Biz dinimizi, dilimizi, örf ve adetlerimizi koruduğumuz sürece bu dünyada yaşayacağız!

Batı Trakya Türklerinin milli direniş günü olan 29 Ocaklar Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde düzenlenen törenle kutlandı. Törene konuşmacı olarak Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık , Ahmet Mete ve İskeçe Eski Vali Yardımcısı Musa Vidinli katıldı.

29 Ocak 2016 günü düzenlenen törene; Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulşu Başkanı ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Bölge G.Sekreter Yardımcısı Mustafa Katrancı, Gümülcine Bld. Bşk. Yrd. Sibel Mustafaoğlu, DEB Partisi Gn. Bşk. Mustafa Ali Çavuş, Tütün Kooperatifi Başkanı Esat Hüseyin, dernek başkanları, Bölge Meclisi üyesi Önder Mümin, Mustafaçova Bld. Bşk. Cemil Kabza, Kozlukebir Bld. Bşk. Rıdvan Ahmet, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ahmet Kurt v.d. soydaşlar katıldı.

Törende yapılan konuşmalarda o günlere dair hatıralar anlatıldı ve özetle şu görüşlere yer verildi.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete:

“Olayların üzerinden çok seneler geçti. Peki ne oldu? Türk kelimesi yazılı tabelalarımız yerine mi kondu? Elimizden alınan Müftülük, vakıf ve okullarımızın durumu yerine mi geldi? Onlar da gelmedi. Peki bu kadar senenin içerisinde ne oldu? Hiçbir şekilde bu hakların verilmesi için bir çalışma olmadı maalesef. Azınlığın bu meseleyi unutması beklendi. Azınlık unutsun. Biz niye hak verelim ki. Unutturulmak üzere politikalar, vaatler ki tuvalet yaptırma izni haksa ve bunun için bayram yapılacaksa, biliyorsunuz en geri kalmış ülkelerde bunun izni bile aranmıyor. Dolayısıyla bunlar verilen haklar değildir. Biz, evlatlarımızı olduğumuz yerde eğitmek istiyoruz. Evlatlarımızın ana kucağından koparılarak bin türlü zahmetle değil, kendi memleketinde okumasını istiyoruz. Kendi anadilini konuşmasını, Yunanca’yı çok iyi konuşmasını istiyoruz. Okullarımızda Türkçe ve Rumca tam olarak verilmiyor. Anaokullarımızda çift dilli eğitim isteye isteye hangini başarabildik. Şikayetlerimiz var. Bunları dile getirdiğimiz devletimiz nerde? Burada bir toplum var. Bu toplum Müslüman Türk toplumu ve Türk Müslüman olarak yaşamak istiyor. Bu bir kabahat değildir ki. Bu Yunan Devleti’nde bir renktir, güzelliktir. Azınlık bunları istemektedir…”

Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık:

“Şunu hatırlıyorum. Hemen şuradan köşeden Hasan Paçaman geliyordu. Biri Paçaman’a öyle bir tokat attı ki sarığı yere düştü. Bunlar gözümün önünde oldu. Bunları çekenler bilir. O grup şöyle diyordu: Nerede Türk dükkanları var, söyleyin. Önce on kişiydi ve kalabalık bir grup oldular. Mehmet Hatipoğlu’nun dükkanına geldiler ve şöyle dediler: Bu AA, bu Türk ajansı, bunun dükkanını darmadağın, edin. Onu da kırdılar ve daha sonra da sıraya koyarak Türk dükkanlarını kırdılar.

Değerli kardeşlerim, bunlar neden oldu? Biz, Müslüman-Türk kimliğimizi korumak için mücadele ettik. Bize herşey söylediler. Biz karşılık vermedik. Ama 1988 yılında ne zaman, burada Türk yoktur, dediler, işte o zaman bizim kafamızı dağıttılar. Biz neyiz? Konuştuğumuz dil ne? Bir milletin dünya üzerinden silinebilmesi için Dilini, dinini ve örf ve adetlerini kaybetmesi lazım. Biz dinimizi, dilimizi, örf ve adetlerimizi koruduğumuz sürece bu dünyada yaşayacağız. Yüzünüz hep ak olsun. Allah bu canı bize emanet vermiş. Biz mücadele yapmazsak burada bunun semeresini göremeyiz.”

İskeçe Eski Vali Yardımcısı Musa Vidinli:

“Biz özellikle de İskeçe balkan kolunda “Siz nesiniz” sorusuna maruz kalıyorduk. Sivil, ordu , daskaloslar v.d. bu soruyu soruyordu.

Zamanın birinde, Gümülcine’den bir yetkili Ilıcalar’a kadar uzanıyor. Hıdırellez gününde bizim balkanda bir yaşlı amcayla karşılaşıyor. Yaşlı amca Yunanca bilmiyor. Bu Hıdırellez’in önem ve mahiyeti nedir? O da düşünmüş ve “Türküm” demiş. Yetkili üstelemiş, ben sana bu günün manasını ve ehemmiyetini sordum, diyor. Yaşlı amca gene, “Türküm, demiş. Bu adam kızmış ve soluğu Şahin’de almış. Yetkili daha sonra kahveye geçmiş. Olayı anlatmış. Biz de ona dedik ki, sizin sorduğunuz başka soru yok ki, yanıtını verdik. Yaşlı amca Yunanca bilmediği için, olsa olsa yine bunu sormuşlardır, demiş.”

http://www.burasibatitrakya.com

No Comments