığı Edirne Temsilcisi Başkonsolos Murat Ahmet Yö-rük ve bürokratlar karşıladı. Va-lilik makamında gerçekleştirilen yaklaşık yarım saatlik toplan-tının ardından basının karşısına geçen Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Bachvarova ve Vali Şahin toplantının içeriğini kamuoyuyla paylaştı.
Vali Şahin, komşu ülke Başbakan Yarımdımcısıyla 3 konu görüştüklerini belirterek konu başlıklarını aktardı. Şahin; “Bugün sayın Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve aynı zamanda İçişleri Bakanı hanımefendiyle 3 konu üzerinde görüştük. Birincisi sel felaketlerinde bize yardımcı olmaları konusunu kendilerine ilettik. İkinci husus ise tel çitin kaldırılması gerektiğini ve bu konuda ısrarcı olduğumuzu söyledik. Bunun zaten başlangıçta geçici olarak yapıldığını ama devamlı şekle dönüştüğünü belirttik. Kendisi de bize, önceki hükümetleri zamanından intikal eden bir proje olduğunu ve bu projenin sonunu getirmemiz gerektiğini ifade etti. Üçüncü konu da mülteci olaylarında Edirne’de gayret gösterenlere değerli Başbakanları ve Bakanlar Kurulu’nun teşekkürlerini iletti” dedi.
Bulgaristan Başbakan Yardımcısı Bachvarova ise sınır güvenlikleri ve ekonomik alandaki işbirliklerinden dolayı Vali Şahin’e teşekkürlerini ilettiklerini belirterek; “İki ülke ilişkileri anlamında Avrupa Birliği’nde (AB) örnek oluşturan iki ülkeyiz. Bu konuda da şu ana kadar yaptığımız en iyi ortaklığımız sınır güvenliği konusunda mültecilerin korunması ve kapılardaki güvenlik sorunları konusunda yaptığımız çalışmalardı. Şu ana kadar ki sayın valimizin sınır güvenliği açısından yapacağı çalışmaların bizim tarafımızdan olumlu bulunacağını ve devam ettireceğimizi belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.
BACHVAROVA: “TEL ÖRGÜ KALKMAYACAK”
Başbakan Yardımcısı Bachvarova daha sonra basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı. Geçtiğimiz yıllarda da çok tartışılan tel örgünün kaldırılıp, kaldırılmayacağını sorulduğu Bachvarova; “Buradaki güvenlik çiti kalkmayacak. Çünkü bu Bulgaristan Parlamentosu’nun aldığı bir karar. Fakat şunu da eklemek istiyorum ki, bu çit göçmenlere karşı alınmış bir önlemdir. Türkiye ile dostluk bağını etkileyecek bir durumu yoktur. İkili ilişkileri etkileyecek bağlamda yapılmış bir olay değildir” diye konuştu.
“İNSANİ AMA İLLEGAL BİR DURUM”
Bulgaristan’ın güneydoğusundaki Elhovo kasabasına yakın Sredetz köyünde geçtiğimiz günlerde gece saatlerinde Afgan bir sığınmacının Bulgar sınır polisi tarafından öldürülmesi hakkındaki soruyu yanıtlayan Bachvarova; “Öncelikle bu elim kaza için üzüldüğümü ifade etmek istiyorum. Fakat buradaki durumun sınır bölgesini ihlalden sonra oluştuğunu da belirtmek istiyorum. Yani illegal bir geçiş sonrası yapılan bir kaza sonucu ölen bir mültecidir. Hangi anlamda bakarsanız bakın elim bir kaza bu. Buradaki durum şu; bir sınır devriyesi işini yapmaya çalışmıştır, bir yandan da mülteci sınırı geçip grup halinde geçmeye çalışmış. Burada öyle bir durumla karşı karşıyayız ki, hem insani bir durum hem de illegal bir durum var ortada” ifadelerini kullandı.
“İLLEGAL GEÇİŞTE BAZI HAKLAR MEVCUT”
Bachverova son olarak basın mensuplarının, mültecilerin sınırı geçmesi halinde ateş emrinin olup olmadığını sorması üzerine; “Tekrar altını çizmek istiyorum. Burada illegal bir geçişten bahsediyoruz. Tabi ki burada insani bir durum var. Bizim bundan sonra yapmamız gereken bu insani duruma karşı bu tür kazaların yaşanmadan ne tür önlemler alınabileceğini hesaplamak. Ama bahsettiğiniz soruda da böyle illegal geçişlerde de bazı haklar mevcut” şeklinde konuştu.Olgay GÜLER

http://www.hudutgazetesi.com/haber/26359/sofyadan-edirneye-tesekkur.html

Read More →

Türkiye’nin büyük zaferi…

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Strazburg’da AİHM Büyük Daire’de görülen “Ermeni soykırımı”temyiz davasını kazandı. Karar bugün sabah saatlerinde görülen duruşmada açıklandı. Kararla “Ermeni soykırımını iddiaları”nı reddetmek suç olmaktan çıktı. Karar, Avrupa’da “Ermeni soykırımı iddiaları”nı kesin olarak tanıyan ülkelere darbe oldu. Zira AİHM’in verdiği bu nihai karar, 42 Avrupa Konseyi üyesi devleti doğrudan, diğer devletleri ise uluslararası hukuk açısından bağlıyor. Böylece “Ermeni soykırım iddiaları”, “Yahudi soykırımı” gibi bilimsel kesinlikle değerlendirilemeyecek. Perinçek”Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” dediği için yargılanmıştı. İsviçre’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünü ihlal ettiğinin vurgulandığı karar, 7’ye karşı 10 oyla verildi. Ayrıca 1915 olaylarının Yahudi soykırımıyla benzetilmeyeceğine vurgu yapıldı.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in İsviçre’de 2005 yılında verdiği konferanslarda, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” demesi üzerine bu ülke yargısınca ‘ırkçı ayrımcılık’ gerekçesiyle cezaya çarptırılmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ise ‘ifade özgürlüğü’ vurgusu yaparak İsviçre’yi haksız bulmuştu. Bunun ardından İsviçre Hükümeti’nin talebi üzerine temyiz süreci başlamıştı. Duruşmada Ermenistan tarafının avukatlığını George Clooney’nin eşi Amal Alamuddin Clooney üstlenmişti.

NE OLMUŞTU

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Ermeni soykırımı” iddialarının “emperyalist bir yalan” olduğunu söylediği gerekçesiyle, İsviçre mahkemelerinde yargılanmış ve çeşitli cezalara çarptırılmıştı. Bunun üzerine Doğu Perinçek konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmüştü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2. Dairesi’nin, 27 Aralık 2013 tarihinde verdiği kararda, İsviçre mahkum edilmişti.

AİHM KARARI: TÜRKİYE SOYKIRIM YAPMADI

Karara göre;

-1915 olaylarının niteliği tartışmalıdır. Bu konuda alınmış bir yargı kararı yoktur.

-Bu açıdan da 1915’de yaşananlar, 2. Dünya Savaşı’nda yaşanan Yahudi soykırımından farklıdır.

-Konu, tarihçilerin tartışmaları gereken ve tartışmakta oldukları bir husustur. Dolayısıyla bu konuda parlamentolar ve mahkemeler karar veremez.

-1915 olaylarının “soykırım” olarak nitelendirilemeyeceğinin savunulmasını yasaklamak ve bunu cezalandırmak, düşünce özgürlüğüne aykırıdır. Bu tür yasaklamalar ve cezalandırmalar AİHS’nin 17. maddesi kapsamında değerlendirilemez.

ŞİMDİ NE OLACAK

İsviçre Hükümeti bu karara karşı AİHM’i Büyük Dairesi nezdinde itiraz etmişti. 28 Ocak 2015 tarihinde Strazburg’da AİHM Büyük Dairesi’nde yapılan duruşmaya Doğu Perinçek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsviçre ve onun safında Ermenistan Hükümeti temsilcileri katılmıştı.

AİHM Büyük Dairesi, 9 Temmuz 2015 günü nihai kararını verdi. Duruşmada Doğu Perinçek de hazır bulundu. Karar, bugün Strazburg’da yapılan duruşmada dünya kamuoyuna açıklandı. Kararla İsviçre ve Ermenistan kaybetti. “Ermeni soykırımı iddiaları”nı reddetmek fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirildi. Böylece Ermeni olaylarının “Yahudi soykırımı” gibi bilimsel kesinlik taşımadığı tescillendi.

AİHM’in vereceği bu nihai karar, 42 Avrupa Konseyi üyesi devleti doğrudan, diğer devletleri ise uluslararası hukuk açısından bağlıyor. Karara göre:

– “Ermeni soykırımını tanıma” kararı alan devletler, bu parlamento kararlarını geri almak zorunda kalacak ve mevzuatlarında “Ermeni soykırımını inkar”ı suç kabul eden ve cezalandıran devletler, mevzuatlarını değiştirmek durumunda olacak.

Ayrıca 1915 olaylarını ders kitaplarında “soykırım” olarak niteleyen devletler, müfredatlarını buna göre değiştirip, düzeltmek zorunda kalacak.

Odatv.com

Read More →

Başbakan Borisov, AB’de mülteci konusunda Ankara’ya tam desteğini teyit etti

Türkiye’yi ziyarette bulunan Başbakan Boyko Borisov İstanbul’da Türkiye Başbakanı Ahmed Davutoğlu ile biraraya geldi. Gerçekleştirilen ikili görüşmede, mülteci akını ve buna bağlı güvenlik riskleri, sınır kontrolünde işbirliği, iyi komşuluk ve ortaklık çerçevesinde ikili ilişkilerin gelişimi gibi güncel konular ele alındı.

Başbakan Boyko Borisov, mülteci konusunda sağlanan destekten dolayı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a teşekkürlerini sundu ve Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’nde Ankara’ya tam destek vereceğini bir kez daha ifade etti. Borisov, Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde Türkiye’nin omuzlarında taşıdığı mülteci yükünün hafifletilmesinin son derece önemli olduğunu belirterek bu konunun Avrupa Konseyi’nin bir sonraki oturumunda görüşülmesini temenni etti..

Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, mülteci krizinin global soruna dönüştüğünü ve AB’nin bu yönde daha fazla çaba sarfetmesi gerektiğini söyledi. Borisov, Ankara’ya desteğini teyit ederek Brüksel’de Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Başkanlarıyla temaslarda bulunacağını ekledi.

 

http://bnr.bg/tr/post/100612957/

Read More →