Onu yıllar öncesi tanımıştım. Neredeyse yarım asırdan fazla bir zaman. Ailece Rodoplara öğretmen olarak yolculuk yaparken trende tanışmıştık. Sonra bu tanışıklığımız samimi dostluğa dönüştü. Ama ne yazık ki bu uzun sürmedi. Hiç beklenmedik bir anda henüz 34 yaşındayken onu aramızdan yitirdik.

Bugün sağ olsaydı 90 yaşında nurlu yüzlü bir nine olacaktı. Ve mutlak yine etrafına gülücükler saçacak, belki de yine o kadife sesiyle sevdiklerini neşelendirecekti. Ama olmadı. Kader istedi ki, o hepimizin çok sevdiği Kadriye ablamız hep genç ve güzel kalsın, kulaklarımızda o eşsiz sesi ve gönüllerimizde o hoşgörülü büyük kalbiyle yaşasın.

Kadriye Latifova için yıllar içinde çok yazılıp çizildi. Araştırmacılar ona hala borçlu olsalar da, bir noktada hepsi hemfikirdirler. Kadriye Latifova Bulgaristan’da ses sanatının 20. yüzyıl 50-60’lı yıllarının ilk ve en büyük temsilcisidir. Büyük başarıyla icra ettiği halk türkü ve şarkıları ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de, Balkanlar’da, hatta Türk dünyasında geniş bir ün kazanmış bu yerlerin bülbülü olarak nitelendirilmiştir. Onun ses sanatı ulusal, bölgesel ve global zenginlik olarak kabul edilmiştir.

30 Mayıs 1928 yılında Haskovo (Hasköy) ilinin Golemantsi (Beyköy) köyünde doğan Kadriye Latifova Türk halk türkülerine hayran bir ailede yetişmiştir. Güçlü sesiyle köy ve yöre bayram ve törenlerde söylediği türkülerle herkesi büyülemiş, halkın arasında ünlü bir ses sanatçısı olarak kabul edilmiş., ülke çapında da kabul bulmuştur. 1952-1959 yıllarında Haskovo Devlet Türk Estrat Tiyatrosu’nun ses sanatçısı olmuş. 1959-1962’ye kadar ise çalışmalarını Kırcaali’de sürdürmüştür.

Bazı kaynaklara göre 500’den fazla türkü seslendiren Latifova’nın kayıt yaptığı 200 türküsü Sofya Radyosu’nun Türkçe fonetiğinde bulunmaktadır. O bir çok yarışmada ödül kazanmış, yüzlerce sahne ve meydan temsillerine katılmış, halk dansları, tiyatro ve dram eserlerinde birçok rol almış, Rodoplar’dan başka Dobruca ve Deliormanda temsillerde bulunmuştur. Onun hakkında yazılan bir yazıda “ Ne kadar yeni şarkıcı yetişse de, Kadriye Latifova bir tek kalacaktır” denilmiştir.

Ne yazık ki 1962’de Kırcaali Devlet Estrat Tiyatrosu’nun Krumovgrad (Koşukavak) sahnesinde temsilden sonra yolculuk esnasındaki korkunç kaza onun yaşamına zamansız son vermiştir.

Ben ünlü türkücümüzün şahsen tanıdığımdan itibaren onu dost bilmem benim için büyük onurdur. Ve ne zaman Kırcaali’nin merkezindeki ismini verdikleri tiyatro binasının önünde 80. doğum yılı münasebetiyle açılan heykelin yanından geçsem, önünde durur, o şahane insana saygımı ifade etmiş olurum.

Bu anlamlı 90. doğum yıldönümünde sevgi ifadesi elini öpüp çiçeklerimizi sunamasak ta, mutlak onu herkes onu saygıyla anacaktır. Çünkü halk olarak daha hayattayken efsaneye dönüşen Kadriye ablamız hepimizin gururudur. Mekânı cennet olsun!

Aygül Gavazova
Kaynak: Kırcaali Haber

Read More →

Bulgaristan’daki Türkler başta olmak üzere Türk Kültürü üzerine çok sayıda araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy 24.03.2018 tarihinde Ankara’da vefat etmiştir.

Cenazesi 25.03.2018 Pazar günü öğle namazına müteakip Bursa Kestel’deki Hacı Çınar Camisinden kaldırılacaktır.

Kırcaali Haber Gazetesi ekibi olarak merhumeye Allah’tan rahmet sevenlerine başsağlığı dileriz.

Hayriye Yenisoy: 
Bulgaristan’da Memoğlu-Süleymanoğlu soyadıyla bilinen Hayriye Yenisoy 10 Mart 1934’te Filibe’nin (Plovdiv’in) yakınında bulunan Kriçim (Kırçma) kasabasında doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Kriçim İptidaî Mektebi ve Rüştiyesinde yapmıştır. Bu eğitim ocağında hazırlıklı aydınlar öğretmenlik yapmış ve Türklerin eğitim ve kültürel kalkınmasına hizmette bulunmuşlardır. Türkiyeli aydınlardan da burada çalışanlar olmuştur. Birinci Dünya Savaşından sonra Bulgar Çiftçi Partisi Hükümeti zamanında Cafer Tayyar Paşa ordusundan Bulgaristan’a geçip Filibe’ye yerleştirilen Türk subaylarından iki subay Kriçim Türk okulunda öğretmenlik yapmıştır. Baki Muallim adında İstanbullu bir öğretmen de uzun yıllar bu okulda çalışmış ve 1937’de Bulgar makamları birçok Bulgaristanlı Türk aydınıyla birlikte bu öğretmeni de ailece Türkiye’ye göçe zorlamışlardır. Hayriye Memoğlu’nun öğrencilik yıllarında rüştiye, medrese ve özel kolej mezunları okulda öğretmenlik yapmıştır. Bunlardan Kriçimli İsmet Muallim, Filibeli Nihat Muallim ve Peştereli Kâmil Muallim Filibe Özel Fransız Kolejini bitirmişlerdir. 1947 yılına kadar Kriçim Türk okulu özel okul statüsünde kalmış ve Okul Encümeni tarafından yönetilmiştir. Hayriye Memoğlu’nun babası Mehmet Memoğlu da uzun yıllar Encümen başkanlığı yapmıştır. 1947’de okul devlet okulu olmuştur. Hayriye Memoğlu Rüştiyeyi bitirdikten sonra Kriçim Bulgar Kız Lisesinde okumuş ve 1952’de yüksek başarıyla mezun olmuştur. Aynı yıl Sofya Üniversitesinde Türk gençlerine Türkçe eğitim veren bölümler açılınca Hayriye Memoğlu da Türk Filolojisi Bölümünde öğrenimini sürdürmüştür. Üniversite yıllarında ünlü Türkologlardan ders dinleme şansı olmuştur: Bölümün açılışının ilk yılında öğrenciler asistan Riza Mollov’dan edebiyat nazariyesi ve Türk folkloru, öğretim görevlisi Gılıb Gılıbov’dan da pratik Türk dili ve Osmanlıca’dan 2 ders dinlemişlerdir. Ertesi ders yılında (1953-1954) Azerbaycan Türkologlarından Prof. M. Şiraliyev, Prof. M. Mirzazade misafir profesör olarak Bölümde bulunmuş ve Türk diyalektolojisi, çağdaş Türk dili dersleri okutmuşlar, Türkolojinin esasları alanında öğrencilere bilgi vermişlerdir. 1955’te Prof. G. Nemeth, asistanı G. Hazai ile birlikte Bölümde kalmış, Vidin ve AdakaleTürk ağızları üzerine bir dizi konferanslar vermiş, G. Hazai de kendisine asistanlık etmiştir. G. Hazai 1957-1959 yıllarında yine davet edilerek Türkolojiye giriş, Türk dilleri tarihi gibi dersleri okutmuştur. Türkiye’den Prof. H. Caferoğlu, Prof. S. E. Siyavuşgil, O. Ş. Gökyay; Leningrat (St. Peterburg) Üniversitesinden Prof. A. N. Kononov; Viyana Üniversitesinden Prof. A. Tietze, Polonya Türkologlarından Prof. E. Trijarski, Prof. Wl. Zajaczkowski gibi bilim adamları Bölümü ziyaret etmiş, bunlardan çoğu konferanslar vermiştir. Türk Filolojisi Bölümü 1956 yılına kadar Genel Dil Bilimi Kürsüsüne bağlı kalmış, bu tarihten sonra da müstakil bir kürsü olarak Batı Filolojileri bünyesinde varlığını sürdürmüştür.

Fakültenin öteki bölümlerinde olduğu gibi, Türk Filolojisinde de öğrenci bilimsel derneği kurulmuş ve bilim araştırmaları alanında ilk adımlar atılmaya başlamıştır. Bölümün öğrenci derneğini asistan R. Mollov yönetmiş, Hayriye Memoğlu da derneğin başkanlığına seçilmiştir. Yazmış olduğu ilk yazıları “Sabahattin Ali’nin Kuyucaklu Yusuf Romanı” ve “Mihail Şolohov ve Eserleri” başlıklı ilk yazıları 1955’te “Yeni Işık” gazetesinde yayımlanmıştır.

1956 yılında Bölüm ilk mezunlarını vermiş, bunlar arasında bulunan Hayriye Memoğlu da yüksek başarıyla diploma almıştır. Mecburî hizmet olarak Kırcaali Türk Öğretmen Okulunda (Türk Pedagoji Mektebinde) Türk dili ve edebiyatı öğretmenliğine atanmıştır. Okulda öğrenci derneği kurarak üye öğrencilerden bazılarıyla bölgedeki Türk köylerinden folklor malzemesi toplamıştır.

Üç yıl süren mecburî hizmeti sona erince Hayriye Memoğlu Eski Zağra (Stara Zagora) Öğretmen Uzmanlaşma Enstitüsüne “Türk Okulları” Kürsü başkanlığına atanmıştır. Enstitünün kurucularından biri olan Hayriye Memoğlu Bulgaristan Türklerinin Türkçe Eğitiminin gereken bilimsel-pedagojik düzeyde gerçekleşebilmesi için çalışmış, 3 Türk okullarını sık sık ziyaret etmiş, yaz aylarında Enstitüde öğretmenlere kurslar düzenlemiş, bilimsel-metodik içerikli makaleler yayımlamıştır. Ayrıca, bu yıllarda Türk folklor ve diyalektoloji malzemesi toplamaya da devam etmiştir. Enstitüde kaldığı dönemde Bulgar Bilimler Akademisinin Düzenlediği bilimsel ekspedisyonlara da katılmış, Kuzeydoğu Bulgaristan’da Gagavuzların dili, kültürüyle ilgili malzeme toplamıştır.

Eski Zağra Enstitüsünde çalıştığı yıllarda Sofya Üniversitesi Slav Filolojileri Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğrenime başlayarak buradan da yüksek başarıyla mezun olmuştur. (Bu ikinci fakülteden almış olduğu diploması Hayriye Memoğlu-Süleymanoğlu /Hayriye Memova-Süleymanova/ adıyla verilmiştir). Ünlü Bulgar dilcilerden Vladimir Georgiev, Lübomir Andreyçin, Miroslav Yanakiev gibi profesörlerden ders dinlemek de büyük bir şans olmuştur. İki fakülteden mezun olarak, Türkoloji ve Slav dilleri alanında bilgilere sahip olması, Hayriye Memoğlu-Süleymanoğlu’nun bundan sonraki bilimsel çalışmalarının da büyük ölçüde yönünü belirlemiştir. Yayımlanmış eserlerinden büyük çoğunun, doktora tezi de dahil, Türk-Bulgar, Slav-Türk dil etkileşimi, folklor etkileşimi konusu olduğu açıkça görülmektedir.
Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümünün açmış olduğu sınavı yüksek puanla kazanarak burada 22 yıl çalışmış, çağdaş Türk dili, Türk dili ses bilgisi ve leksikoloji dersleri okutmuştur. Bölümün adı Türk Filolojisi, sonra Oryantalistik, daha sonraları da Türkoloji olmuş ve günümüzde de Türkoloji olarak Klasik ve Yeni Filolojiler Fakültesi bölümlerinden birini oluşturmaktadır.

Hayriye Süleymanoğlu, yaz aylarında Sofya Üniversitesi tarafından düzenlenen bilimsel ekspedisyonlara katılmakla görevlendirilmiş, Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde Türk folkloru ve diyalektolojisi araştırmalarında bulunmuştur.

Sofya Üniversitesi tarafından Bakü’ye gönderilerek Azerbaycan Devlet Üniversitesinde Türk dili ses bilgisi ve leksikoloji alanında ihtisas yapmış, Türkologların 4 çalışmalarını yakından tanıma olanağı bulmuş, bilim ufku genişlemiştir. Azerbaycan Yabancı Diller Enstitüsü Fonetik Laboratuvarında da deneyler yapmıştır. Daha sonraları Azerbaycan Bilimler Akademisi Dilcilik Enstitüsünde Tarihî Süreç İçinde Tük Dilleriyle (Lehçeleriyle) Slav Dilleri arasındaki Etkileşim konulu doktora tezini savunmuştur.

Üniversitede başasistan, kıdemli öğretim görevlisi olarak görev yaptığı yıllarda birçok Türkoloji öğrencisine tez danışmanlığı yapmış, Türkçenin leksik ve deyimler düzeyinde öteki dillerle etkileşimi konusu başlıca araştırma konusu olmuştur. Bundan sonra Bulgar Bilimler Akademisi Balkanoloji Enstitüsünün “Balkan Halklarının EtnikLengüistik ve Etnik-Kültür Sorunları” Bölümüne atanmıştır. Bulgarların “Büyük Gezi” olarak adlandırdıkları zorunlu Büyük Göçte ailece Türkiye’ye gelmiş ve burada Yenisoy soyadını almıştır. Böylelikle çalışma hayatında ikinci bir dönem başlamıştır.

1991 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde kadroya alınan, Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalının kurucusu olan Hayriye Yenisoy, burada eski Bulgarca, Bulgar yazı dili tarihi, çağdaş Bulgar dili grameri, leksikoloji, diyalektoloji, stilistik gibi esas teorik dersleri okutmuştur. Lisansüstü ve doktora öğrencilerine danışmanlık yapmıştır.

Kısa süreyle Muğla Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Türk Lehçeleri Bölümü, Doğu Akdeniz Üniversitesi-Gazi Mağusa (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti), Sofya Yüksek İslâm Enstitüsü, Bakü’deki Azerbaycan Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi, Oslo Üniversitesi (Norveç), Bulgar Bilimler Akademisi Bulgar Dili Enstitüsü gibi yüksek öğretim, bilim kurumlarında ders okutmuş veya konferanslar vermiştir. Türk Federasyonlarının davetlisi olarak Avusturya, Hollanda gibi ülkelerde düzenlenen yaz okullarında konferanslar vermiş, Avrupa’daki Türklerin eğitim konulu toplantılarına katılmıştır. Bir süre de T. C. Devlet Bakanlığı ve Kültür Bakanlığında danışman olarak geçici görevlerde bulunmuştur.

Bilimsel çalışmaları Türkoloji, Balkanoloji ve Slavistik alanındadır. Bir dilci olarak bilinen Hayriye Memoğlu’nun Bulgaristan Türklerinin sözlü ve yazılı edebiyatı üzerinde 5 de derleme, makale ve kitaplar hâlinde araştırmaları yayımlanmıştır. Bulgaristan’da çıkan Türkçe dergi ve gazetelerin, Bulgaristan Türk sanatçılarının dilini incelemiş, istatistik yöntem uygulayarak yazılı eserlerin üslûp zenginliğini, Bulgarcanın etkisi bakımından yazarların dilinin durumunu rakamlarla göstermiştir.

Bir milyon kelime biçimini esas alarak çağdaş Türkiye Türkçesini kelime zenginliği açısından, fonetik ve morfolojik açıdan araştırarak ilginç sonuçlar elde etmiştir. Söz gelişi, belirli metinler çerçevesinde en sık kullanılan kelimeleri, Türk yazı dilinin kelime zenginliğini rakamlarla göstermiş, günümüzün Türkiye Türkçesinde eklerin işleklik durumunu açıklamıştır.

Yukarıda da belirtildiği gibi, ciddi çalışmalarından biri de Türkçenin Balkan dilleriyle etkileşimi ve geçmişten günümüze kadar dayanan Slav-Türk dil ilişkileri olmuştur. Balkan dilleri üzerinde (Balkan Yahudilerinin Cüdezmo dili de dahil) Türkçenin etkisi, Osmanlı kaynaklarında Balkan toponim ve hidronimleri gibi başlıklı yazıları da bu çalışmaların bir bölümünü oluşturmaktadır.
Leksikografi alanında da çalışmaları vardır: Türkçe-Bulgarca Sözlük, BulgarcaTürkçe Tematik Sözlük, Türkçenin Sıklık Sözlüğü, Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü vb. Norveçli ünlü bilim adamlarından Prof. Alf Grannes ve Prof. Kjetil R. Hauge ile birlikte Bulgarcada Türkçe Kelimeler Sözlüğü üzerinde de yıllarca çalışmıştır. Eski Türk anıtlarıyla ilgili Rusça eserlerin Türkçeye çevirisini yapmış, Türkçeden Bulgarcaya ve Bulgarcadan Türkçeye kitap çevirileri de vardır.

Uluslararası Sosyolengüistler Derneği’nin üyesi olan Hayriye Memoğlu sosyolengüistik alanında da çalışmaktadır ve Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmiş Türklerin dilini incelemektedir.

Bulgaristan’da totaliter rejimin Türk halkına ırkçı bir politika uygulamaya başlamasıyla Türk aydınlarından birçoğu perişan edilmiştir. Bu karanlık dönemde Hayriye Süleymanoğlu’nun ailesi de nasibini almıştır. Şair ve araştırmacı Ahmet Şerif 6 Şerefli de şöyle yazmıştır: “Türklerle ilgili herhangi bir olay çıkınca Bulgar güvenlik organları ilk önce bu ailenin evine baskın düzenliyor, aileye nefes aldırmıyorlardı”. Evleri defalarca basılmış, zengin ev kitaplığından kitapları alıp götürülmüştür. Düzenlenen baskınlarda Hayriye Süleymanoğlu’nun Türkoloji konulu yayımlanmış ve henüz yayımlanmamış eserleri (müsveddeleri de dahil), yıllarca toplamış olduğu Türk folkloru ve diyalektolojisi malzemesine de kasetleriyle birlikte el konmuş, bir daha hiç bir şey iade edilmemiştir. Sofya Üniversitesi Yayınevince basılmış, henüz Üniversite matbaasında bulunan Bulgarca-Türkçe Tematik Sözlük’ü ve baskıda bulunan TürkçeBulgarca Sözlük’ü alınarak Üniversitede ırkçı bir politika izleyenlerin başında bulunan Rektör Prof. İlço Dimitrov’un çıkardığı 4170 Numaralı, 14.07.1981 tarihli yazılı emriyle yakılmaları için acilen bir komisyon kurulmuştur. Fakülte profesörlerinden bazıları bunu tepkiyle karşılayınca Rektörün 4592 Numaralı, 27 Temmuz 1981 tarihli yeni bir emriyle Bulgarca-Türkçe Sözlük Üniversitenin bodrum katındaki depolardan birinde demir parmaklıklarla bölünmüş bir yerde kilit altına alınmıştır. Söz konusu sözlükleri Hayriye Memoğlu’nun Bulgaristan Türkleri için hazırladığı ve bunlarla Türkler, ana dilleri Türkçeyi ve Türk kültürlerini unutmamalarını amaçlamış olduğu iddiaları ortaya sürülerek Hayriye Memoğlu’nun Bulgar Komünist Partisinin “TEK ULUS” kurma politikasına karşı çıktığı vb. politik nedenlerle suçlu bulunarak hakkında genel soruşturma açılmıştır. Bu soruşturma 10 Kasım 1989’da komünist rejim iktidarına son verildiği güne kadar devam etmiştir. Oysa iki sözlüğün de ön sözlerinde bunların Türkoloji Bölümü öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için hazırlanmış olduğu ve böyle sözlükler hazırlamak için Hayriye Memoğlu’na görev verildiği açıkça belirtilmiştir. Aradan 13 yıl geçtikten sonra, Eylül 1993’te Üniversitenin yeni Rektörü Prof. Dr. İv. Lalov’un emriyle demir parmaklıklı bölmenin kapısı açılmış, Bulgarca-Türkçe Tematik Sözlük de özgürlüğüne kavuşmuştur. Sözlüğün özgürlüğe kavuşması Bulgaristan Cumhurbaşkanı Dr. Jelö Jelev sayesinde olmuştur. Türkçe-Bulgarca Sözlük’e gelince: Hayriye Süleymanoğlu’nun elinde sadece arşiv materyallerinden bir bölüm kalmış, bunlar üzerinde tekrar çalışmaya başlamış, 1989’un Büyük Göçünden sonra Ankara Üniversitesinde göreve başlamış, söz konusu sözlük üzerinde de çalışmalarını sürdürmüştür. 2007 yılında bu sözlüğün güncelleştirilmiş yeni varyantı T. C. Millî Eğitim Bakanlığınca Ankara’da yayımlanmıştır.

Herhangi bir emir olmadığı, işine son verilmediği hâlde Hayriye Süleymanoğlu Sofya Elektrokar Fabrikasında yaklaşık 4 yıl boyunca en ağır koşullarda temizlikçi ve işçi olarak çalıştırılmıştır. Bu fabrikaya Bulgar aydınları da gönderilip çalıştırılmıştır. Sonra da Sofya Üniversitesinden Bulgar Bilimler Akademisi Balkanoloji Enstitüsüne atanmıştır. Bulgar profesörlerin dediği gibi, o yıllarda Bulgaristan Anayasası dahi hiçe sayılmıştır.

Hayriye Memoğlu-Süleymanoğlu bu karanlık günlerde dahi millî benliğini, insanlık haysiyetini korumuş, Bulgar Güvenlik Sisteminin meşhur Altıncı şubesinde ve sık sık çağırılan ve haftalarca süren soruşturmalarda insanlığı, adaleti, Türklüğü savunmuştur. Tüm zorluklara göğüs gererek, her hareketiyle hapisanelerde, sürgünde bulunan yüzlerce öğrencisine, kader kardeşlerine manevi güç vermiş ve adı âdeta bir efsane olmuştur.

Hayriye Süleymanoğlu yıllar önce doçent seçilmiş, ancak Türkleri Bulgarlaştırma süreci başlayınca doçentliğinin onaylanması da durdurulmuştur. 10 Kasım 1989 tarihinde totaliter rejime son verilince Hayriye Süleymanoğlu’nun doçentliği de Bakanlar Kuruluna bağlı Yüksek Atestasyon Komisyonu tarafından onaylanabilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere Hayriye Yenisoy’un çalışma hayatında Türkiye dönemi de vardır. Bulgaristan’da yayımlanmış eserlerinde dilcilik konuları ağırlıklı olmuştur. Türkiye döneminde de bu alanda çalışmalarını sürdürerek Bulgaristan Türklerinin ve öteki Balkan Türklerinin edebiyatı üzerine de eserler yazmıştır. Özellikle Balkan Türklerinin göç felâketi ve bunun bir devamı olan Türkiye’deki sıkıntılı, üzüntülü uyum süreçlerinin edebiyata yansıması esas araştırma konusu oluşturmuş ve profesörlük için çalışmaları da bu konuda olmuştur.

Başlık olarak 250 dolayında eseri olan Hayriye Memoğlu’nun yazıları Türkçe, Bulgarca, Rusça, Slovakça ve İngilizce olarak Bulgaristan, Türkiye, Azerbaycan, Çekoslovakya, Norveç, Hollanda, A. B. D. vb. ülkelerde yayımlanmıştır. Bu başlıklar arasında Bulgarcaya ait kitapları da bulunmaktadır. Bulgarcanın gramerini Türk dilinde 8 ilk kez yazan Hayriye Süleymanoğlu olmuştur. Bu kitaplarda karşılaştırmalı yöntem uygulamış, Türkçenin ve Bulgarcanın fonetik, sözcük yapımı ve gramer özellikleri üzerinde durulmuş, bu iki dilin farklı ve benzer yönleri vurgulanmıştır.

25-30 yıl bir süreden sonra ilk kez Türk çocuklarına bir bağış ve hatıra olarak Türkçe ders kitaplarını eşi Mehmet Süleymanoğlu ile birlikte hazırlamıştır. T. C. Millî Eğitim Bakanlığı da bunları bağış olarak Bulgaristan Eğitim ve Bilim Bakanlığına göndermiştir.

Bulgaristan Cumhurbaşkanlığında, Eğitim ve Bilim Bakanlığında en yüksek düzeyde düzenlenen toplantılarda Haklar ve Özgürlükler Hareketini temsil eden komisyonun başkanlığını yaparak Türkçenin Türk çocukları olan okullarda zorunlu bir ders olarak okutulmasını ısrarla savunmuştur. Türkiye’ye göç ettikten sonra da Bulgaristan ile ilişkilerini kesmemiş, Türkçe öğretimi konusunda en yüksek Bulgar devlet makamlarıyla görüşerek bu konunun Bulgaristan yasaları çerçevesinde olumlu yönde çözümünü ısrarla istemektedir. Sofya Yüksek İslâm Enstitüsünde de Türkçe dersleri okutarak eğitime katkıda bulunmaya devam etmektedir. Sofya’da düzenlenen etkinliklere bildirileriyle katılmaktadır. Bulgar meslektaşlarıyla da sıkı ilişkilerini, ortak bilimsel çalışmalarını sürdürmekte ve Sofya’da çıkmakta olan uluslararası dergilerde makaleleri yayımlanmaktadır.

Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy, Türkiye’de ve Türkiye dışında düzenlenen birçok ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum ve panellere bildirileriyle katılmıştır.

1994’te Süvari dergisinin, 2004 yılında da Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı’nın (TÜRKSAV) TÜRK DÜNYASINA HİZMET ÖDÜLLERİNE lâyık görülmüştür. Başka kurum ve kuruluşlarca da ödüllendirilmiştir.

Kaynak: Kırcaali Haber

Read More →

Edirne Balkan Türkleri Federasyonu tarafından gerçekleştirilen 6’ncı olağan genel kurulda mevcut başkan Nedim Dönmez görevi Büyükkarıştıran Yıldırım Mahallesi Muhtarı Erhan Pekkan’a bıraktı.

Edirne Balkan Türkleri Federasyonu 6’ncı olağan genel kurulu Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Genel kurula Edirne merkez, ilçe ve çevre ilçelerden çok sayıda kişi katıldı.
Mevcut Başkan Nedim Dönmez’in başkanlığını yürüttüğü federasyonun 6’ncı olağan genel kurulunda Dönmez bayrağı, Büyükkarıştıran Yıldırım Mahallesi Muhtarı Erhan Pekkan’a bıraktı. Erhan Pekkan genel kurulda yaptığı konuşmada kendisini destekleyen herkese teşekkür ederek; “Öncelikle yeni yönetimimizin Edirne ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Sizlerin zamanını çok fazla almak istemiyorum. Bizlere güvendiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Pazar günü hepiniz işinizi, gücünüzü, çocuğunuzdan fedakarlık ederek buraya geldiğiniz için sizlere minnettarız” dedi.
Öte yandan Edirne Balkan Türkleri Federasyonu’un yeni yönetimi şu şekilde oluştu:
Yönetim Kurulu:
Erhan Pekkan, Cengiz Dane, Semih Tabaköz, Erol Ateş, Veli Öner, Cevat Güneş, Erol Ulu, Nedim Dönmez, Mümün Gençoğlu, Fatma Özcan, Hikmet Çavuşoğlu, Ali Hacıoğlu, Atıf Mutlu, İsmail Kocaköse, Dinçer Başaran.
Denetim Kurulu:
Cevat Sedes, Bircan Güngör, Sevda Tandoğan.
Üst Kurul Delegeleri:
Erhan Pekkan, Veli Öner, Erol Ateş, Semih Tabaköz, Cevat Güneş, Mümün Gençoğlu, Atıf Mutlu, Mesut Çolak, Bener Muratoğlu, Mümün Düzgün, Nihat Cinoğlu, Ali Hacıoğlu, Yalçın Yılmaz, Hikmet Çavuşoğlu, Cevat Serdes, Orhan Hacıoğlu, İsmail Kocaköse, Mürüfet Şahinler, Hakan Candemiri, Şükrü Asarlı.

Olgay GÜLER

Read More →

Başbakan Boyko Borisov, bugünkü Avrupa Birliği (AB) Konseyi toplantısından sonra Brüksel’de gazetecilere verdiği demeçte şöyle konuştu: ”AB ve Türkiye liderleri arasında Varna’da yapılacak toplantının amacı, Birliğin dış sınırını garanti altına almak – AB’nin Türkiye’ye mülteci anlaşması çerçevesinde mali yardımın ikinci dilim ödeneğini yapacağını teyit etmek ve bu 3,5 milyon göçmenin Türkiye’de kalmasını sağlamaktır”. Dün akşamki çalışma oturumunda tüm ülkelerin diyalog kanallarını sürdürmeye istekli olduklarını belirtti. Başbakan, “Çok zor bir görüşme olacağı görünüyor, çünkü ilişkiler son derece kötüleşti. Bu, Bulgaristan için büyük bir sorumluluk – bize büyük güven veriliyor ve aynı zamanda büyük beklentiler var” diye özetledi

Borisov, “Çok az açık iletişim kanalımız var ve daha fazla akılla ve sorumlulukla hareket etmemizi istiyorum” dedi. Başbakan, şimdiki zamanı, net bölünme çizgileri ve iki küresel oyuncunun olduğu “Soğuk Savaş’tan daha ağır” olarak nitelendirdi.

Borisov, şunları kaydetti: “Şu anda dünyanın barışçıl gelişimi için iyimser değilim. Diplomatların yoğun olarak geri çağırıldığı bir zamanın daha fazla barış, huzur ve anlayışa yol açması olası değildir”.

Borisov, Avrupa Konseyi toplantısında İngiltere Başbakanı Theresa May’ın eski Rus çifte ajan Sergey Skripal suikastının arkasında Rusya’nın bulunduğu olasılığının yüksek olduğu yönündeki ifadeleri dışında bunun kanıtlanmasını istediğini belirtti.

Borisov,” Hepimiz İngiltere’ye inanıyoruz, ama aynı zamanda bu konularda görüşümüze de değindim, Saddam Hüseyin’e karşı kimyasal silah kullanımıyla ilgili iddiaları da hatırlattım- Tony Blair daha sonra özür diledi, ama iş işten geçmişti” dedi.

Borisov’un ifadelerine göre Avrupalı liderlerin AB’nin Rusya Federasyonu büyükelçisini istişareler için geri çekme kararı, İngiltere ve Avrupa Birliği’nin Brexit’e rağmen bir bütün olduğunu, birbiriyle bağlantılı olduklarını, birbirlerini karşılıklı olarak desteklediklerini ve koruduklarını göstermektedir.

Kaynak: Kırcaali Haber

Read More →
Merkezi Edirne’de bulunan Balkan Türkleri Federasyonu, günün birlik ve beraberlik günü olduğunu belirterek, dualarının canını, ruhunu Afrin’de ortaya koyan kahraman Mehmetçikle birlikte olduğunu bildirdi.

Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Nedim Dönmez yaptığı yazılı açıklamada şunlara yer verdi:

“Kahraman Ordumuz bir süredir Suriye’nin Kuzeyinde yuvalanan ve ülkemize tehdit oluşturan PYD, YPG, PKK  DEAŞ terör örgütlerini etkisiz hale getirmek için ülkemizin uluslar arası hukuktan kaynaklanan hakları, Birleşymiş Milletlet Güvenlik Konseyi’nin terörle mücadeleye yönelik 1624, 2170, 2178 sayılı kararları ve Birleşmişy Milletler Sözleşmesi’nin 51’inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkını kullanarak 20 Ocak 2018 tarihinde Afrin’e harekat başlatmıştır.

‘Zeytin Dalı’ adı verilen harekatın amacı Suriye’nin Kuzeyinde yuvalanan terör örgütlerini etkisiz hale getirerek bölgemizde huzur ve istikrarı sağlamaktır.

Gün birlik ve beraberlik günüdür. Devletimiz ve kahraman ordumuzun yanındayız.

Dualarımız bu zorlu görevde canını, ruhunu Afrin’de ortaya koyan kahraman askerlerimizledir.

Kahraman Ordumuza başarılar diliyoruz. Cenabı Allah yar ve yardımcıları olsun. Güç, sabır ve zafer ihsan etsin.”

Hudut gazetesi – Edirne

 

 

 

Read More →

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Onursal Başkanı Turhan Gençoğlu, BAL-GÖÇ Genel Kurulunda yaptığı çağrısını siyasi parti liderleriyle paylaştı.

“Zaman fedakarlık ve birleşme zamanıdır” çağrısını yenileyen Turhan Gençoğlu, Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da HÖH Partisi Onursal Başkanı Ahmet Doğan, HÖH Genel Başkanı Mustafa Karadayı ve DOST Partisi Genel Başkanı Lütfi Mestan ile bir araya geldi. Gençoğlu, HŞH Partisi Kurucu Başkanı Kasım Dal ile de önümüzdeki günlerde bir araya geleceğini belirtti.

Hem Türkiye’de hem de Bulgaristan’da yaşayan soydaşların uzun süredir Türk partililerin bölünmüşlüğüne son vermesi için gözlerin çevrildiği en etkili isim olan Turhan Gençoğlu, bu mücadelenin sembol ismi rahmetli Mümin Gençoğlu gibi kritik bir süreçte tarihi bir sorumluluk aldı. Gençoğlu, Türkiye’de başlattığı girişimlerini Bulgaristan’da üst düzeyde sürdürdü.

“Her şey çok daha güzel olacak”

Bugün geriye doğru gitmeye başlayan tüm kazanımların korunması, gelecekle ilgili ise önemli hak ve özgürlüklerin elde edilmesi için tarihi bir sürece girildiğini açıklayan Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Onursal Başkanı Turhan Gençoğlu, soydaşlar tarafından tam destek bulan girişimini Bulgaristan’ın başkent Sofya’da siyasi parti liderleriyle görüşerek önemli bir aşamaya taşıdı.

’Geçmişi geçmişte bırakalım. Zaman fedakarlık zamanı, zaman birleşme zamanıdır’ diyen Gençoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birleşelim ve tek vücut haline gelip, ortak hareket ederek önümüzdeki dönemde Bulgaristan’da iktidar ortağı olarak soydaşlarımıza hak ettikleri hizmetleri daha iyi verebilelim. Bulgaristan’daki siyasi parti liderlerinin soydaşlarımızın, halkımızın birliği ve bütünlüğü için fedakarlık yapmaya hazır olduklarını belirtmeleri beni çok mutlu etti. Görüşmelerde, siyasi bütünlüğümüz için tek vücut olma talebimi tüm liderlerimize ilettim. Uzun uzun görüşmeler gerçekleştirdik. Bu sürecin kolay bir süreç olmadığını biliyorum. Birleşmenin, herkesin fedakarlık yapmasıyla gerçekleşeceğini düşünüyorum. Geçmişte bazı hatalar yapılmış olabilir, ancak artık geleceğe bakmamız gerekiyor. Önümüzdeki süreçte, birbirimizi eleştirmeyi bırakmamız gerekiyor. Genel başkanlarımızın, teşkilatlarını bu hususta daha dikkatli olacaklarını belirttiler. Bizler et ve tırnak gibiyiz, birbirimizi kırmadan hareket edeceğimizi düşünüyorum. Biz bunun üstesinden gelebilecek güçteyiz.”

Gençoğlu, herkesin beklediği, özlem duyduğu birleşmenin yeniden sağlanacağını ve akrabaların yeniden buluşacağını da sözlerine ekledi.

Kaynak : İHA

Read More →

Bulgaristan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Dönem Başkanlığını üstlendi
2018 yılının başından beri Bulgaristan, AB Konseyi Dönem Başkanı oldu. Başkanlık, 18 aylığına önceden belirlenmiş üç AB ülkesi tarafından AB Konseyi Başkanlık Üçlüsü Programı doğrultusunda yürütülmektedir. Bu üçlüyü Bulgaristan, Estonya ve Avusturya oluşturuyor. AB Konseyi, AB Komisyonu tarafından hazırlanan teklifler temelinde AB Parlamentosu ile birlikte yasama faaliyeti gerçekleştirir. AB Konseyi, ele alınan konulara göre konsey olarak adlandırılan farklı konfigürasyonlarda toplanır. Bulgaristan, AB Konseyi Dönem Başkanlığını “Birlikten Kuvvet Doğar” başlığı altında yürütecektir. Bulgaristan’ın, AB Konseyi Dönem Başkanlığı logosunda Kiril alfabesi sembolleri, Bulgar nakışı ve bayrağı yer alıyor. Bulgaristan, AB Konseyi Dönem Başkanlığının temel öncelikleri dörttür: Avrupa’nın geleceği ve gençler, Batı Balkan ülkeleri, güvenlik ve istikrar ve dijital ekonomi. Başkanlık sırasında Sofya’dan başka Varna, Burgaz, Filibe, Veliko Tırnovo, Gabrovo, Rusçuk ve başka şehirlerde de yapılması planlanan 299 etkinlik gerçekleştirilecek. Mayıs ayında Bulgaristan, AB ve Batı Balkan ülkelerinin liderlerinin katılımıyla bir zirve toplantısına ev sahipliği yapacak. 12 AB Konseyi toplantısı ve 20’den fazla üst düzey görüşme ve Parlamento düzeyinde 5 görüşme gerçekleştirilecek. Uzman düzeyinde 170’den fazla görüşme ve toplantı yapılmasından başka Bulgaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığının himayesinde daha 85 civarında etkinlik düzenlenmesi planlanıyor. AB Konseyi Dönem Başkanlığı resmi olarak Sofya İvan Vazov Halk Tiyatrosu’nda düzenlenen açılış töreniyle başlayacak.

2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu

2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu uygulamaya giriyor. Bulgaristan ekonomisinin yüzde 3,9 oranında büyüme kaydetmesi bekleniyor. Tüketim seviyesinin yüzde 4,7’e kadar yükselmesi, yatırımların ise yüzde 4,3 oranına kadar artması bekleniyor. İşsizlik oranının ise yüzde 6,2’ye düşmesi bekleniyor. Bütçe Kanunu’nda vergilerde önemli oranda değişiklik yapılması öngörülmüyor. Bütçede sınırların korunması için ayrılan kaynaklar 180,5 milyon leva, kışın ilçe karayollarının bakımı ve kardan temizlenmesi için ayrılan kaynaklar ise 35,2 milyon levadır. Bu yıl belediyelere toplam 2,780 milyar leva kaynak sağlanacak.

Asgari işçi ücreti 510 leva oldu

1 Ocak 2018 tarihi itibariyle asgari işçi ücreti 460 levadan 510 levaya yükseltildi. Asgari işçi ücretinin 2019 tarihinden itibaren 560 leva olması, 2020 yılından itibaren ise 610 leva olması öngörülüyor. Bu zam 2018 yılında 82,1 milyon levaya, 2019 yılında 95,7 milyon levaya ve 2020 yılında 104 milyon levaya mal olacak. Asgari işçi saat ücreti 3,07 leva olacak
Kişinin gelirine göre farklılık gösteren sigorta prim tutarlarını kendileri ödeyen vatandaşların minimum sigorta geliri 2018 yılında 510 levaya, 550 levaya, 600 levaya ve 650 levaya yükselecek. Azami sigorta geliri tutarı 2 600 leva olacak. Garanti edilen asgari gelir 65’ten 75 levaya yükseltilecek.

İşsizlik ödeneği alınmasına yönelik şartlarda değişiklik var. Bu ödeneği alma hakkına sahip kişilerin son 18 ay içinde en az 12 ay maaşlarından İşsizlik Sigorta Fonu’na kesinti yapılması gerekir. İşsizlik ödeneğinin asgari günlük tutarı 7,20 levadan 9 levaya artırılıyor. İşsizlik ödeneğinin azami günlük tutarı ise 74,29 leva olacak.

Asgari emekli ücreti 200 leva oldu

1 Ocak 2018 tarihi itibariyle asgari emekli ücreti 200 leva oldu. 1 Temmuz 2018 tarihi itibariyle ise asgari emekli ücreti 207, 60 leva olacak. Emekli ücretleri her bir yıllık sigortalılık süresi için yüzde 1,169 oranında artırılacak. Emekli ücret ödemeleri için ulusal bütçede ayrılan kaynaklar 8,351 milyar leva. 1 Ocak 2018 tarihi itibariyle 1 Ocak 1960 tarihinden önce doğan kişiler için emekli prim tutarı 1 puan artarak yüzde 19,8’e yükselecek. Bu oranın yüzde 11,02’sini işveren, yüzde 8,78’ini ise işçi ödeyecek. 31 Aralık 1959 tarihinden sonra doğanlar için ise emekli prim tutarının yüzde 14,8 olması öngörülüyor. Bu oranın yüzde 8,22’sini işveren, yüzde 6,58’ini ise işçi ödeyecek. Bütçede 1 Ocak 2018 tarihi itibariyle emekli maaş formülüne göre hesaplanan bir yıllık sigortalılık süresine ilişkin yüzdenin 1,126’dan 169’a artması ve bunun sonucunda 1 Temmuz itibariyle tüm emekli maaşların yüzde 3,8 artması öngörülüyor. Önceki yılın 31 Aralık tarihine kadar sigorta prim gün sayısı ve emeklilik yaşı için bağlanan emekli maaşları güncellenmeyip, bir yıllık sigortalılık süresine ilişkin 1, 169 olan yüzde miktarına göre artırılacak. 2018 yılında kadınlar 61 yaş 2 ay doldurduğunda 35 yıl 6 ay sigortalılık süresine sahip olduklarında, erkekler ise 64 yaş 1 ay doldurduğunda 38 yıl 6 ay sigortalılık süresine sahip olduğunda emekli olabilecekler.

Annelik izninin ikinci yılında 380 leva ücret ödenecek

Doğum yapan annelere çocuğun ikinci yılında ödenen ücret 40 leva yükseltilerek 340 levadan 380 levaya yükseltildi. Ücretli hamilelik ve doğum izni 410 gün olmaya devam edecek. Bu yıl da 2017 yılında yürürlüğe giren izin kullanma hakkı olan annelerin ve çocuk evlat edinen kadınların işine erken dönmeleri halinde hamile ve annelere ödenen tazminatın yüzde 50’si tutarında ek ödeme yapılmasına devam edilecek.

Öğretmen, askeri görevli ve polis maaşlarına zam

Sonbaharda öğretmenlerin maaşlarına yüzde 15 oranında zam yapılacak. Bütçede bunun için ayrılan kaynaklar 330 milyon levadır. Öğretmenlerin başlangıçta aldığı maaşlar 660 levadan 759 levaya yükseltilecek. Kıdemli öğretmenlerin ve kıdemli eğitmenlerin maaşları 790 leva, başöğretmenlerin ve eğitmenlerin maaşları ise 836 leva olacak. Bütçede eğitim alanında giderler, programlar ve burslar için daha 180 milyon leva ayrılacak.

Askeri görevlilerin maaşlarının artırılması için ek olarak 100 milyon leva ayrılacak. Onların maaşları yüzde 10-11 oranında zamlanacak. Askerler ve çavuşlar yaklaşık 70 leva, subaylar ise yaklaşık 90 leva daha yüksek maaş alacaklar.

2018 yılında itfaiyecilerin ve polislerin maaşlarının artırılması için 55 milyon leva öngörülüyor. Bu zam, sektörde çalışanların tümünü değil, en fazla polis yetkisine sahip görevlilerin maaşlarını kapsayacak. Onların maaşları yüzde 1-15 arasında artırılacak.

Devlet 4 tüp bebek prosedürünün maliyetini karşılayacak

2018 yılının başından itibaren maliyeti devlet tarafından karşılanan ücretsiz tüp bebek denemelerine bir tanesi daha ekleniyor. Böylece ücretsiz tüp bebek denemeleri 3’ten 4’e yükselecek. Bunun için 2018 yılı Tüp Bebek Fonu kaynakları 9 milyon leva artırılacak. Bu yıldan itibaren Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezi tarafından şimdiye kadar devletin maliyetini karşılamadığı dört dondurulmuş embriyo transferi yapılması da finanse edilecek. Böylece devlet tarafından finanse edilen tüp bebek denemelerinin sayısı ikiye katlanacak ve kadınların hamile kalma şansı da artacak. 35 yaş altı kanser hastaları olan kadınlar artık kendi genetik materyallerini saklayabilecekler ve bu da onların daha sonraki bir aşamada anne olmasını sağlayacaktır. Bir eşin genetik hastalığı veya kromozom mutasyonu oluşan hastalığı olan çiftlerin de tüp bebek denemesiyle sağlıklı bir bebek sahibi olma şansı olacak. Çiftler tarafından yapılan tüp bebek denemesine ilişkin başvuru onay süresi 12 aydan 2-3 aya kısaltıldı.

Kar amacı gütmeyen tüzel kişilerin tescil harçları 2-4 kat daha düşük oldu 

Tescilin biçimi ve başvuru türüne göre kar amacı gütmeyen tüzel kişilerin tescil harçları 2-4 kat daha düşük olacak. Tüzel kişinin merkezi nerede olursa olsun tescil ettirilmesi için Tescil Ajansı’nın tüm şubelerine kağıt başvuru formu verilebilecek. Başvuru elektronik yolla yapıldığı takdirde tescil harcı yüzde 50 daha düşük olacak.

Tütün mamulleri ve şişelenmiş alkollü içeceklere yeni tüketim etiketi 

Fiyatından özel tüketim vergisi (ÖTV) alınan tütün mamulleri ve şişelenmiş alkollü içecekler yeni bir tüketim etiketi ile satılacak. Tüketim etiketlerinin birim fiyatları tütün mamulleri için 0, 013 leva ve alkollü içkiler için 0, 032 leva olmak üzere aynı kalacak. Tütün mamulleri tüketim etiketlerinde yapılan yenilik şu ki, Maliye Bakanlığı’nın web sitesine bağlantı içeren bir QR kodu yerleştirilmiş olmasıdır. Bu kod, herhangi bir ücretsiz QR kodu okuyucu ile bir akıllı telefon veya tablet aracılığıyla okunabilir. Şu anda geçerli tüketim etiketine sahip ÖTV’li ürünler 31 Aralık 2018 tarihini geçmemek kaydıyla tüketilinceye kadar piyasaya sunulacaktır. Milli Gelir Ajansı’nda görevli müfettişler, sahibi değişmiş olsa bile ihlaller tespit edilen mekanları kapatabilecekler. Bugünden itibaren 1000 adet sigara için ödenen özel tüketim vergisi 109 levaya yükseltilecek, enflasyonla orantılı olarak ödenen vergi oranı ise satış fiyatının yüzde 25’i tutarında olacak. Bu değişiklik ucuz markaların daha çok pahalılaşmasına, pahalıların ise daha az pahalılaşmasına yol açacak. Fiyat artışı, piyasada bulunan ÖTV’nin eski tutarı ödenen tütün ürünlerinin tükenmesinden sonra kademeli olacak.

Yeni bir üç aylık vinyet uygulanacak

Fiyatı 54 leva olacak yeni bir üç aylık vinyet uygulanmaya başlanacak. Artık üç yıldır diğer vinyet pulu fiyatları değişmiyor. Otomobiller için yıllık vinyet 97 leva, aylık vinyet 30 leva ve haftalık vinyet 15 leva. Bir yıllık vinyetlerin geçerlilik süresi satın alınan tarihten itibaren başlayacak. Dağıtım noktalarında 2,1 milyon vinyet pulu satışa sunulacak, onların 900 bini küçük otomobiller için yıllık vinyettir. Ocak ayının sonuna kadar aşamalı olarak dağıtım noktalarında satışa sunulan vinyet pullarının sayısı yaklaşık 4,8 milyonu bulacak. Bu yıl sonuncu kez kağıt vinyet pulu uygulanacak. Yol ücretleri tahsil edilmesine ilişkin TOLL sistemi kurulması ve devreye sokulmasıyla tamamen elektronik vinyet uygulanacak. Daha iyi koruma ve sahtecilik olasılığını engellemek için vinyetlerin grafik düzeni değiştirilmiştir. Tüm çıkartmalar sıralı ve rastgele numara olan çift numaralıdır ve her iki numara kombinasyonu da bir tür korumadır.

Doğalgaz fiyatına yüzde 2,75 oranında zam 

Yılın ilk çeyreğinde doğalgaz fiyatı 2017 yılına göre yüzde 2,75 oranında daha pahalı olacak. Enerji ve Su Düzenleme Komisyonu tarafından onaylanan Bulgargaz Şirketi’nin nihai tedarikçilere ve doğalgaz aboneliği başlatan tüketicilere satacağı doğalgazın fiyatı özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi olmaksızın 1000 metreküp başına 352,93 leva veya kWh fiyatı 33,52 leva olacak. Doğalgaz fiyatının zamlanması ısıtma sezonunun sonuna kadar ısı enerjisi fiyatının zamlanmasına neden olmayacak. Elektrik fiyatlarında da değişiklik olmayacak.

Ülkenin yarısında suya zam

Ülkenin 14 ilinde su fiyatlarına yüzde 2 ile yüzde 20 arasında değişen oranda zam yapılacak. Su ve kanalizasyon şirketleri (VİK) 2018 yılında yüzde 9,5 zamla Sofya’da bir metre küp suyun fiyatının 2,36 leva, yüzde 4,5 zamla Smolyan’da (Paşmaklı) bir metre küp suyun fiyatının 2,35 leva, yüzde 2,9 zamla Filibe’de bir metre küp suyun fiyatının 2,20 leva, yüzde 2,7 zamla Varna’da bir metre küp suyun fiyatının 3 leva, yüzde 6,5 zamla Silistre’de bir metre küp suyun fiyatının 3,29 leva, yüzde 2,8 zamla Kırcaali’de bir metre küp suyun fiyatının 2,43 leva, yüzde 6,2 zamla Rusçuk’ta bir metre küp suyun fiyatının 2,78 leva, yüzde 5,8 zamla Pernik’te bir metre küp suyun fiyatının 2,29 leva, yüzde 6,4 zamla Montana’da bir metre küp suyun fiyatının 2,89 leva, yüzde 3 zamla Şumnu’da 3,32 leva, yüzde 2,05 zamla Sliven’de (İslimye) bir metre küp suyun fiyatının 2,50 leva, yüzde 8,7 zamla Burgaz’da bir metre küp suyun fiyatının 2,77 leva, yüzde 13 zamla Vratsa’da bir metre küp suyun fiyatının 3,09 leva olmasını planlıyor. Su fiyatına en yüksek zam Yanbol’da yapılacak. Orada yüzde 20 zamla bir metre küp suyun fiyatı 2,78 leva olacak. 2017 yılının son günlerinde Enerji ve Su Düzenleme Komisyonunun (KEVR) su fiyatlarına zam yapılması kararı Yüksek İdare Savcılığına intikal etti.

2018 yılında hangi günler tatil 

2018 yılında resmi tatil günleri 22’dir. 2018 yılının ilk çalışma günü 2 Ocak’tır. 1 Ocak günü çalışılmayacak. 2018 yılında çalışma günleri, 2017 yılına göre bir gün fazla olarak 249 olacak. 3 Mart Milli Günü için 3-5 Mart tarihleri resmi tatil günleri olacak. Paskalya için Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği Cuma gününden Hz. İsa’nın göğe yükselişinin ikinci gününe kadar 6-9 Nisan tarihleri resmi tatil günleri olacak. Gergövden (Hıdrellez) için 5-7 Mayıs tarihlerinde olmak üzere üç gün çalışılmayacak. 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, 24 Mayıs Slav Alfabesi ve Bulgar Kültürü Günü, 6 Eylül Bulgaristan’ın Birleşmesi Günü, 22 Eylül Bulgaristan’ın Bağımsızlık Günü için 24 Eylül’de çalışılmayacak. Noel Yortusu için 22-26 Aralık tarihleri resmi tatil günleri olacak.

Kaynak: Kırcaali Haber

Read More →