Dr. Sadık Ahmet sevgisi devam ediyor!!!

Batı Trakya Türklerinin unutulmaz lideri merhum Dr. Sadık Ahmet 24 Temmuz 2017 Pazartesi günü, ölümünün 22. yıldönümünde Gümülcine’deki kabri başında törenle anıldı. Dr. Sadık Ahmet’e sevgi seli bu yıl da devam etti. Binlerce seveni, O’nu adeta bir çember içine aldı ve sevgilerinin katlanarak devam ettiğini gösterdiler. Son yılların en kalabalık töreninde soydaşlar mezarlığa sığmadı. Türkiye’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız temsil etti. Törende Yunanistan’daki Makedon Azınlığın “Gökkuşağı” Partisi temsilcisi Yorgos Papadakis’in, “Yunanistan’da “Türk” olmak suçsa, ben, sizlerin huzurunda “Türküm” diyorum.” Sözleri damgasını vurdu.

Sadık Ahmet Ailesi ve DEB Partisi’nin ev sahipliğinde, Rodop Bağımsız Milletvekili ve DEB Partisi kurucusu Dr. Sadık Ahmet için Gümülcine Kahveci Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törene; Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, azınlık kurum ve kuruluş başkanlarının yanı sıra Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı, Muavin Konsoloslar Davut Ocak ve Derya Ocak, Türkiye’den Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız, AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli Milletvekili Türabi Kayan, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’ndan Başkan Yardımcısı Sayit Yusuf, Edirne Valisi Günay Özdemir, Bulgaristan’dan DOST Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hoca, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Teşkilat Başkanı Musa Yurt, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şube Başkanı Mümin Durmuş, Kırcaali ilinden bazı belediye başkanları ve balkan ülkelerinden diğer sivil toplum kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.

Sadık Ahmet için düzenlenen anma töreni din görevlileri İsmail Ahmet ve Ahmet Arif tarafından sala ve Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Duayı ise Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif yaptı.

Ardından anma töreninde sunumu yapan DEB Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Mustafa Şargo tarafından törene gönderilen mesajlar okundu. İlk olarak Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve daha sonra sırasıyla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yunanistan Meclis Başkanı Nikos Vuçis, Yunanistan Kültür Bakanı Lidia Koniyordu ve Rodop İli Milletvekili İlhan Ahmet’in göndermiş oldukları mesajlar aktarıldı.
Daha sonra protokol konuşmalarına geçildi.

DEB PARTİSİ GENEL BAŞKANI MUSTAFA ALİ ÇAVUŞ: “ÖNÜMÜZDEKİ BATI TRAKYA TÜRKLERİ İÇİN İNŞALLAH GÜZEL GÜNLER OLACAKTIR”

Bu gün merhum liderimiz Dr. Sadık Ahmet’in 22. Ölüm yıldönümü. Her geçen yıl bizler Batı Trakya Müslüman Türk toplumu O’nu özlemle yad ediyor ve anıyoruz. En önemlisi de gençlerimizin ve Batı Trakya Türk kadınının burasını doldurmuş olmasıdır. O’nu ne kadar anladığımızı bu davadan Batı Trakya Türklerinin asla vazgeçmeyeceğini göstermesidir. O’nun hayalleri ve idealleri vardı. O hayalleri ve idealleri gerçekleştirmek bizlere O’nun mirası DEB Partisi yöneticilerine ve çok sevdiği halkı Batı Trakya Türklerine ait. Bu topraklara hoşgörüyü getirmiş atalarımızın yaptığı gibi, bizler de Lozan’dan doğan azınlık haklarımızı talep etmektir. İnsanca birinci sınıf vatandaş olarak yaşamak. Bunlar çok şeyler değildir. Ama üzelerek söylüyorum, günümüze geldiğimizde maalesef ülkemiz Yunanistan Lozan’ı uygulamamakta ve azınlığı birinci sınıf vatandaş değil, ikinci sınıf vatandaş, Btaı Trakya Türk Azınlığı’nı üçüncü sınıf vatandaş olarak yaşatmaktadır. Bizler kararlıyız. Batı Trakya Türkleri olarak bu davaya sımsıkı sarılıyoruz. Önümüzdeki Batı Trakya Türkleri için inşallah güzel günler olacaktır.

“LÜTFEN AZINLIĞIN HİÇBİR ŞEYLE DEĞİŞEMEYECEĞİ, LİDERİMİZİN KANI BULUNAN O ARACI BİR AN ÖNCE BULUNUZ”

Bundan birbuçuk yıl önce Parti genel Merkezi’ne bir saldırı düzenlendi. Liderimizin canını verdiği ve kanı bulunan aracı oradan aldılar. Biz şunu iyi biliyoruz. 1995 yılındaki o kaza demek ki tesadüf değilmiş. Buradan ülkemiz yöneticilerine çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen azınlığın hiçbir şeyle değişemeyeceği, liderimizin kanı bulunan o aracı bir an önce bulunuz. Bizler Batı Trakya Türkleri olarak sizlere şu sözü veriyoruz. Bu davada Batı Trakya Türkleri rahat nefes alana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Her platformu kullanacağız. Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Liderimizin ruhu şad mekanı Cennet olsun.

BTTDD TEŞKİLAT BAŞKANI MUSA YURT: “BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI’NA YÖNELIK BUGÜN YARATILAN YENI GASP VE SINDIRME POLITIKALARI DEVAM ETMEKTEDIR”

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Merkezi ve BTTDD şubeleri adına hepinizi selamlıyorum. Batı Trakya Türk Azınlığının merhum lideri Dr. Sadık Ahmet’in aramızdan ayrılışının 22.yıldönümünde ruhunu şad etmek ve kendisini anmak için burada toplanmış bulunuyoruz. Batı Trakya Türk Azınlığını hak arama mücadelesinin üzerinden yaklaşık 30 yıl, rahmetli liderimizin ayrılışının üzerinden de tam 22 yıl geçmiştir. Maalesef Batı Trakya Türklerinin sorunları artarak devam etmektedir. Kısaca imza kampanyalarının başladığı dönemdeki var olan sorunların çözümünü bir kenara bırakın, onlarla birlikte Batı Trakya Türk Azınlığı’na yönelik bugün yaratılan yeni gasp ve sindirme politikaları devam etmektedir. Büyük dava adamı liderimiz Dr. Sadık Ahmet ile birlikte geçmişte omuz omuza günümüzde ise O’nun açtığı yolda hareket ederek haklı mücadelesini sürdüren Batı Trakya Türk toplumu elinden alınan yasal hakları tekrar elde etmek adına yürüttüğü mücadelesini her daim hukuk çerçevesinde yoluna devam edecektir. Batı Trakya Türk toplumu bu yasal mücadelesinin dışına çıkmamış ve çıkmayacaktır.

ABTTF BAŞKANI HALİT HABİPOĞLU: “AZINLIĞIMIZIN SORUNLARINI ÇÖZMEK KOLAY DEĞİL, VAZGEÇMEMEK LAZIM”

Liderimiz Dr. Sadık Ahmet’in aramızdan ayrılalı 22 yıl oldu. Azınlığımıza vermiş olduğu sözü bir trafik kazası sonucu hayatını kaybederek yerine getiremedi. Ama mirası olarak bıraktığı bizlere davası bizler devam ettiriyoruz. Yine bizler dava arkadaşları olarak bu davamıza dünya kamuoyununa aktarmaya çalışıyoruz. Kolay bir iş değil. Çünkü ülkemiz Yunanistan nedense hoşgörülü değil, tam tersine kötü niyetli, düşman gözüyle bakıyor ve ötekileştiriyor. Onun için azınlığımızın sorunlarını çözmek kolay değil, vazgeçmemek lazım. Birliğimizi ve beraberliğimizi sağlamamız gerekiyor, mücadelemize sahip çıkmamız gerekiyor.

Batı Trakya davasında ismini tescil ettirmiş olan Dr. Sadık Ahmet’i anmak ve Türkiye’den gelen misafirlerle beraber olmaktan ayrı bir haz duyduğumu ifade etmek istiyorum. Batı Trakya davasında isterse bir karınca boyu alınması için mücadele etmiş insanların değeri vardır. Öyle insanların kafasındaki ölçüye göre bu değer, takdir edilmez. İstediğini say istediğini sayma, istediğini ez, istediğini ezmeyle bitmez. Batı Trakya davası kutsal bir davadır. Ve bu önce Allah’ın indinde ve sonra devletler indinde tescil edilmiş bir davadır. Dolayısıyla bu akşam buradayız. Dr. Sadık Ahmet’i anıyoruz. Nice Dr. Sadık Ahmet’ler var kaybettiğimiz. Ama nice Dr. Sadık Ahmet’ler var bu devlete hizmet edecek olanlar. Allah ölmüşlerimize rahmet eylesin. Bu yolda, Batı Trakya yolunda ilerleyenlere de rabbim güç kuvvet versin. Merhuma Allah’tan rahmet diliyorum, geride kalanlara da sabırlar diliyorum.

GÜMÜLCİNE S. MÜFTÜSÜ İBRAHİM ŞERİF: “ŞU ANDA HİÇBİR DERNEĞİMİZDE TÜRK KELİMESİ YOK. SADECE MÜSLÜMAN KELİMESİYLE ERİTİLMEYE, YOK EDİLMEYE İSTENİYORUZ”

Biz rahmetli Sadık Ahmet ile bir tarih yaptık, şimdi bu tarih de konuşulacak. Işık hanıma zaman zaman şu sözleri söyledim: “Işık hanım; Sadık Ahmet senin eşin ama benim de hapishane arkadaşım ve en acı günlerde beraber olduk.” Sadık Ahmet’in o dönemde geto hayatı yaşayan Batı Trakya Müslüman Türklerinin Lozan’da doğan vatandaşlık haklarını alabilmek için başlattığı bir mücadele vardı. Bu mücadelenin sonunda bugünlere ulaştık. Yeni gelen nesiller eğer bu mücadeleleri yapan insanları bilmezse yarınlarını düzgün yaşaması ve yolunu bulması mümkün değildir. Azınlığının damının kiremitini aktaramadığı, taşa taş üstüne koyamadığı, evinin çatısı aktığı zaman üzerine bir kiremit koyamadığı, ehliyet alamadığı, her türlü vatandaşlık haklarından mahrum olduğu Lozan’dan doğan haklarını almak için bir mücadele başlatmıştı. Nankör insanlar değiliz. Bugün bu sıkıntıların bir kısmı giderildi. Vatandaşlık haklarımızı aldık. Parası olan dükkan da, ev de alabiliyor. Ama en acısı azınlık haklarımızı, pozitif haklarımızı maalesef almış değiliz. Tam tersine geri gidiyor. 21. asırda anaokullarının mecburi olduğu bir dönemde azınlık kendi çocuklarını maalesef kendi anadilinde eğitemiyor. Anaokulları açılamıyor. Var olan çocuk yuvaları bile cezalandırılıyor. Anlaşmalar gereği müftülerini kendileri seçmesi gerekirken biz seçtikleri müftüleri, ‘Makam gaspı’ndan dolayı geçmişte yargıladılar son zamanlarda da her ay karakola, savcılığa ifade vermeye gittik. Bugün baktığımız zaman ilkokullarımız kapatılıyor, planlı ve programlı bir şekilde ilkokullarımız içi boşaltılıyor. Bu gün hala Gümülcine Türk Gençler Birliği isminde ‘Türk’ kelimesi olduğundan dolayı kapalı bulunuyor. Bir çok derneğimizde olduğumu gibi kendimizi resmen Türk olarak ifade edemiyoruz. Şu anda hiçbir derneğimizde Türk kelimesi yok. Sadece Müslüman kelimesiyle eritilmeye, yok edilmeye isteniyoruz. Bu dava böyle devam edecek. İşte biz buradayız, varız, biriz, güveniyoruz, çalışacağız ve bu bayrak yarışı böyle devam edecek. Sadık Ahmet gerçekten kaza mıdır değil midir, ne olduğu belli olmayan bir şekilde genç yaşta dünyadan gitti. Ama arkada bıraktığı mücadele devam ediyor. İnşallah devam edecek. Bu yolda çalışan Batı Trakya Türk gençliğini canı gönülden tebrik ediyorum. Sadık Ahmet’e Allah’tan gani gani rahmet diliyorum, mekanı Cennet olsun.

YUNANİSTAN’DAKİ MAKEDON AZINLIĞIN “GÖKKUŞAĞI” PARTİSİ TEMSİLCİSİ YORGOS PAPADAKİS: “YUNANİSTAN’DA “TÜRK” OLMAK SUÇSA, BEN, SİZLERİN HUZURUNDA “TÜRKÜM” DİYORUM” 

“Sevgili Sadık Ahmet ailesi!
Bu yıl burada, Yunanistan’daki Makedon Azınlığın “Gökkuşağı” Partisi temsilcisi olarak bulunmaktan memnuniyet duyuyorum.
Ahmet Sadık’ı hayatta iken tanıma fırsatım olmadı.
1990 başlarında Ahmet Sadık’ın, “Türk” olduğunu beyan ettiği için Selânik’teki “Diavata” hapishanesine gönderildiğini televizyon kanallarından görmüştük. Sadık Ahmet, “Bugün burada “Türk” olduğum için yargılanıyorum” demişti.
Yunanistan’da “Türk” olmak suçsa, ben, sizlerin huzurunda “Türküm” diyorum.”
Daha 17 yaşında okulda “Osmanlılar ve Türklerin kötü” olduğunu öğrenirseniz ki onlar da bu ülkede binlerce kötü şey yaptılar ve bu insanlarla anlaşamazsınız, onları bir kenara itmeniz gerekir. 17 yaşında bunları duyanlar sorun yaşamaktadır.
Kamuoyu önünde Ahmet Sadık’a, bu mantıkla düşünmem ve bu ülkede gerçekleri anlamam konusunda yardımcı olduğu için teşekkür ederim.
Aramızda olsaydı, yaşasaydı, ölümünden 22 yıl sonra, yapılanlar hakkında neşeli olmazdı.
Bugün bile “Türküm” derseniz bu iyi duyulmamaktadır. Hapse gitmeseniz bile tahrik olarak görülmektedir.
Unutmayın ki İskeçe Türk Birliği Yunanistan mahkemeleri tarafından hala tanınmış değil; “Makedon Kültür Evi” olayında olduğu gibi! Halbuki bunlar hakkında AİHM’nin kararları vardır. Bunları görseydi çok neşeli olmazdı.
Diğer yandan kurduğu partinin yeniden doğduğunu, güçlendiğini ki 2014’te neler yaptıklarını gördük.
Yunanistan’daki Türk, Makedon v.d. azınlıklar ve emin olun ki demokrat Yunanlılar ki onlar önde görünmüyorlar; yaşadığımız AB ülkesinde, Azınlıkların hak ettiklerini, azınlık haklarının verilesi konusunda, bu ülkeyi daha iyi yapmak konusunda, yeni bir sisteme girmek konusunda, bu ülkeyi daha iyi yapmak istiyorlar.
Nehir, kesinlikle geri dönmez!”

YUNANİSTAN MÜSLÜMANLAR BİRLİĞİ BAŞKANI NAİM ELGANDUR: “BU GÜZEL ÜLKEDE YAŞAYAN MÜSLÜMANLAR İÇİN ADALET VE EŞİTLİK İSTİYORUZ!” 

“Dr. Sadık Ahmet için burada toplandık. Bu anma töreni, gençlerin daha iyi yarınları konusunda güçlü bir mesaj bırakmadan geçmemelidir.
İlk önce içimizdeki korkuyu öldürmeliyiz, korkmamalıyız.
Yol uzun ve korkusuzca devam etmek gerek.
Biz, çok şey istemiyoruz; adalet ve eşitlik istiyoruz. Adalet ve eşitlik ki bunlar çok şey değil
Bu güzel ülkede yaşayan Müslümanlar için adalet ve eşitlik istiyoruz! Müslümanlar olarak, tüm kalbi duygularımızla, Allah’tan bu ülkenin daha iyi ekonomik seviyeye gelmesini istiyoruz. Atina’da yaptığımız dualarla bunları dile getiriyoruz, adalet ve eşitliği hak ediyoruz.”

DOST PARTİSİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET HOCA: “O SADECE BATI TRAKYA’NIN DEĞİL, BALKANLARIN NELSON MANDELA’SI, MAHATMA GANDHİ’SİDİR”

Bugün bizleri kabri başında buluşturan o büyük insan ve adam gibi adam Batı Trakya ve tüm balkanların özgürlük meşalesi olmuş merhum Dr. Sadık Ahmet’in vefatının 22. yıldönümüdür. O’nu rahmetle anıyoruz. Bu hüzünlü beraberliğimize uzaktan yakından katılan tüm kardeşlerime Bulgaristan Türkleri ve Müslümanlar adına saygı ve selamlarımızı sunar, küçüklerin gözlerinde büyüklerin ellerinden öperim. Bulgaristan Türkleri Dost Partisi Lütfi Ahmet Mestan’ın selamlarını getirdim. Merhum Dr. Sadık Ahmet hayatının baharındayken, o büyük demokrat Yunanlıların haksızlıklarına göğüs germiş Batı Trakya Türklerinin kahramanı olmuştur. Dr. Sadık Ahmet çok kısa ömrüne, başkalarının sığdıramadığı hak ve hukuk mücadelesini sığdırmıştır. ‘Haklar verilmez, haklar alınır’ ilkesinden yola çıkarak barışçıl bir yöntemle insanca yaşama davasının nasıl yürütüleceğini tüm dünyaya göstermiştir. O sadece Batı Trakya’nın değil, balkanların Nelson Mandela’sı, Mahatma Gandhi’sidir. Kahramanımız rahmetle anar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

EDİRNE VALİSİ GÜNAY ÖZDEMİR: “BİNLERCE SADIK AHMET BU DAVAYI OMUZLADI”

Sadık Ahmet hayatında olduğu gibi ölümünün her yıl dönümünde de Batı Trakya’daki tüm azınlıklara örnek olan ve bu örnekliğiyle görüyorum ki, her yıl binlerce Sadık Ahmet yetiştiren bir kişi haline gelmiş. Biz gençliğimizde Sadık Ahmet’in Batı Trakya’daki faaliyetlerini Türkiye’den çok iyi takip ediyorduk. Şuna inanıyordum ki; Sadık Ahmet gerçekten o dönemde Batı Trakya’daki özellikle Yunanistan’daki toplumunun haklarının savunması konusunda bizlere de bu konuda ciddi örnek oldu ve bizim bu konudaki anlayışımıza da çok ciddi katkı sağladı. Ayrıca balkanlardaki tüm azınlıkların da ne yapması ve nasıl yol izlemesi gerektiği konusunda da iyi bir örnek oldu. Binlerce Sadık Ahmet bu davayı omuzladı. Türkiye olarak da, Edirne olarak da sizlerin buradaki haklarınızın verilmesi konusunda ciddi katkılar sağlanıyor. Sizler bulunduğunuz ülkenin vatandaşı olarak ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda ülkenize katkı sağlamak için her türlü çabayı gösteriyorsunuz, bundan sonra da göstereceğinize inanıyoruz. Sadık Ahmet’e Allah’tan rahmet diliyor, inşallah gelecek yıllarda da beraber oluruz.

YURT DIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLARI BAŞKANLIĞI BAŞKAN YARDIMCISI SAYİT YUSUF: “ŞEHİTLER ÖLMEZ, O ARAMIZDA. BEN SADIK AHMET AHMET’İN VE AİLESİNİN KARDEŞİ OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM VE ÇOCUKLARININ ABİSİ OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM”

Şahsım adına çok müstesna bir gün yaşıyorum. Bundan 22 yıl önce şahadete uğurladığımız Sadık Ahmet’le, bundan yine 25 yıl önce tanışmıştım. Belki de Batı Trakya’dan ilk tanıdığım kişi Sadık Ahmet oldu. Batı Trakya’yı ve balkanları önce Sadık Ahmet’ten dinledim ve çok doğru dinlemişim. Sonra da dava arkadaşlarını, ailesini ve Batı Trakyalı’ları tanıdım. Batı Trakyalı’ların ne kadar vefalı insan olduklarını gördüm. Bugün aradan 22 yıl geçmiş ve bu kalabalığı toplamak her faniye göçtükten sonra nasip olmaz. Sadık Ahmet devlet adamıydı belki ama, bir Cumhurbaşkanı değildi, bir uluslararası örgütün lideri değildi, ama Sadık Ahmet bir dava adamıydı, adam gibi adamdı. O’nu kabri başında ve manevi huzurunda bulunmaktan çok büyük bahtiyarlık duyuyorum. Koca 22 yıl ben Sadık Ahmet ailesini tanıdığımda çocukları Levent ve Funda şu andaki torunları yaşındaydı. Çocuklar dedeniz yanınızda, dedeniz başucunuzda, siz belki göremiyor olabilirsiniz, ama şu kalabalıktan hissedebilirsiniz. Zira şehitler ölmez, O aramızda. Ben Sadık Ahmet Ahmet’in ve ailesinin kardeşi olduğumu düşünüyorum ve çocuklarının abisi olduğumu düşünüyorum. O’nun ve Batı Trakya’daki dava arkadaşlarının, O’nun açtığı yolda nasıl yürüdüğüne şahit oldum. Bu da beni ziyadesiyle bahtiyar etti. Bu kalabalık burada toplandıkça Sadık Ahmet’in söylediği ve gösterdiği hedeflere sahip çıktıkça, bu dava sonuna kadar yaşar. Burada Batı Trakya Türkleri de sonuna kadar yaşayacaktır. Ben bu vesileyle O’nun dava arkadaşlarına Batı Trakyalı hemşehrilerine, kardeşlerine ve ailesine tekrar başsağlığı diliyorum. Merhumu minnetle vce şükranla anıyorum, mekanı Cennet olsun. Unutmasın; arkasında Batı Trakya var, arkasında Türk dünyası var.

SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI MUSTAFA İRİŞ: “O BÜTÜN HALKININ DERDİNİ DERTLENDİ”

Bugün burada ismi gibi davasına Sadık, halkına aşık, milletine sevdalı bir büyüğümüzün, şehit kardeşimizin vefatının senei devriyesinde beraber bulunuyoruz. O davasını, arzu ve isteklerini geride bıraktı. Üzüntü ve sevincini içinde sakladı. Toplumun üzüntüsünü ve sevincini paylaştı. İşte bunun için buradayız. O bütün halkının derdini dertlendi. Hiç bir bağımız olmadığı halde sadece dava ve gönül bağımız nedeniyle buradayız. Bunun da yavrularımıza ve gençlerimize ne kadar güzel bir örnek olduğunu görüyoruz. Burada yaşayan komşularımıza ve soydaşlarımıza iki cihanda saadetler diliyorum. Yolunuz açık olsun.

BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ GENEL BAŞKANI MUSTAFA DESTİCİ: “SADIK AHMET’İ UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ VE ALLAH’IN İZNİYLE DE HEP BİRLİKTE UNUTTURMAYACAĞIZ”

24 Temmuz tüm Türk dünyası için hem büyük bir kaybın yaşandığı Batı Trakya Türklüğünün efsane lideri Dr. Sadık Ahmet’in şahadet yıl dönümü. Ama öbür tarafından Anadolu’dan Müslüman Türk varlığını çıkarmak için hazırlanmış olan Sevr’in parçalanarak kurucu belgemzi Lozan Antlaşması’nın da imzalandığı bir gündür. Onun için Türkiye Cumhuriyeti ve Batı Trakya Türkleri açısından bu gün çok önemli bir gün. Burada olan siz değerli kardeşlerimiz her iki hadisenin de şuurunda ve idrakindesiniz. Ben bir kez daha şehit Dr. Sadık Ahmet’i, bu kabristanda bulunan tüm müminleri ve tüm balkan şehitlerimizi minnetle anıyorum. Bu topraklarda Türklüğün ve İslamın yerleşmesi için yüzyıllar boyu emek veren gazi dervişleri ve manevi mihmandarları da saygı ve rahmetle anıyorum. Çünkü onlar sayesinde buralar Müslüman ve Türk varlığıyla tanıştı. Ay yıldızlı al bayrağımız bu semalarda yüzyıllarca dalgalandı. Bizler şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun da kadim dostu olan Dr. Sadık Ahmet’i unutmadık, unutmayacağız ve Allah’ın izniyle de hep birlikte unutturmayacağız. Şunu da biliniz ki; canımızla, kanımızla her daim sizlerin yanınızdayız. Elbette ki balkan ve Batı Trakya Türklüğü çok ağır bedeller ödedi. Ama bütün bu bedellere rağmen burada Türklüğünü, Müslümanlığını yaşadı, yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. Onun bizler Türkiye Cumhuriyeti devletinin birer ferdi olarak sizlere milletimiz ve devletimiz adına minnettarız. Rabbim hepinizden razı olsun, sizleri her daim korusun. Batı Trakya Türk Azınlığı belki de dünyanın en mutedil ve devletine de en sadık bir azınlık. Ama buna rağmen hiçbir zaman hak ettiği verildi. Yunan hükümeti, ‘Bizler Müslüman Türk varlığını sona erdiririz’ şeklinde düşünüyorlarsa yanılırlar. Çünkü Türkler, bir ölürler bin doğarlar. Yunan hükümeti ve uluslararası kamuoyu şunu iyi bilsinler ki; Bu topraklar yüzyıllarca Osmanlı devletinin idaresinde ay yıldızlı al bayrağın altında yaşadı. Yarın da hangi bayrağın altında yaşayacağını sadece Allah bilir. Onun için herkesin hesabını buna göre yapması gerektiğini buradan bir kez daha dile getirmek istiyorum. Tüm şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum. Merhum Abdurrahim Karakoç’un şu dörtlüğüyle sizlere veda ediyorum:
Ellerin yurdunda çiçek açarken
Bizim İl’e kar geliyor gardaşım.
Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?
Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.

CHP KIRKLARELİ MİLLETVEKİLİ TÜRABİ KAYAN: “SADIK AHMET SADECE BİR DAVA İNSANI DEĞİL, BİR DAVANIN ÖNCÜSÜ VE O DAVANIN LİDERİYDİ”

Hepinize Genel Başkanı’mızın sevgi ve saygılarını getirdim. İnsanoğlu Allah’ın yaratıklarının en şereflisidir. Bu şerefli insanın doğuştan hakları vardır. Yaşamak gibi, üremek gibi, beslenmek gibi ve düşünmek düşündüğünü ifade etmek gibi. Bu düşündüğünü ifade etmek bir eksikliği ifade etmek demektir. Bir eksikliğe, bir yanlışlığa parmak basmak demektir. Bugün burada yüce insan, değerli dost sayın Sadık Ahmet’e buradan sevgi, saygı ve hürmetler sunuyoruz. Işıklar içinde yatsın. Bugün buraya bizler hem O’nu yad etmeye hem fikirlerinin sahibi ve temsilcisi olduğumuzu belirtmeye hem de insanoğlunun var olduğu müddetçe hakları ve hukuku olduğunu ve toplumların içinde azınlıkların asıl unsuru da yaşadıkları devletin arasına bir köprü olduğunu hatırlatmak için buradayız. Bu köprüler daha sık kurulmalı ve daha sağlam temeller üzerine oturmalıdır. Bu köprüler atılmaz ise toplumlar arasında huzur, güven ve barış sarsılır ve yıkılmaya mahküm olur. Onun için bu tür köprülere daha fazla sahip çıkmak, bunları daha fazla yaşatmaya mecburuz. Bu görevi ifa eden bütün dostlarıma ve dava insanlarına buradan selam olsun diyorum. Sadık Ahmet sadece bir dava insanı değil, bir davanın öncüsü ve o davanın lideriydi. Bu lidere bir kez daha selam olsun diyorum. Böyle insanları dinlemez isek, sözlerini beyan etmez isek bu bir insanlık ayıbıdır. Bizler insanlık tarihine ayıplar yazmaya değil, şerefler yazmaya geldik. O şerefleri yazan Sadık Ahmet’e de ne mutlu diyorum. Hepinize mutlu gelecekler, barış ve huzur diliyorum.

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ MANİSA MİLLETVEKİLİ SELÇUK ÖZDAĞ: “DR. SADIK AHMET, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’E BENZİYORDU”

Bugün Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın lideri Dr. Sadık Ahmet’in ölümünün üzerinden 22 yıl geçti ve O’nu rahmetle anıyoruz. Milletler kahramanlarıyla yaşarlar ve o kahramanlar hep önde giderler. Kahramanların maaşı da önde giderler. Sadık Ahmet öldüğü zaman önde gitti ve herkesin önünde yürüdü. Herkesin ümitsizliğe kapıldığı anlarda ümit var olanlar liderlerdir. Herkesin düştüğünde ayağa kalkabilen, herkesin ayağa kalktığında yürüyebilen, herkesin yürüdüğünde koşabilen insanlar liderdir. Sadık Ahmet bizim liderimizdi. Öncelikle Dr. Sadık Ahmet, Mustafa Kemal Atatürk’e benziyordu. Devletler doğar ve büyürler, sonra da yıkılırlar. Sosyolojinin babası öyle söylüyor. Devletlerin hayatı insanların hayatına benzer. Doğarlar, büyürler, sonra da tarih sahnesinden çekililer. Dünyanın en büyük imparatorluğu Osmanlı imparatorluğu 623 yıl yaşadı. Sonra balkanlardan Anadolu yarımadasına doğru çekildi ve yeni bir devlet kurmak için çalıştı. Sakarya önlerinde 1920 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le beraber biz yeni bir devlet kurduk. Dünyada ebedi bir devlet yoktur, Müslüman Türkler. Ama ebedi olarak devlet kurma iradesi olan milletler vardır. Onun başında Türk milleti gelir. Bir devleti yıkılır, yeni bir devlet kurar O. Osmanlı yıkılırken Sakarya önlerinde, Kocatepe’den Zafertepe’ye doğru bir çınar daha dikildi. O devlet 95 yıldır yaşıyor. Daha sonra Lozan Antlaşması, Bıraktığımız yerlerde gönüldaşlarımız, dindaşlarımız ve soydaşlarımız vardı. Kerkük’te, Kırım’da, Bosna Hersek’te, Makedonya’da, Batı Trakya’da, Arnavutluk’ta, Kafkaslar’da. Biz buradaki dindaşlarımızla, soydaşlarımızla hiç gönül bağımızı koparmadık, koparmayacağız. Türkiye büyüdükçe, Türkiye geliştikçe siz de büyük olacaksınız, siz de huzurlu olacaksınız, sizin de başınız hep gök kubbeye değecek kadar dik olacak inşallah. Biz sizlere şükran duyuyoruz, sizler kahraman insanlarsınız, sizler yiğit insanlarsınız. Her türlü zulme, her türlü haksızlığa, her türlü adaletsizliğe karşı hep direndiniz. Müslüman Türk Azınlığı; Sadık Ahmet gibi öncülerle beraber direnenler kazanır. İçinizde nice Sadık Ahmet’ler var. Bu kadınların ve erkeklerin hepsi birer Sadık Ahmet. Biz diyoruz ki; Bu topraklarda Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak Yunanistan hükümeti gelin yeni bir sayfa açalım. Bırakın eski sayfaları. Sizlere dostluk elimizi, kardeşlik elimizi, barış elimizi uzatıyoruz. Beraberce birlikte yaşayalım bu topraklarda. Biz çok şey istemiyoruz. Bizler Lozan Antlaşması’nın verdiği haklar gereği, bir Yunanlı hangi hakka sahipse biz de bunları istiyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne uyun diyoruz. Avrupa Birliği kriterlerine göre yaşamak istiyoruz. Değerli Batı Trakya Türkleri bizler sayın Recep Tayyip Erdoğan ile, sayın Binali Yıldırım ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin 80 milyon şerefli vatandaşlarıyla yüreğimiz yüreğinizle, gönlümüz gönlünüzle, biz biriz, birlikteyiz, beraberiz. Biz Müslüman Türkleriyiz. Bugün Dr. Sadık Ahmet’i ölüm yıldönümünde kendisini rahmetle anıyorum. Sözlerimi şöyle tamamlamak istiyorum; İnsanların ömrü yaşadıkları kadar değildir. Sadık Ahmet 48 yıl yaşadı. Ama O 48 yıl yaşamadı, O hala yaşıyor. İnsanlar anıldıkça yaşarlar, Hazreti Muhammed gibi, Fatih gibi, Kanuni gibi, Yavuz gibi, Mustafa Kemal gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş gibi. Sadık Ahmet de sonsuza kadar yaşayacak inşallah. Sizler direneceksiniz, biz sizlerin yanınızda olacağız. Siz kahraman insanları saygıyla, sevgiyle ve muhabbetle selamlıyorum. Önünüzde tazimle eğiliyorum.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ GÜMÜLCİNE BAŞKONSOLOSU ALİ RIZA AKINCI: “SADIK AHMET İSMİ; İSA YUSUF ALPTEKİN’LE, MUSTAFA CEMİLOĞLU’YLA, ALİYA İZZETBEGOVİÇ’LE ANILACAK 20. YÜZYILIN ÖNEMLİ LİDERLERİNDEN BİRİDİR”

Bugün bir kez daha şahit oluyoruz ki, bazı insanların açtığı hayır defterleri, açtığı yol ve çizgi yıllar geçse de kapanmıyor. Bugün böylesine bir geniş kalabalıkla hayırla yad ettiğimiz Sadık Ahmet’in bu topluma neler kazandırdığını aslında bizler ziyaret ettiğimiz köylerde, karşılaştığımız soydaşlarımızla yaptığımız sohbetlerde şahit oluyoruz. Ne zaman ki ekonominin öneminden söz edilse, ne zaman eğitimde yaşanan sorunlar konuşulsa, Batı Trakya’nın bilinen meseleleri tartışılsa, ‘Rahmetli Sadık da şöyle derdi, rahmetli Sadık Ahmet’in de şu yönde projeleri vardı’ şeklinde soydaşlarımızın hatırladığını, fikirlerinin, eylemlerinin, şahsiyetinin aradan yıllar geçse de yankı bulduğunu bizzat görüyoruz. Şüphesiz ki merhum Sadık Ahmet ismi; İsa Yusuf Alptekin’le, Mustafa Cemiloğlu’yla, Aliya İzzetbegoviç’le anılacak 20. yüzyılın önemli liderlerinden biridir. Tam da Batı Trakya’ya yakıştığı gibi bütünüyle medeni, barışçıl, hukuki alanda sınırlı bir mücadele yürütmüştür. Fedakarlığıyla, cesaretiyle damga vurmuştur. Beraber birlikte mücadele ettiği yaşayan yada ahirete uğurladığımız bir çok dava arkadaşıyla Batı Trakya’ya hizmet eden ismini bildiğimiz ve bilmediğimiz bir çok şahsiyetle birlikte minnet ve saygıyla anılmayı hak etmektedir. Onların nasıl bir ortamda mücadele verdiğini, nelere katlandığını hatırlamak için belki şu sorgulamayı yapmamız gerektiğini düşünüyorum. İnsanların her evden ayrılışında helallik istemek zorunda kalması nasıl bir duygudur? Bunu gençlerin orta yaşlılara ve yaşlılara sorması gerektiğine inanıyorum. Herkesi saygıyla selamlıyorum. Gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ediyorum.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI BÜYÜKELÇİ AHMET YILDIZ : “BURADA VERDİĞİ MÜCADELENİN İÇERİĞİNİ ESASEN BİLİYORDUK VE HAYRANDIK”

Değerli soydaşalrım sizlere Türkiye’den sayın Cumnhurbaşkan’ımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanı’mız Binali Yıldırım’ın, sizin hemşehriniz olan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun selamlarını getirdim. selamlarını getirdim. Müteveffa liderimiz Sadık Ahmet’i rahmetle anıyorum. Kendisini 1991 yılında genç bir diplomat olarak bir konferans sırasında tanıma fırsatı bulup sohbet ettiğimi hatırlıyorum. Kendisi bize yabancı gelmedi. Biz kendilerini Türkiye’de eğitim müfredatında ders olarak okumuştuk. Burada verdiği mücadelenin içeriğini esasen biliyorduk ve hayrandık. Bilahare Batı Trakya’nın merhum liderlerinden sayın müftümüz Mehmet Emin Aga’yı tanıma fırsatı buldum. İkisinin de verdiği mücadele burada insanca yaşama adına olması yönündeydi. Türkiye Cumhuriyeti devleti sizlerin de gördüğü gibi her zaman yanınızdadır. Biz Türk diplomatları için Sadık Ahmet’i özel kılan azınlığın davasını hak ve hukukunu uluslararası alana taşımış olmasıdır. Bizler gittiğimiz her yerde şunu anlatmaya çalışıyoruz; Azınlıklarımız ve Türk diyasporası hiç bir zaman ayrılıkçı bir niyetle mücadelelerini sürdürmemektedirler. Hakları ve hukukları için mücadele etmektedirler. Bu özellikle Yunanistan’da geçerlidir. Türkiye Cumhuriyeti siyaseti olarak bizlerin Yunanistan’a bakış açımız ve beklentimiz iyi komşuluk ilişkileridir. Bunun gerekli bellidir. Uluslararası anlaşmalara uymaktır. Maaelesef yakışmayan davranışlar da bugün görüyoruz. Bugün okullarımızın durumu, müftülüklerimizin durumu ne evrensel hukuğa yakışıyor, ne de bizim Yunanistan ile akit ettiğimiz anlaşmalara uyuyor. İyi komşuluğun gereği önce Türke Türk diyeceksin. Başka türlü nasıl iki komşu arasında güven sağlanır. İnşallah Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bunları çözmeye gayret ediyoruz. Türkiye son dönemde Lozan’ın da ötesinde Rum azınlığı için adımlar attı. Bunun karşılığını, aynısını Yunanistan’dan da bekliyoruz.

SADIK AHMET AİLESİ ADINA IŞIK SADIK AHMET: “BİZLER OLAMAYACAĞIZ AMA SADIK AHMET HEP VAR OLACAK”

Sevgili Sadık 3 gittik. İstemedik gitmeyi, ama buna kader demek gerekiyordu ve kabul ettik. Çok zor oldu. Ben 35, Levent 15 ve Funda 12 yaşındaydı ve her şeyimiz sendin. Ben daha çok genç ve çocuklarımız çok küçüktü. Kader bu döndük bir 24 Temmuz’da ki, 22 yıl sonra yine Pazartesi gününe rastladı. Yine 3 gittik, 8 geldik. Ama bu sefer kabrin başına çok kalabalık geldik. Sen yoksun aramızda. Aslında maddi olarak yoksun. Liderler ölmez, sen hep varolacaksın. Bizler olamayacağız ama Sadık Ahmet hep var olacak. Toplumları oluşturan en önemli unsurlardan biri de liderlerdir. Sen hiç ölmeyeceksin, hepimiz öleceğiz . Torunlarının torunları hayatta olacak ve diyecekler ki, bizim büyük büyük dedemizdi. İşe o sensin Sadık. Belki bizleri kimse hatırlamayacak, ama sen hep hatırlanılacaksın. Neden? 24 Temmuz’da imzalanmış olan Lozan Antlaşması’ndan doğan haklarını arayan Müslüman Türk Azınlığı’nın gür sesi oldun. Ve şimdi bakıyoruz ki; ne kadar çok sevilmişsin, ne kadar güzel hatırlanıyor ve anılıyorsun. Ve ne kadara haklıymışsın. Sen geldin ya kısacık ömrünü yaşadın ve gittin. Aynı zaman içinde gerek Türkiye’de, gerek Yunanistan’da, gerekse dünyada her gün kendinden bahsedilen politikacılar vardı. Sen geldin ve gitmedin. Sen politika yapmadın. Sen haklı bir davaya ömrünü adamış bir insandın. Bir vatandaştın. Türk ve Müslümandın. Benim eşim ve çocuklarımın babasıydın. Torunlarını görmedin, ama torunların işte Sadık Han, işte Mehmet Han, işte İlke Işık. Senin başucundalar. Onlar seni çok seviyor, çok sayıyor ve yaptığın mücadelenin küçük neferleri olarak başucunda duruyorlar. Tıpkı sen öldükten sana Türk coğrafyasında adının verilmiş olduğu yüzlerce Sadık Ahmet’ler gibi. Her şey geçer zaman kalır. Biz niteliksiz faniler zaman içinde bir anız. Ama hep derler şehitler zaman içinde hep yaşarlar. Onlar fani ve geçici değil, Allah’ın lütfuyla ölümsüz kılınmış kullardır. Unutmayalım ki; toplumları var edecek olan ahlaklı, ilkeli, önder liderlerdir. Seninle çok kısa bir süre yaşamış olmama rağmen, çok acılar çekmiş olmama rağmen Allah’a şükrediyorum. Var ve daim ol. Gönüllerimizde ve sesinin ve gönlünün ulaştığı her yerde. Dostluk. Eşitlik. barış adına köprü olsun. Mekanın Cennet, ruhun şad olsun.

DEB PARTİSİ GENEL MERMEZİNDE MEVLİT

Törenin ardından DEB Partisi’nin Gümülcine’deki genel merkezinde merhum Dr. Sadık Ahmet için mevlit okutuldu. Mevlit Gümülcine Müftülüğü’ne bağlı din görevlileri tarafından okundu. Mevlit sonrasında DEB Partisi ve Sadık Ahmet’in ailesi tarafından Türkiye’den gelen konuklara ve azınlık mensuplarına yemek verildi.

Kaynak: www.burasibatitrakya.com

No Comments