Lütfi Mestan, “Her şeye rağmen insanlık onurunun korunması gerekiyor”

Hak ve Özgürlükler Hareketi eski Genel Başkanı Lütfi Mestan, Mestanlı’da düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Mestan, “Üç dört gündür hakkımda bir sürü yalan yanlış şeyler iddia edildi, yazıldı, çizildi. Sözde ben gizli belgeleri dışarı sızdırmışım. Parlamento’nun Gizli Bilgileri Koruma Bölümüne bir bakın. Bakalım bir yerde benim imzamı görecek misiniz? Merak edip de bir kere oraya girmemişimdir, gizli belgeleri dışarı sızdırmak söz konusu bile olamaz. Kızımın düğününde başka bir devletin Büyükelçisi sözde 300 bin avro maliyetinde yepyeni bir Audi marka otomobil hediye etmişmiş. Bu karalama kampanyası sizce neden yapılıyor?! Bütün bunlar benim partiden ihraç edilip tüm görevlerimden alınmam kararının HÖH seçmenleri tarafından desteklenmediğinden dolayı hatanın gizlenmesi için yapılıyor. Buna rağmen bu karar bir gerçek, fakat bu kararın gerekçesini ve söz hakkı verilmemesini kabul etmiyorum. Ölüm cezasına çarptırılana bile son söz hakkı veriliyor. 19 yıl sadakatle hizmetten sonra ve en kritik anlarda bile partinin kurucusu ve onursal başkanı Dr. Ahmet Doğan’ı savunmuşumdur ve hatta bu yüzden alaycı lakaplar takılmasına bile maruz kaldım. En kritik anlarda bile imajına bir toz bile kondurmadım. Bunu neyle hak ettiğimi bilmiyorum. Hatta istifa etmem bile istenmeden davet edilmediğim bir Merkez Konsey oturumu yapıldı. Beni eleştiri yağmuruna tuttuğu gece eleştirileri kabul etmesem de ortaya attığı sorular üzerine nihayet partide gerçekten değerlerin tartışılmaya başlayacağını hissettim. Şunu belirtmek isterim ki, ben Parlamento’da okuduğum bildiriden dolayı bir kez “kafamın kesileceğini” bilseydim, ben yine de onu okuyacaktım. Çünkü her bir Bulgar siyasetçinin, siyasi gücün tam da böyle kritik durumlarda ilk önce Bulgaristan’ın NATO ve AB üyesi bir ülke statüsüne göre pozisyon beyan etmesi borcu. Biz, bir NATO üyesi ülkenin hava sahasının ihlal edilmesinde Rusya ve NATO arasında tarafsız kalamayız” diye belirtti.

Sorular üzerine söz konusu bildirinin Parlamento’da HÖH Grubu ile birlikte hazırladıklarını kaydetti. Aynı kişilerin partiden ihraç edilmesi ve görevlerinden alınması kararının alınmasında yer aldıklarını, fakat onlara küskün olmadığını belirtti. Hatta onlara birlikte çalıştıkları için teşekkür eden Mestan, şu anda nasıl bir durumda olduklarını bildiğini ifade etti. Fakat her şeye rağmen insanlık onurunun korunması gerektiğinin altını çizdi. Onların kendisinin parti haini olmadığını bildiklerini, Avrupa-Atlantik değerlerini izlemekten başka yol olmadığını bildiklerini belirtti.

Büyükelçilik konutunda ne zaman kaldığı sorusuna Mestan, “Çok kısa bir zaman kaldım. Nedenlerini başka bir zaman yorum yapacağım. Kritik bir durumda her bir Bulgar siyasetçisi kendi güvenliğini sağlama hakkına sahip. Kalan diğer zamanda ailem ve çocuklarımla birlikteydim” cevabını verdi.

1989 yılında yaklaşık yarım milyon soydaşa kapısını açan Türkiye’deki göçmen derneklerine de teşekkür eden Mestan, “Bulgaristan’da var olan Türkler bir tercih yapamaz, çünkü onlar demokrasiyi, Bulgaristan ve Türkiye arasındaki iyi komşuluğu seçiyor” dedi. Yeni bir parti kurup kurmayacağı sorusuna, “Ben hangi yolda devam edeceğimi seçmenlerimizle sürdüreceğimiz temaslar içerisinde karar vereceğim. Bu temaslara biz yeni yeni başladık. Devamı gelecek. Bakalım zaman ne gösterecek” cevabını verdi.

Daha sonra Mestan, bağımsız olacaklarını açıklayan HÖH milletvekilleri ve tüm destekçileri ile birlikte Mestanlı meydanında şehitler anıtına çelenk koydular, saygı duruşunda bulundular.

Törene gelen vatandaşlar Mestan’ı karşılayarak, yeni bir parti kurarsa kendisini destekleyeceklerini söylediler. Kalabalığı Türkçe selamlayan Mestan, bunun için ceza almaya alışık olduğunu ifade etti.

Bir Bulgar gazetecisinin Mestan’ın Bulgarca konuşması gerektiğine dikkat çekmesinin ardından Hafızov, Mestan’ın Türklerle Türkçe konuşacağının altını çizdi.

Kaynak: Resmiye MÜMÜN

No Comments