HÖH Eski Milletvekili Ahmet Hüseyin Partiden Ayrıldı

Değerli dava arkadaşlarım ve kardeşlerim,

Yıllarca temas halinde olduğumuzdan dolayı ve Sizlere saygımdan dolayı, son günlerdeki kararımı Sizlerle paylaşmak istedim.

Mart 1990 yılından beri, HÖH’ün içinde faaliyet yürütmekteyim ve 3 Şubat 2016 itibariyle, aynı partinin Genel merkezindeki görevimden istifa etmiş bulunmaktayım.
Yılların heyecanı, partimizin doğru veya yanlış kararları, insanlık dışı hareketleri yorucu oldu. Gurur ve onur denilen şey kalmadı. Partinin pilotu, komutanı kim olduğu belirsiz. Partinin kurucusu mu, BG’de, Avrupa’da ve ABD`de çok ”sevilen” Peevski`mi, tayin edilen eşbaşkanlar mı? Parti içi demokrasisi denilen bir şey kaldı mı bilmem. Yörelerde parti tüzüğünü istediği gibi kullanan örgüt var. Bu tüzük, her üyeye ayrı, ayrı uygulanıyor. Oylamalara ve kararlara bakarsak demokrasi kalmamış. Bizler büyük bir ırkın torunlarıyız. Böyle devam etmek bizlere yakışmaz. Bu şekilde ne çocuklarımıza, ne de torunlarımıza örnek olabiliriz.

Yıllarca affedilen gaflardan sonra(Mehmed Hoca, katil Todor Jivkov ile kahfe sohbeti, Güner Tahir, Devlet porsiyonlarını bölmek, Kasım Dal, Korman İsmailov), üzerimize yeni bir tsunami gibi Lütvi Mestan olayı çıktı.

Dünyada yaşayan insanlık, Yeni Yıl partilerine günlerce hazırlanır. Sağ olsun kurucu başkan da her yıl olduğu gibi, bizleri geçen yıl davet etti. Ben bu davetten sağlık nedenleriyle erken ayrıldım. Genel Başkan Lütvi Mestan’ ın Yeni Yıl konuşmasını, kurucu başkan hane sahibi olarak çirkin bir şekilde kesmiş. Uzun uzuna NATO’nun ve AB’nin çıkmaz yolda olduğunu, ufukta Rusya’nın parlak geleceğinin göründüğünü, Mecliste HÖH adınaokunan “Uçak Krizi” Deklarasyonunun yanlış olduğunu ve Bulgaristan’da yaşayan Türk ve Müslüman toplumunun Ankara’nın 5. kolu olmasına müsaade etmeyeceğini basa basa söylemiş. Bu sçzleri duyduktan sonra, başıma kaynar su döküldü. Yaşadığım yörede, hane sahibi davet ettiği bir misafire böyle davranırsa biz, ”çirkin, saygısızlık, şerefsizlik” deriz.

Kurucu başkanım, ilk yıllardaki ve daha sonra yapılan o yardımları, Analığı, Babalığı, ne çabuk unuttunuz! Sizlerinde yıllar önce bahsettiğiniz gibi, o ülke Anavatanımız değil mi?
Baltık ülkelerinin hava sahası, Karadeniz’ de bizim hava sahamızı, Suriye’ de Türkmen köylerini bombalayan, Ukrayna’nın, Kırım’ı işgal eden, Azeri Karabağ’ da saltanatlık yapan, o ülkeyi bir NATO sevdalıları olarak “sevelim” mi diyorsunuz?

Yaşadığımız Bulgaristan’ da Türklere karşı aşırı milliyetçilik var, bunu kim aşıladı?

Üç günlük VMRO kahramanı olmak Sizlere yakışmadı.
Kurucu başkanım, yıllarca Sizlerin talimatınızla Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan kardeşlerimle partimiz için faaliyet yürüttüm. Bu hareketiniz (onların fikri) on yılların en büyük gafı. “Ağır sözler” dersiniz. Bunlar gönlümdeki buzdağının en en üstünü söylüyorum.

Yılların ne yükü var, bir bilseniz.

Parlamento grubumuz iki yıldır bir çalışma temposuna girmişti. Şu anki durumunu görüyorsunuz. En büyük başarımız “bat Sali” denilen bir dinsiz vekilimizi, Parlamentodaki Din Komisyonuna atamanız.

Bulgaristan’da yaşayan Müslümanlara Allah yardımcı olsun!
Ha bu arada, seçmen olarak vekillerimize bir sualim var:
Her zaman oy kullanırken hür idarenize göre oy veriyorsunuz. Mecliste 25 Kasım’ da Gen. Başkan Mestan’ın okuduğu Deklarasyonu gözyaşlarıyla alkışlayan Sizler, 25 aralıkta o köşkte yapılan HÖH meclisinde, o deklarasyon için Mestan’ı görevden alma kararında hür iradeniz nerede kaldı?
Bu ikiyüzlülük Sizlere yakışmadı!

Ne konuşuyorum kardeşim, grubumuzda yolsuzluk kralı sayılan zatın, sadece KTB bankasında, Bulgaristan’ daki ve İsviçre’deki bankalarda çıkan hesapları şaşırtıcı.
Herkesin mesut mutlu ve zengin olmasını isterim. Rakamlar şaşırtıcı. Genç ümit verici vekillerimiz için konuşalım mı?
Heeeey zavallı Ayşe ablam!

Köylerde yalnız, yoksul kalmış gariban kardeşlerim!
Üniversite mezunu işsiz kardeşim, artık söz sizin! susmakla bu haliniz düzelmeyecek!

Seçtiklerimizin o kadar haysiyeti kaldı ki, kapımızı Bulgaristan’da Rus yanlısı partiler hariç kimse çalmıyor, kimse selam vermiyor; Amerika, Almanya, Fransa, İngiltere……. Elçileri, hele hele Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi, önderlerimizi görmek istemiyor.

Bu acı hakikatleri birisinin söylemesi gerekiyor. Dürüst olanlardan özür diliyorum.

Kongre geliyor, 7 tane önemli belediyeyi kaybettik. Kuzey Bulgaristan’da deprem hattı gibi büyük bir çatlaklık meydana geldi. Kaybettiğimiz belediyelerde adaylarımızı gösterenlerden ve okeyleyenlerden hesap arayın!

Gençler, Sizler benden daha iyi biliyorsunuz arsızlık, yolsuzluk yapanları, müsaade etmeyin!

Yeni seçilecek Genel Başkan, umarım yine bir peçete olmasın. Azınlık olarak yıllardır darbeler yedik, yetiştirdiğimiz gitti. Yıllardır yetişmiş olan, fakat bizden farklı düşünen bazı arkadaşları mahvettik. Kimse Bulgaristan’da yaşayan Türk ve Müslüman azınlığın sahibi olamaz, buna müsaade etmememiz gerekiyor!

Siyasi hayatımda, böyle garip bir şeyle karşılaşmadım… Hakiki başkan bir saraya gizlenmiş, başka bir gezegende yaşar gibi ve faaliyetçiler uzaktan kumandalı askerler gibi…
Olamaz!!!!!

Eş başkanların üzerinde başka bir başkan daha yetiştirdik (Deyan Peevski). Kimseyi takmıyor… Uzattık galiba…

Her zaman gönlümdesiniz. Allah’a emanet olun!

Seçim ve parti faaliyetlerinden dolayı, kırdığım dava arkadaşı ve seçmen varsa özür diliyorum. Hakkınızı helal edin!

Şayet Bulgaristan’da Türk ve Müslüman milli azınlığının bir sorunu olursa, ömrüm yettiğince ben her zaman yanınızdayım.
Saygılarımla,
Ahmed Hüseyin

Kaynak: Kırcaali Haber

About the author  ⁄ admin

No Comments