Review Category : Manşet Haberler

Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu Başkanlığına Doktor Öğretim Üyesi Kader Özlem Seçildi

Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BURSA), İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (İZMİR), Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (KOCAELİ), Balkanlılar kültür ve Dayanışma Derneği (İSTANBUL), Balkan Göçmenleri Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği (YALOVA) derneklerinin bir araya gelerek oluşturmuş oldukları ve merkezi Bursa’da olan Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu’nun genel başkanlığına doktor Öğretim Üyesi Kader Özlem seçildi.

Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu Başkanı Kader Özlem, yönetim kurulunca yapılan seçimden sonra sosyal medyadan aşağıdaki mesajı paylaştı:

“Değerli Dostlar, Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu (BGF) Başkanı seçilmiş olmam dolayısıyla iletmiş olduğunuz samimi tebrik ve temennileriniz için çok teşekkür ederim.

Federasyon yönetimimizin almış olduğu kararın göçmen camiasına, bölgedeki soydaş ve akraba topluluklarımız ile ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Gençleşme trendi içinde olan camiamızın yeni çehresiyle birlikte, ihtisaslaşan, projeler üreten ve küresele hitap eden vizyonu içerisinde elimden gelen gayeti göstereceğim. Üst kuşaklarımızın gençleri teşvik edip destekledikleri ölçüde bilgi ve tecrübe paylaşımının nesilden nesile aktarılması bizleri daha güçlü kılacaktır diye düşünüyorum.

Köklü bir hafızaya ve mirasa sahip olan BGF, Bursa BAL-GÖÇ, İzmir BAL-GÖÇ, Kocaeli BAL-TÜRK, Yalova BAL-GÖÇ ve Kartal Balkanlılar gibi güçlü derneklerimizden oluşmaktadır.

Bu vesileyle BGF’nin kurucu başkanı rahmetli Sayın Mümin Gençoğlu ile kendisinin ardından görev yapan diğer tüm federasyon başkan ve yöneticilerimizi saygıyla selamlıyorum. Güzel faaliyetlerde buluşmak dileğiyle… Saygılarımla.”

Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi olan Kader Özlem aynı zamanda Bursa Bal-Göç Genel Başkan Yardımcılığı görevini de yürütüyor.

Bursa Bal-Göç olarak Sayın Kader Özlem’i tebrik ediyor, görevinde başarılar diliyoruz.

Kaynak: BAL-GÖÇ

Read More →

Edirne Balkan Türkleri Federasyonundan Türk mezarlığına yapılan saldırıyı kınama

6 Eylül 2018‘i 7 Eylül 2018’e bağlayan gece komşumuz Bulgaristan’ın Dobriç (Hacıoğlu Pazarcık) şehrinde Türk – Müslüman mezarlığına alçakça ve vandalca bir saldırı gerçekleştirilmiş ve 40 Müslüman mezarı tahrip edilmiştir.

Bu saldırı bir provakatif eylemdir ve adeta Bulgaristan’da Komünizm döneminde yapılanları hatırlatmakta, azınlıklarla ilgili derin hesapların olduğu mesajını vererek pek çok açıdan geçmişin karanlık dönemini çağrıştırmaktadır.

Bulgaristan da Müslüman ve Türklerin azınlık hakları Lozan Antlaşması, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Birliği Anlaşmaları, Türkiye Bulgaristan Dostluk Anlaşmaları gibi ikili ve çok taraflı anlaşmalarla güvence altına alınmıştır.

Edirne Balkan Türkleri Federasyonu olarak, Komşumuz Bulgaristan’a, Müslüman- Türk Azınlığın Bulgaristan’ın eşit vatandaşları olduğu gerçeğini hatırlatarak, bu menfur ve iğrenç saldırıyı şiddetle kınar, sorumluların bir an önce adalet önünde hesap vermelerini beklediğimizi duyururuz.

Erhan PEKKAN
Edirne Balkan Türkleri Federasyonu
Başkanı

Read More →

ipras: “İki Yunan askerinin tahliye edilmesi iyi komşuluk ve istikrarın güçlenmesine katkı sağlayacak”

Başbakan Aleksis Çipras, Edirne’de askeri bölgede yakalandıktan sonra tutuklu yargılanan Yunan ordusuna mensup iki askerin bugün tahliye edilmesinin bölgede dostluk, iyi komşuluk ve istikrarın güçlenmesine katkı sağlayacağını söyledi.

Çipras, 1 Mart’ta yakalanan Teğmen Aggelos Mitrodotis ile Astsubay Çavuş Dimitris Kuklacis’in, Edirne’deki 2. Sulh Ceza Hakimliğince tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verilmesinin ardından twitter hesabından paylaştığı mesajında, iki Yunan askerin tahliyelerinin “hukuki bir işlem olduğunu” kaydetti.

Başbakan Çipras mesajında, “İki Yunan askerinin tahliye edilmesi, bölgede dostluk, iyi komşuluk ve istikrarın güçlenmesine katkı sağlayacak. İki subayımıza ve ailelerine, çabalarımıza gösterdikleri güven ve sabır için teşekkür ve tebrik etmek istiyorum. Aggelos ve Dimitris, vatana iyi dönüşler.” ifadelerini kullandı.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias da sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, iki Yunan askerinin tahliye edilmelerinden büyük sevinç duyduğunu ifade ederek, “Büyükelçimiz Mavroidis’e, elçilik müsteşarı Baltas’a ve Konsolos Theoharidis’e büyük tebrikler. Türk tarafından yardımcı olan herkese de teşekkürler. Gecenin en büyük kazananı diplomasi oldu.” diye yazdı.

Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos da yaptığı yazılı açıklamada, Yunan askerlerin tahliye edilmesinin Türk makamlarınca yapılan temel hukuki bir işlem olduğunu belirterek, Mitrodotis ve Kuklacis’i ve ailelerini tutukluk süresince ortaya koydukları tavırları için tebrik etti.

Öte yandan, Yunan ordusuna mensup iki askerin tahliye edilmeleri Yunan medyasında geniş yer alırken, Mitrodotis ve Kuklacis isimli askerlerin telefonlarında suç unsuru bulunmadığı ve bu nedenle mahkeme tarafından şartsız olarak tahliye edilmelerinin kararlaştırıldığı belirtildi.

Yunan televizyonları haberlerinde, tahliyelerine karar verilen ve bürokratik işlemlerinin tamamlanmasının ardından Yunanistan’a dönmeleri beklenilen iki Yunan askerine Selanik’te Yunanistan Savunma Bakanı Kammenos tarafından karşılama töreni yapılacağını duyurdu.

Read More →

Bulgaristan’ın Mandela’sı mezarı başında anıldı

“Öldürenler gafil, ölenler haklı
Düşünen kafalar zindanda saklı
Ne feryad duyan var, ne de dinleyen
Birkaç değil artık, binler inleyen
Yardımcı olmazsa bizlere Hüda
Kalır mı feryattan bir aksi sada?
Aleve benzeyen bir hevesimle
Kaderim yok olmak kendi sesimle…”

Dizelerinin sahibi büyük şair Nuri Turgut ADALI Kırcaali- Adaköy’de mezarı başında sevenlerinin bir araya gelmesi ile anıldı. 1922 yılında doğan büyük usta14 yıl önce aramızdan ayrıldı. Adalı’yı anmak üzere törene, Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Erhan PEKKAN ve Yönetim Kurulu Üyeleri İsmail KOCAKÖSE, Atıf MUTLU, Hikmet ÇAVUŞOĞLU ve Nedim DÖNMEZ iştirak etti. Federasyon çelengi büyük şairin mezarı başına konuldu.

Hayatının 24 yılını Bulgar hapishanelerinde geçiren şair, hem kendi sabretmiş hem de çevresindeki mahkûmlara sabretmeyi öğütlemiştir. Anma törenine katılan hapishane arkadaşları Adalı’nın fikirlerinden fazlasıyla istifade ettiklerini ifade ettiler. Okunan dualardan sonra törene katılanlar Adalı ailesine taziyelerini sundular.

Read More →

BAŞPEHLİVAN ORHAN OKULU

657. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde başpehlivanlığı, finalde Şaban Yılmaz’ı yenen Orhan Okulu kazandı.

BAŞPEHLİVAN ORHAN OKULU

Sarayiçi Er Meydanı’nda düzenlenen organizasyonun başpehlivanlık final mücadelesi büyük bir çekişmeye sahne oldu. Rakibini yenen Orhan Okulu, 3 yıl aradan sonra tekrar altın kemeri beline taktı.

2005 yılı başpehlivanı Şaban Yılmaz, Serhat Gökmen, Ali Altun, Ünal Karaman, Faruk Akkoyun, Ali Gürbüz’ü, 2015 yılı başpehlivanı Orhan Okulu da Kaan Kaya, Hasan Cengiz, Nedim Gürel, Hüseyin Gümüşalan, Serhat Balcı’yı yenerek finale adını yazdırdı.

Edirne Valisi Günay Özdemir, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın, Kırkpınar Güreş Ağası Seyfettin Selim güreş öncesi iki pehlivanın yanına giderek başarı diledi.

Başcazgırlar Şükrü Kayabaş ve “Pele” lakaplı Mehmet Turan’ın takdimiyle peşreve çıkan iki tecrübeli isim tribünleri selamladı.

“Peşrev ustası” namıyla anılan Şaban Yılmaz peşrevleriyle tribünlerden büyük destek aldı. “Geri vitesi olmayan pehlivan” diye bilinen Orhan Okulu da yağlı güreş kültürünün üst düzeyde olduğu Antalya’dan gelen yoğun seyircinin desteğiyle karşılaştı.

Müsabakanın ilk dakikalarında Orhan Okulu rakibinin kasnak ve paçasından yakalamak için yoğun çaba gösterdi. Şaban Yılmaz uzun boylu olmasının avantajını kullanıp, rakibinin bu oyununu Orhan Okulu’nun ensesine bastırarak önlemeye çalıştı.

Güreşin ilk yirmi dakikası çok aktif geçmedi. Her iki pehlivan da birbirini tartar bir güreş sergiledi. Bir ara rakibini kasnaktan çeken Orhan Okulu, Şaban Yılmaz’ı yere yatırdı. Orhan Okulu ensesine bastırdığı rakibine dış kazık denemeleri yaptı. Orhan Okulu bu oyunda başarılı olamadı.

Ara ara sert el enselerin görüldüğü bu bölümde galip çıkmadı ve puanlama bölümüne geçildi. Bu bölümde de Orhan Okulu sık sık rakibinin kasnak ve paçasından yakalamak için ataklar yaptı. Pasif güreştiği gerekçesiyle Şaban Yılmaz ihtar aldı. Bu bölümden de sonuç çıkmadı.

Puan alanın galip sayılacağı “altın puan” diye de adlanırılan bölümle güreş devam edildi. Bu bölümde güreş hızlandı. Orhan Okulu dış kazık paçadan yakaladığı rakibinin arkasına geçerek Şaban Yılmaz’dan puan kazandı ve yaklaşık 45 dakika süren finalin sonunda 657. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin başpehlivanı oldu.

Başpehlivan Orhan Okulu, finalden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada kendisini destekleyenlere teşekkür etti.

Altın kemeri Antalya’ya götürmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden Okulu, “Hedefim 3 kez üst üste altın kemeri alarak, kemerin sürekli sahibi olmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.

http://www.edirne.bel.tr

Read More →

657. KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLERİ BAŞLADI

Edirne Belediyesi’nin organizasyonuyla gerçekleştirilen 657. Kırkpınar Yağlı Güreşleri düzenlenen törenle başladı. Pehlivan sayısında rekor katılımın gerçekleştiği güreşlerde 2 bin 228 pehlivan 14 boyda mücadele edecek. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan açılış töreninde yaptığı konuşmada “Kırkpınar ağalığı sadece para vermekle olmaz. Biz Kırkpınar ağasının mert, yiğit, adam gibi adam olmasını bekleriz” dedi.

657. KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLERİ BAŞLADI

657. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin açılışı Sarayiçi Er Meydanı’nda düzenlenen törenle gerçekleşti. Açılışa, Edirne Valisi Günay Özdemir, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın, Kırkpınar Güreşleri Ağası Seyfettin Selim ile çok sayıda güreşseverler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından geçen yılın başpehlivanı İsmail Balaban, Türk bayrağını göndere çekti.

Burada bir konuşma yapan Edirne Valisi Günay Özdemir, “Er meydanı ve Türk güreşi, insan merkezli büyük bir medeniyetin oluşturduğu yaşam biçimidir. Türk güreşinin geleneksel olarak içinde barındırdığı ağalık, altın kemer, zembil, kispet, cazgır, davul-zurna, peşrev, yağlanma, pehlivan ve başpehlivanıyla bizim değerlerimizi ve kimliğimizi yansıtan, kendine has gelenekleriyle UNESCO’nun kültür mirası listesine girmiş marka değerimizdir” dedi

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ise, Ağalık İhalesi’nde üç önemli değişikli yaptıklarına dikkat çekerek, “Kırkpınar ağalığı sadece para vermekle olmaz. Biz Kırkpınar ağasının mert, yiğit, adam gibi adam olmasını bekleriz. Bunu beceremeyenler zamanı geldiğinde dökülen yapraklar gibi dökülür gider. Ağalık burada en yüksek parayı vermek değil, her pehlivanın adını bilmektir, sevinenle sevinmek, üzülen ile üzülmektir, her şeyi ile adam gibi adam olmaktır. Seyfettin Selim gibi, Alper Yazoğlu gibi olmaktır. Bu nedenle şartnamede değişiklik yaptık. Dosya bedelini 5 bin liradan 25 bin liraya çıkardık. İhale tarihinden itibaren ihaleyi alan ağa 15 gün içinde paranın tamamını yatıracak. Eğer yatırmaz ise ihale iptal edilecek. Birde ağalık ihalesi onaylanmadan paranın tamamı yatmadan ağalık unvanı kullanılamayacak” diye konuştu.

Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın ise, bu yıl güreşlere 2 bin 228 güreşçinin kayıt yaptırdığını ifade ederek bu sayının yağlı güreş tarihinde rekor katılım olduğunu söyledi.

Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim de, bu yıl yapılacak olan güreşler, 15 Temmuz şehitlerine yakışır bir şekilde olacağını söyledi.

Konuşmaların ardından Er Meydanı’nda pehlivanlar, hakemler, cazgırlar, davul zurna ekibinin yer aldığı kortej Edirne Belediyesi Bandosu eşliğinde Er Meydanı’nnda resmi geçit yaptı.

http://www.edirne.bel.tr

Read More →

Edirne Balkan Türkleri Federasyonundan Eski Zagra’da Yer İsimlerinin Değiştirilmesi Hakkında Basın Açıklaması

Bulgaristan Eski Zagra (Stara Zagora) Belediye Meclisi 31 Mayıs 2018 tarihli oturumunda ırkçı, aşırı sağcı partilerin hazırladığı yer isimlerinin değiştirilmesini öngören kararını onaylayarak bir skandala imza atmıştır. Kararla Şehre bağlı 51 ilçede Türk Arap kökenli yer adlarını çağdaşlaştırdıklarını ileri sürerek 838 yere Bulgarca isimler verilmiştir.

Bulgaristan Müslümanları Baş müftülüğü Belediye Meclisinin bu kararına tepki göstererek kararı bir bildiri ile kınamıştır. Kararın 1989 yılına dek iktidarda bulunan devrik diktatör Todor Jivkov rejimin ülkedeki Türk ve Müslümanlara karşı yürütülen asimilasyon sürecini anımsattığını ifade ederek karardan büyük endişe duyulduğunu belirterek, kararın Bulgaristan’daki çok kültürlü din ve etnik hoşgörü anlayışını zedelediği belirtilmiştir.

Karara bölgede yaşayan Türkler tepki göstererek isimlerin değiştirilmemesi için imza kampanyası başlatmışlardır.

Federasyon olarak 1984 yılında Jivkov döneminde başlayan Türklere karşı asimilasyon politikasına benzer uygulamaları ve nefret dilini şiddetle kınıyoruz.

Belediye meclisini, Bölgede yaşayan etnik ve Müslüman azınlıkların toplumsal kültürel ve dini alanlardaki haklarının çiğnenmemesi ve “Helsinki Son Belgesi ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi” ile güvence altına alınan ‘Etnik azınlıkların kendi kültürlerinden yararlanma, dinlerini açıklama ve uygulama, kendi dillerini kullanma, kendi gelenek ve göreneklerini yaşatma, kültür kimliklerini koruma’ haklarına saygı göstermeye davet ediyoruz.

Erhan Pekkan
Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Genel Başkanı

Read More →

Stara zagora Belediye Meclisi 838 yer adının Türkçeden Bulgarcaya çevirme kararını onayladı

Stara zagora (Eski zara) Belediye Meclisi bu günkü oturumunda 838 yer adının Türkçeden Bulgarcaya çevirme kararını onayladı.

Karar 39 “evet”, 2 “hayır” ve 4 “çekimser” oyla alındı. Hak ve Özgürlükler Hareketinden 2 meclis üyesi karara “hayır” oyu verdi.

Stara Zagora Belediye Meclisindeki tüm siyasi partilerin temsilcilerinin yer aldığı geçici komisyon yaklaşık bir yıl Türkçe yer adlarının Bulgarcaya çevirisi üzerinde çalıştı.

Harici uzman danışmalarının, yer adlarının yeniden adlandırılmasına yönelik çalışmalara büyük katkısı oldu. Komisyon üyelerinin, tam anlamıyla anlaşılabilmesi için yerlerin bulunduğu alanların somut tarihi ve coğrafi özelliklerini dikkate almasıyla uzmanlar yer isimlerini harfiyen Bulgarcaya tercüme etti.

Komisyon üyeleri, yerlerin adlardan başka tanımlama numarasına sahip olduğu için yeniden adlandırmanın idari açıdan herhangi bir karmaşaya yol açmayacağına kanaat getirdiler.

Bölgede yaşayan Türklerden karara tepki

Eski Zara (Stara zagora) Belediye Meclisinde 31 Mayıs 2018 tarihli oturumunda 838 yerin Türkçeden Bulgarcaya çevrilmesi kararı bölgede yaşayan Türkler tarafından tepki görüyor.

İsimlerin değiştirilmemesi için Eski Zara Bölge Müftüsü Turhan Hasan tarafından başlatılan imza kampanyasına şehir içinden 200, etraf köylerden de 1000 imza toplandı. İmzaların Eski Zara Belediye Başkanı ve Meclis Başkanlığına sunulduğu anlaşıldı.

Kaynak: Kırcaali Haber

Read More →

Prof. Dr. Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy hayatını kaybetti

Bulgaristan’daki Türkler başta olmak üzere Türk Kültürü üzerine çok sayıda araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy 24.03.2018 tarihinde Ankara’da vefat etmiştir.

Cenazesi 25.03.2018 Pazar günü öğle namazına müteakip Bursa Kestel’deki Hacı Çınar Camisinden kaldırılacaktır.

Kırcaali Haber Gazetesi ekibi olarak merhumeye Allah’tan rahmet sevenlerine başsağlığı dileriz.

Hayriye Yenisoy: 
Bulgaristan’da Memoğlu-Süleymanoğlu soyadıyla bilinen Hayriye Yenisoy 10 Mart 1934’te Filibe’nin (Plovdiv’in) yakınında bulunan Kriçim (Kırçma) kasabasında doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Kriçim İptidaî Mektebi ve Rüştiyesinde yapmıştır. Bu eğitim ocağında hazırlıklı aydınlar öğretmenlik yapmış ve Türklerin eğitim ve kültürel kalkınmasına hizmette bulunmuşlardır. Türkiyeli aydınlardan da burada çalışanlar olmuştur. Birinci Dünya Savaşından sonra Bulgar Çiftçi Partisi Hükümeti zamanında Cafer Tayyar Paşa ordusundan Bulgaristan’a geçip Filibe’ye yerleştirilen Türk subaylarından iki subay Kriçim Türk okulunda öğretmenlik yapmıştır. Baki Muallim adında İstanbullu bir öğretmen de uzun yıllar bu okulda çalışmış ve 1937’de Bulgar makamları birçok Bulgaristanlı Türk aydınıyla birlikte bu öğretmeni de ailece Türkiye’ye göçe zorlamışlardır. Hayriye Memoğlu’nun öğrencilik yıllarında rüştiye, medrese ve özel kolej mezunları okulda öğretmenlik yapmıştır. Bunlardan Kriçimli İsmet Muallim, Filibeli Nihat Muallim ve Peştereli Kâmil Muallim Filibe Özel Fransız Kolejini bitirmişlerdir. 1947 yılına kadar Kriçim Türk okulu özel okul statüsünde kalmış ve Okul Encümeni tarafından yönetilmiştir. Hayriye Memoğlu’nun babası Mehmet Memoğlu da uzun yıllar Encümen başkanlığı yapmıştır. 1947’de okul devlet okulu olmuştur. Hayriye Memoğlu Rüştiyeyi bitirdikten sonra Kriçim Bulgar Kız Lisesinde okumuş ve 1952’de yüksek başarıyla mezun olmuştur. Aynı yıl Sofya Üniversitesinde Türk gençlerine Türkçe eğitim veren bölümler açılınca Hayriye Memoğlu da Türk Filolojisi Bölümünde öğrenimini sürdürmüştür. Üniversite yıllarında ünlü Türkologlardan ders dinleme şansı olmuştur: Bölümün açılışının ilk yılında öğrenciler asistan Riza Mollov’dan edebiyat nazariyesi ve Türk folkloru, öğretim görevlisi Gılıb Gılıbov’dan da pratik Türk dili ve Osmanlıca’dan 2 ders dinlemişlerdir. Ertesi ders yılında (1953-1954) Azerbaycan Türkologlarından Prof. M. Şiraliyev, Prof. M. Mirzazade misafir profesör olarak Bölümde bulunmuş ve Türk diyalektolojisi, çağdaş Türk dili dersleri okutmuşlar, Türkolojinin esasları alanında öğrencilere bilgi vermişlerdir. 1955’te Prof. G. Nemeth, asistanı G. Hazai ile birlikte Bölümde kalmış, Vidin ve AdakaleTürk ağızları üzerine bir dizi konferanslar vermiş, G. Hazai de kendisine asistanlık etmiştir. G. Hazai 1957-1959 yıllarında yine davet edilerek Türkolojiye giriş, Türk dilleri tarihi gibi dersleri okutmuştur. Türkiye’den Prof. H. Caferoğlu, Prof. S. E. Siyavuşgil, O. Ş. Gökyay; Leningrat (St. Peterburg) Üniversitesinden Prof. A. N. Kononov; Viyana Üniversitesinden Prof. A. Tietze, Polonya Türkologlarından Prof. E. Trijarski, Prof. Wl. Zajaczkowski gibi bilim adamları Bölümü ziyaret etmiş, bunlardan çoğu konferanslar vermiştir. Türk Filolojisi Bölümü 1956 yılına kadar Genel Dil Bilimi Kürsüsüne bağlı kalmış, bu tarihten sonra da müstakil bir kürsü olarak Batı Filolojileri bünyesinde varlığını sürdürmüştür.

Fakültenin öteki bölümlerinde olduğu gibi, Türk Filolojisinde de öğrenci bilimsel derneği kurulmuş ve bilim araştırmaları alanında ilk adımlar atılmaya başlamıştır. Bölümün öğrenci derneğini asistan R. Mollov yönetmiş, Hayriye Memoğlu da derneğin başkanlığına seçilmiştir. Yazmış olduğu ilk yazıları “Sabahattin Ali’nin Kuyucaklu Yusuf Romanı” ve “Mihail Şolohov ve Eserleri” başlıklı ilk yazıları 1955’te “Yeni Işık” gazetesinde yayımlanmıştır.

1956 yılında Bölüm ilk mezunlarını vermiş, bunlar arasında bulunan Hayriye Memoğlu da yüksek başarıyla diploma almıştır. Mecburî hizmet olarak Kırcaali Türk Öğretmen Okulunda (Türk Pedagoji Mektebinde) Türk dili ve edebiyatı öğretmenliğine atanmıştır. Okulda öğrenci derneği kurarak üye öğrencilerden bazılarıyla bölgedeki Türk köylerinden folklor malzemesi toplamıştır.

Üç yıl süren mecburî hizmeti sona erince Hayriye Memoğlu Eski Zağra (Stara Zagora) Öğretmen Uzmanlaşma Enstitüsüne “Türk Okulları” Kürsü başkanlığına atanmıştır. Enstitünün kurucularından biri olan Hayriye Memoğlu Bulgaristan Türklerinin Türkçe Eğitiminin gereken bilimsel-pedagojik düzeyde gerçekleşebilmesi için çalışmış, 3 Türk okullarını sık sık ziyaret etmiş, yaz aylarında Enstitüde öğretmenlere kurslar düzenlemiş, bilimsel-metodik içerikli makaleler yayımlamıştır. Ayrıca, bu yıllarda Türk folklor ve diyalektoloji malzemesi toplamaya da devam etmiştir. Enstitüde kaldığı dönemde Bulgar Bilimler Akademisinin Düzenlediği bilimsel ekspedisyonlara da katılmış, Kuzeydoğu Bulgaristan’da Gagavuzların dili, kültürüyle ilgili malzeme toplamıştır.

Eski Zağra Enstitüsünde çalıştığı yıllarda Sofya Üniversitesi Slav Filolojileri Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğrenime başlayarak buradan da yüksek başarıyla mezun olmuştur. (Bu ikinci fakülteden almış olduğu diploması Hayriye Memoğlu-Süleymanoğlu /Hayriye Memova-Süleymanova/ adıyla verilmiştir). Ünlü Bulgar dilcilerden Vladimir Georgiev, Lübomir Andreyçin, Miroslav Yanakiev gibi profesörlerden ders dinlemek de büyük bir şans olmuştur. İki fakülteden mezun olarak, Türkoloji ve Slav dilleri alanında bilgilere sahip olması, Hayriye Memoğlu-Süleymanoğlu’nun bundan sonraki bilimsel çalışmalarının da büyük ölçüde yönünü belirlemiştir. Yayımlanmış eserlerinden büyük çoğunun, doktora tezi de dahil, Türk-Bulgar, Slav-Türk dil etkileşimi, folklor etkileşimi konusu olduğu açıkça görülmektedir.
Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümünün açmış olduğu sınavı yüksek puanla kazanarak burada 22 yıl çalışmış, çağdaş Türk dili, Türk dili ses bilgisi ve leksikoloji dersleri okutmuştur. Bölümün adı Türk Filolojisi, sonra Oryantalistik, daha sonraları da Türkoloji olmuş ve günümüzde de Türkoloji olarak Klasik ve Yeni Filolojiler Fakültesi bölümlerinden birini oluşturmaktadır.

Hayriye Süleymanoğlu, yaz aylarında Sofya Üniversitesi tarafından düzenlenen bilimsel ekspedisyonlara katılmakla görevlendirilmiş, Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde Türk folkloru ve diyalektolojisi araştırmalarında bulunmuştur.

Sofya Üniversitesi tarafından Bakü’ye gönderilerek Azerbaycan Devlet Üniversitesinde Türk dili ses bilgisi ve leksikoloji alanında ihtisas yapmış, Türkologların 4 çalışmalarını yakından tanıma olanağı bulmuş, bilim ufku genişlemiştir. Azerbaycan Yabancı Diller Enstitüsü Fonetik Laboratuvarında da deneyler yapmıştır. Daha sonraları Azerbaycan Bilimler Akademisi Dilcilik Enstitüsünde Tarihî Süreç İçinde Tük Dilleriyle (Lehçeleriyle) Slav Dilleri arasındaki Etkileşim konulu doktora tezini savunmuştur.

Üniversitede başasistan, kıdemli öğretim görevlisi olarak görev yaptığı yıllarda birçok Türkoloji öğrencisine tez danışmanlığı yapmış, Türkçenin leksik ve deyimler düzeyinde öteki dillerle etkileşimi konusu başlıca araştırma konusu olmuştur. Bundan sonra Bulgar Bilimler Akademisi Balkanoloji Enstitüsünün “Balkan Halklarının EtnikLengüistik ve Etnik-Kültür Sorunları” Bölümüne atanmıştır. Bulgarların “Büyük Gezi” olarak adlandırdıkları zorunlu Büyük Göçte ailece Türkiye’ye gelmiş ve burada Yenisoy soyadını almıştır. Böylelikle çalışma hayatında ikinci bir dönem başlamıştır.

1991 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde kadroya alınan, Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalının kurucusu olan Hayriye Yenisoy, burada eski Bulgarca, Bulgar yazı dili tarihi, çağdaş Bulgar dili grameri, leksikoloji, diyalektoloji, stilistik gibi esas teorik dersleri okutmuştur. Lisansüstü ve doktora öğrencilerine danışmanlık yapmıştır.

Kısa süreyle Muğla Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Türk Lehçeleri Bölümü, Doğu Akdeniz Üniversitesi-Gazi Mağusa (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti), Sofya Yüksek İslâm Enstitüsü, Bakü’deki Azerbaycan Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi, Oslo Üniversitesi (Norveç), Bulgar Bilimler Akademisi Bulgar Dili Enstitüsü gibi yüksek öğretim, bilim kurumlarında ders okutmuş veya konferanslar vermiştir. Türk Federasyonlarının davetlisi olarak Avusturya, Hollanda gibi ülkelerde düzenlenen yaz okullarında konferanslar vermiş, Avrupa’daki Türklerin eğitim konulu toplantılarına katılmıştır. Bir süre de T. C. Devlet Bakanlığı ve Kültür Bakanlığında danışman olarak geçici görevlerde bulunmuştur.

Bilimsel çalışmaları Türkoloji, Balkanoloji ve Slavistik alanındadır. Bir dilci olarak bilinen Hayriye Memoğlu’nun Bulgaristan Türklerinin sözlü ve yazılı edebiyatı üzerinde 5 de derleme, makale ve kitaplar hâlinde araştırmaları yayımlanmıştır. Bulgaristan’da çıkan Türkçe dergi ve gazetelerin, Bulgaristan Türk sanatçılarının dilini incelemiş, istatistik yöntem uygulayarak yazılı eserlerin üslûp zenginliğini, Bulgarcanın etkisi bakımından yazarların dilinin durumunu rakamlarla göstermiştir.

Bir milyon kelime biçimini esas alarak çağdaş Türkiye Türkçesini kelime zenginliği açısından, fonetik ve morfolojik açıdan araştırarak ilginç sonuçlar elde etmiştir. Söz gelişi, belirli metinler çerçevesinde en sık kullanılan kelimeleri, Türk yazı dilinin kelime zenginliğini rakamlarla göstermiş, günümüzün Türkiye Türkçesinde eklerin işleklik durumunu açıklamıştır.

Yukarıda da belirtildiği gibi, ciddi çalışmalarından biri de Türkçenin Balkan dilleriyle etkileşimi ve geçmişten günümüze kadar dayanan Slav-Türk dil ilişkileri olmuştur. Balkan dilleri üzerinde (Balkan Yahudilerinin Cüdezmo dili de dahil) Türkçenin etkisi, Osmanlı kaynaklarında Balkan toponim ve hidronimleri gibi başlıklı yazıları da bu çalışmaların bir bölümünü oluşturmaktadır.
Leksikografi alanında da çalışmaları vardır: Türkçe-Bulgarca Sözlük, BulgarcaTürkçe Tematik Sözlük, Türkçenin Sıklık Sözlüğü, Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü vb. Norveçli ünlü bilim adamlarından Prof. Alf Grannes ve Prof. Kjetil R. Hauge ile birlikte Bulgarcada Türkçe Kelimeler Sözlüğü üzerinde de yıllarca çalışmıştır. Eski Türk anıtlarıyla ilgili Rusça eserlerin Türkçeye çevirisini yapmış, Türkçeden Bulgarcaya ve Bulgarcadan Türkçeye kitap çevirileri de vardır.

Uluslararası Sosyolengüistler Derneği’nin üyesi olan Hayriye Memoğlu sosyolengüistik alanında da çalışmaktadır ve Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmiş Türklerin dilini incelemektedir.

Bulgaristan’da totaliter rejimin Türk halkına ırkçı bir politika uygulamaya başlamasıyla Türk aydınlarından birçoğu perişan edilmiştir. Bu karanlık dönemde Hayriye Süleymanoğlu’nun ailesi de nasibini almıştır. Şair ve araştırmacı Ahmet Şerif 6 Şerefli de şöyle yazmıştır: “Türklerle ilgili herhangi bir olay çıkınca Bulgar güvenlik organları ilk önce bu ailenin evine baskın düzenliyor, aileye nefes aldırmıyorlardı”. Evleri defalarca basılmış, zengin ev kitaplığından kitapları alıp götürülmüştür. Düzenlenen baskınlarda Hayriye Süleymanoğlu’nun Türkoloji konulu yayımlanmış ve henüz yayımlanmamış eserleri (müsveddeleri de dahil), yıllarca toplamış olduğu Türk folkloru ve diyalektolojisi malzemesine de kasetleriyle birlikte el konmuş, bir daha hiç bir şey iade edilmemiştir. Sofya Üniversitesi Yayınevince basılmış, henüz Üniversite matbaasında bulunan Bulgarca-Türkçe Tematik Sözlük’ü ve baskıda bulunan TürkçeBulgarca Sözlük’ü alınarak Üniversitede ırkçı bir politika izleyenlerin başında bulunan Rektör Prof. İlço Dimitrov’un çıkardığı 4170 Numaralı, 14.07.1981 tarihli yazılı emriyle yakılmaları için acilen bir komisyon kurulmuştur. Fakülte profesörlerinden bazıları bunu tepkiyle karşılayınca Rektörün 4592 Numaralı, 27 Temmuz 1981 tarihli yeni bir emriyle Bulgarca-Türkçe Sözlük Üniversitenin bodrum katındaki depolardan birinde demir parmaklıklarla bölünmüş bir yerde kilit altına alınmıştır. Söz konusu sözlükleri Hayriye Memoğlu’nun Bulgaristan Türkleri için hazırladığı ve bunlarla Türkler, ana dilleri Türkçeyi ve Türk kültürlerini unutmamalarını amaçlamış olduğu iddiaları ortaya sürülerek Hayriye Memoğlu’nun Bulgar Komünist Partisinin “TEK ULUS” kurma politikasına karşı çıktığı vb. politik nedenlerle suçlu bulunarak hakkında genel soruşturma açılmıştır. Bu soruşturma 10 Kasım 1989’da komünist rejim iktidarına son verildiği güne kadar devam etmiştir. Oysa iki sözlüğün de ön sözlerinde bunların Türkoloji Bölümü öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için hazırlanmış olduğu ve böyle sözlükler hazırlamak için Hayriye Memoğlu’na görev verildiği açıkça belirtilmiştir. Aradan 13 yıl geçtikten sonra, Eylül 1993’te Üniversitenin yeni Rektörü Prof. Dr. İv. Lalov’un emriyle demir parmaklıklı bölmenin kapısı açılmış, Bulgarca-Türkçe Tematik Sözlük de özgürlüğüne kavuşmuştur. Sözlüğün özgürlüğe kavuşması Bulgaristan Cumhurbaşkanı Dr. Jelö Jelev sayesinde olmuştur. Türkçe-Bulgarca Sözlük’e gelince: Hayriye Süleymanoğlu’nun elinde sadece arşiv materyallerinden bir bölüm kalmış, bunlar üzerinde tekrar çalışmaya başlamış, 1989’un Büyük Göçünden sonra Ankara Üniversitesinde göreve başlamış, söz konusu sözlük üzerinde de çalışmalarını sürdürmüştür. 2007 yılında bu sözlüğün güncelleştirilmiş yeni varyantı T. C. Millî Eğitim Bakanlığınca Ankara’da yayımlanmıştır.

Herhangi bir emir olmadığı, işine son verilmediği hâlde Hayriye Süleymanoğlu Sofya Elektrokar Fabrikasında yaklaşık 4 yıl boyunca en ağır koşullarda temizlikçi ve işçi olarak çalıştırılmıştır. Bu fabrikaya Bulgar aydınları da gönderilip çalıştırılmıştır. Sonra da Sofya Üniversitesinden Bulgar Bilimler Akademisi Balkanoloji Enstitüsüne atanmıştır. Bulgar profesörlerin dediği gibi, o yıllarda Bulgaristan Anayasası dahi hiçe sayılmıştır.

Hayriye Memoğlu-Süleymanoğlu bu karanlık günlerde dahi millî benliğini, insanlık haysiyetini korumuş, Bulgar Güvenlik Sisteminin meşhur Altıncı şubesinde ve sık sık çağırılan ve haftalarca süren soruşturmalarda insanlığı, adaleti, Türklüğü savunmuştur. Tüm zorluklara göğüs gererek, her hareketiyle hapisanelerde, sürgünde bulunan yüzlerce öğrencisine, kader kardeşlerine manevi güç vermiş ve adı âdeta bir efsane olmuştur.

Hayriye Süleymanoğlu yıllar önce doçent seçilmiş, ancak Türkleri Bulgarlaştırma süreci başlayınca doçentliğinin onaylanması da durdurulmuştur. 10 Kasım 1989 tarihinde totaliter rejime son verilince Hayriye Süleymanoğlu’nun doçentliği de Bakanlar Kuruluna bağlı Yüksek Atestasyon Komisyonu tarafından onaylanabilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere Hayriye Yenisoy’un çalışma hayatında Türkiye dönemi de vardır. Bulgaristan’da yayımlanmış eserlerinde dilcilik konuları ağırlıklı olmuştur. Türkiye döneminde de bu alanda çalışmalarını sürdürerek Bulgaristan Türklerinin ve öteki Balkan Türklerinin edebiyatı üzerine de eserler yazmıştır. Özellikle Balkan Türklerinin göç felâketi ve bunun bir devamı olan Türkiye’deki sıkıntılı, üzüntülü uyum süreçlerinin edebiyata yansıması esas araştırma konusu oluşturmuş ve profesörlük için çalışmaları da bu konuda olmuştur.

Başlık olarak 250 dolayında eseri olan Hayriye Memoğlu’nun yazıları Türkçe, Bulgarca, Rusça, Slovakça ve İngilizce olarak Bulgaristan, Türkiye, Azerbaycan, Çekoslovakya, Norveç, Hollanda, A. B. D. vb. ülkelerde yayımlanmıştır. Bu başlıklar arasında Bulgarcaya ait kitapları da bulunmaktadır. Bulgarcanın gramerini Türk dilinde 8 ilk kez yazan Hayriye Süleymanoğlu olmuştur. Bu kitaplarda karşılaştırmalı yöntem uygulamış, Türkçenin ve Bulgarcanın fonetik, sözcük yapımı ve gramer özellikleri üzerinde durulmuş, bu iki dilin farklı ve benzer yönleri vurgulanmıştır.

25-30 yıl bir süreden sonra ilk kez Türk çocuklarına bir bağış ve hatıra olarak Türkçe ders kitaplarını eşi Mehmet Süleymanoğlu ile birlikte hazırlamıştır. T. C. Millî Eğitim Bakanlığı da bunları bağış olarak Bulgaristan Eğitim ve Bilim Bakanlığına göndermiştir.

Bulgaristan Cumhurbaşkanlığında, Eğitim ve Bilim Bakanlığında en yüksek düzeyde düzenlenen toplantılarda Haklar ve Özgürlükler Hareketini temsil eden komisyonun başkanlığını yaparak Türkçenin Türk çocukları olan okullarda zorunlu bir ders olarak okutulmasını ısrarla savunmuştur. Türkiye’ye göç ettikten sonra da Bulgaristan ile ilişkilerini kesmemiş, Türkçe öğretimi konusunda en yüksek Bulgar devlet makamlarıyla görüşerek bu konunun Bulgaristan yasaları çerçevesinde olumlu yönde çözümünü ısrarla istemektedir. Sofya Yüksek İslâm Enstitüsünde de Türkçe dersleri okutarak eğitime katkıda bulunmaya devam etmektedir. Sofya’da düzenlenen etkinliklere bildirileriyle katılmaktadır. Bulgar meslektaşlarıyla da sıkı ilişkilerini, ortak bilimsel çalışmalarını sürdürmekte ve Sofya’da çıkmakta olan uluslararası dergilerde makaleleri yayımlanmaktadır.

Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy, Türkiye’de ve Türkiye dışında düzenlenen birçok ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum ve panellere bildirileriyle katılmıştır.

1994’te Süvari dergisinin, 2004 yılında da Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı’nın (TÜRKSAV) TÜRK DÜNYASINA HİZMET ÖDÜLLERİNE lâyık görülmüştür. Başka kurum ve kuruluşlarca da ödüllendirilmiştir.

Kaynak: Kırcaali Haber

Read More →

Balkan Türkleri Federasonunda ‘Pekkan’ dönemi

Edirne Balkan Türkleri Federasyonu tarafından gerçekleştirilen 6’ncı olağan genel kurulda mevcut başkan Nedim Dönmez görevi Büyükkarıştıran Yıldırım Mahallesi Muhtarı Erhan Pekkan’a bıraktı.

Edirne Balkan Türkleri Federasyonu 6’ncı olağan genel kurulu Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Genel kurula Edirne merkez, ilçe ve çevre ilçelerden çok sayıda kişi katıldı.
Mevcut Başkan Nedim Dönmez’in başkanlığını yürüttüğü federasyonun 6’ncı olağan genel kurulunda Dönmez bayrağı, Büyükkarıştıran Yıldırım Mahallesi Muhtarı Erhan Pekkan’a bıraktı. Erhan Pekkan genel kurulda yaptığı konuşmada kendisini destekleyen herkese teşekkür ederek; “Öncelikle yeni yönetimimizin Edirne ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Sizlerin zamanını çok fazla almak istemiyorum. Bizlere güvendiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Pazar günü hepiniz işinizi, gücünüzü, çocuğunuzdan fedakarlık ederek buraya geldiğiniz için sizlere minnettarız” dedi.
Öte yandan Edirne Balkan Türkleri Federasyonu’un yeni yönetimi şu şekilde oluştu:
Yönetim Kurulu:
Erhan Pekkan, Cengiz Dane, Semih Tabaköz, Erol Ateş, Veli Öner, Cevat Güneş, Erol Ulu, Nedim Dönmez, Mümün Gençoğlu, Fatma Özcan, Hikmet Çavuşoğlu, Ali Hacıoğlu, Atıf Mutlu, İsmail Kocaköse, Dinçer Başaran.
Denetim Kurulu:
Cevat Sedes, Bircan Güngör, Sevda Tandoğan.
Üst Kurul Delegeleri:
Erhan Pekkan, Veli Öner, Erol Ateş, Semih Tabaköz, Cevat Güneş, Mümün Gençoğlu, Atıf Mutlu, Mesut Çolak, Bener Muratoğlu, Mümün Düzgün, Nihat Cinoğlu, Ali Hacıoğlu, Yalçın Yılmaz, Hikmet Çavuşoğlu, Cevat Serdes, Orhan Hacıoğlu, İsmail Kocaköse, Mürüfet Şahinler, Hakan Candemiri, Şükrü Asarlı.

Olgay GÜLER

Read More →