Edirne Belediyesi’nin organizasyonuyla düzenlenen 658. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali törenlerle başladı. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Kırkpınar Yağı Güreşleri’ne pehlivanların ilgisinin her geçen yıl daha artığını belirterek, “Ülkemizde veya dünya coğrafyasının hangi noktasında olursa olsun yağlı güreş yapan her pehlivan, kispet giyen her pehlivan mutlaka ama mutlaka bir gün Kırkpınar çayırına, o dualı çayıra çıkmak ister. Pehlivanların en büyük ideali, en büyük hedef, en büyük özlemi bu olmuştur, bundan sonrada inşallah yüzlerce yılda bu şekilde devam edecektir” dedi.

658. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali kapsamında tören korteji belediye binasının önünde toplandı. Korteje Edirne Valisi Ekrem Canalp, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, 658. Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim, CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, , siyasi parti temsilcileri, belediye meclis üyeleri, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Kortej, Tarihi Kırkpınar Davul-Zurna Ekibi’nin Kırkpınar’a özgü çaldığı ezgiler eşliğinde Atatürk Anıtına kadar yürüdü. Daha sonra Edirne Valisi Ekrem Canalp, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, 658. Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından; belediye bandosu eşliğinde söz ve müziği Beyazıt Sansı’ya ait olan Kırkpınar Marşı söylendi.

Daha sonra söz alan 658. Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim, “11 sene önce Edirne’ye geldiğimde demiştim ki; ağalığı hakkıyla, onuruyla, şerefiyle yapan birisi olursa benden alır. Bu sözümü tutum, bundan sonra da devam edeceğim. Allah nasip ederse Ağalığı seven, Kırkpınar’a, Edirne’ye yakışır bir kardeşim çıkana kadar yaşımız el verdiği, sağlığımız el verdiği sürece devam edeceğiz. Ama bu demek değil ki Kırkpınar’ı, Edirne’yi, Ata sporunu seven bir kardeşim çıktığında ağalığı vereceğim. Ata sporunu da, güreşi de Edirne’yi de seviyorum. Hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum” diye konuştu.

DUALI ÇAYIRIN BAŞKENTİNE HOŞ GELDİNİZ

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ise konuşmasına “Koca Yusufların, Adalı Halillerin, Kara Eminlerin, Kel Aliçoların diyarı olan; onların bir zamanlar yiğitlikleri, namları, güçleri, kuvvetleri, kudretleriyle titrettikleri dualı çayırın başkentine hoş geldiniz” diyerek başladı.

Kırkpınar Yağlı Güreşleri tüm dünyada olimpiyatlardan sonraki en eski spor organizasyonu olduğunu belirten Gürken, “1361’de Edirne’nin fethi ile başlayan bu mübarek ve bir o kadarda gurur verici müsabakalar 658 yıldır dünyada hiçbir etkinliğe nasip olmayacak bir şekilde, her ne olursa olsun, yoklukta da varlıkta da, savaşta da barışta da hep devam etmiş ve hiçbir kesintiye uğramamıştır. Kırkpınar’ı bu kadar efsane yapan, bu kadar geleneksel yapan 2010 yılından bu yana UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesine girmesi sağlayan da bu özelliğidir. 1912’den bu yana şuanda Yunanistan topraklarındaki Samona’dan buraya taşınan Kırkpınar Yağlı Güreşleri 100 yıldan fazla bir süredir de Edirne’mizde gerçekleştirilmektedir” diye konuştu.

“YENİ REKORLARI TAZELİYOR”

Edirne’de Saray-ı Cedid-i Amire’nin has bahçesi olan Sarayiçi’nde gerçekleştirilen yağlı güreşlerin Türkiye’de yılda yapılan yaklaşık 120 yağlı güreşin ve dünyadaki tüm yağlı güreşlerin olimpiyatı olarak kabul edildiğini aktaran Gürkan, “Bu nedenle ülkemizde veya dünya coğrafyasının hangi noktasında olursa olsun yağlı güreş yapan her pehlivan, kispet giyen her pehlivan mutlaka ama mutlaka bir gün Kırkpınar çayırına, o dualı çayıra çıkmak ister. Pehlivanların en büyük ideali, en büyük hedef, en büyük özlemi bu olmuştur, bundan sonrada inşallah yüzlerce yılda bu şekilde devam edecektir. Kırkpınar’ımızın ve yağlı güreşlerin bu kadar geleneksel olması, bu kadar içten benimsenmesi ve her yıl artan bir sayıyla pehlivan rekoru kırarak ki geçen yıl 2 bin 300’du bu rakam, yeni rekorları tazeliyor olmamız da Türk Milleti’nin ata sporuna, pehlivanlığın hem dualı hem niyazla hem de mertlik göstergesi bu spora olan düşkünlüğünün en büyük sebebidir. Vatanı ve milleti için, ezanı için, bayrağı için gözünü kırpmadan şahadet mertebesine ulaşan bütün Türk evlatları gibi bu dualı çayıra çıkan pehlivanlarımız da cazgırların duasından, salavatından sonra güreşe başlamaktadır. Bu Kırkpınar’ı bu kadar tarihsel, bu kadar vazgeçilmez ve bu kadar yürekten yapan en büyük unsurdur. Bu yıl yine 2 bin 500’ün üzerinde olacağını tahmin ettiğimiz pehlivan katılımı ile Edirne’den Ardahan’a; Hatay’dan Sinop’a, cazgırıyla hakemiyle ve buraya yağlı güreşin olimpiyatlarını izlemek için gelecek tüm güreşseverlerle Cuma gününden itibaren Er Meydanı’nda, Sarayiçi’nde, dualı çayırda bulaşacağız” diyerek;  konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitleri bir kez daha anarak son verdi.

Edirne Valisi Ekrem Canalp’te 658. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin hayırlı olmasını dileyerek, Kırkpınar’ın Edirne’nin ve Türkiye’nin en eski geleneği olduğunu söyledi.

658. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali’nin ilk günü halk oyunları  ekiplerinin Saraçlar Caddesi’ndeki gösterilerinin ardından son buldu.

www.edirne.bel.tr

Read More →

Kırklareli Valisi Osman Bilgin, Türkiye ile Bulgaristan sınırını oluşturan Mutlu Deresi’ne köprü kurulması için proje çalışmalarının tamamlandığını belirterek, “Bu köprü komşu iki ülkenin dostluğunu artıracak.” dedi.

Vali Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin kuzeybatısı ile Bulgaristan’ın güneydoğusunda konumlanan Mutlu Deresi’ne köprü kurulması için iki ülkenin İçişleri bakanlıkları arasında görüşmelerin sürdüğünü söyledi.

Köprünün Demirköy ilçesi Beğendik köyü ile Bulgaristan’ın Rezovo köyü arasında kurulacağını ifade eden Bilgin, Türkiye ile Bulgaristan sınırını oluşturan dereye köprü kurulması için hazırlanan proje çalışmalarının tamamlandığını bildirdi.

Bilgin, köprünün iki ülke açısından da önemli olduğunu vurgulayarak, “Bu köprü bir yandan ülkemize katma değer sağlayacak diğer yandan da komşu iki ülkenin dostluğunu artıracak. Bu konuda her iki ülke de son hazırlıklarını yapıyor. İnşallah köprünün yapımına en kısa sürede başlanır.” diye konuştu.

Kaynak : Anadolu Ajansı

Read More →

Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği, (BTTÖB)Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Bulgaristan Kırcaali Buket Kadın Derneği ve Koşukavak Demet Folklor Derneği birlikte 9 Mart 2019 Cumartesi akşamı “8 Mart Kadınlar Günü” vesilesiyle bir etkinlik düzenlediler.

Geleneksel olarak her yıl 8 Mart Kadınlar Günü’nde dönüşümlü olarak müşterek düzenlenen bu güzel etkinliğin ev sahipliğini bu yıl Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği yaptı. Etkinlik dört derneğin başkanlarının selamlama konuşmaları ile başladı. Her derneğin başkanı da Balkan Türklerinin buluşmasına vesile olan bu etkinliğin kardeşliğin pekişmesi için devam ettirilmesi ve daha sık bir araya gelinmesi yönünde fikir beyan ederek, kadınlarımızın 8 Mart Kadınlar Günü’nü kutladılar.

Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet ataerkil toplumlarda erkeklerin her alanda egemen olduğunu belirtti. Bu sebeple bu akşam erkeklerin susarak kadınları dinlenilmesi gerektiğinin altını çizdi ve günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yapmak üzere Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Genel Sekreteri Asime Hasanoğlu’nu davet etti. Genel Sekreter Asime Hasanoğlu günümüzdekadınların durumlarını anlatan ilgili istatiksel bilgiler vererek, kadının kültür aktarımındaki rolünü anlattı.

Konuşmaların ardından Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği’nin Türk Sanat Müziği Korosu birbirinden güzel sanat müziği eserlerinin yer aldığı muhteşem bir konser verdi.

Konser sonrası bu güzel etkinliği başlatan derneklerin eski başkanlarına, Sabiha Mestan, Sami Toraman ve Dr. Esma Gündoğdu’ya plaket verilerek, teşekkür edildi.

Edirne il Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt ile Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’da etkinliğimizi onurlandırdılar. Belediye Başkanı Recep Gürkan yaptığı selamlama konuşmasında atalarının Balkanlar’dan geldiğini ve her zaman Balkanlara karşı ayrı bir hassasiyetleri olduğunu vurgulayarak, kadınlarımızın 8 Mart Kadınlar Günü’nü kutladı.

Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet bu yılki gecenin oluşmasında büyük emeği olan Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği eski Başkanı Dr. Esma Gündoğdu’ya çabalarından dolayı teşekkür ederek, gecenin anısına bir plaket takdim etti.

https://www.burasibatitrakya.com

Read More →

Çalıştay ve konferans olmak üzere iki aşamalı gerçekleştirilen, yabancı akademisyen ve iki dilli eğitim alanında uzmanların da katıldığı etkinlikte ortaya çıkan sonuç ve tavsiyeler rapor haline getirilerek yetkili Yunan makamlarına iletilecek.

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) ve Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ), Avrupa Milletleri Federal Birliği (FUEN) ile işbirliği içerisinde 2 Mart 2019 tarihinde “İki Dilli Eğitim: Bir Azınlık Meselesi – Türk/Müslüman Azınlık Eğitiminde İki Dillilik ve Dünyadaki Farklı Yaklaşımlar – Sorunlar ve Muhtemel Çözümler” başlıklı uluslararası çalıştay ve konferans düzenledi. Gümülcine şehrinde gerçekleştirilen çalıştay ve konferansa akademisyenler, iki dilli eğitim alanında uzmanlar, Batı Trakya Türk toplumu mensubu eğitimciler ve sivil toplum kuruşlarının temsilcileri katıldı. Etkinlikte Birleşmiş Milletler (BM) Azınlık Meseleleri Özel Raportörü Prof. Dr. Fernand de Varennes de özel konuk olarak konuşma yaptı.

Çalıştay ve konferans öncesinde konuk akademisyen ve uzmanlar 1 Mart 2019 tarihinde etkinliğin ev sahibi Batı Trakya Türk sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen kültürel programa iştirak etti. Kültürel program çerçevesinde konuklar Gümülcine ve İskeçe şehirleri ile Batı Trakya Türk köylerini gezdi, Batı Trakya Türk toplumu temsilcileri ile bir araya geldi.

Çalıştayda akademisyen ve uzmanlar Batı Trakya’daki iki dilli azınlık eğitim sistemine ilişkin görüşlerini dile getirdi

2 Mart 2019 Cumartesi sabahı ev sahibi sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Batı Trakya Türk toplumunun eğitim alanında faaliyet gösteren derneklerin yöneticileri ile Türkiye, Yunanistan, Almanya, Danimarka, Belçika ve Hollanda’dan akademisyen ve uzmanların katılımıyla iki oturumlu çalıştay düzenlendi. Çalıştayda ev sahibi kuruluşlar olarak BTAYTD Başkanı Dr. Hüseyin Baltacı ve ABTTF Başkanı Halit Habip Oğlu’nun ile etkinlik ortağı FUEN’yi temsilen Başkan Yardımcısı Gösta Toft birer selamlama konuşması yaptı.

Trakya Üniversitesi Balkan Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Kelağa Ahmet’in yönettiği ve raportörlüğünü BAKEŞ Genel Müdürü Dr. Pervin Hayrullah’ın yaptığı ilk oturumda Batı Trakya’daki iki dilli azınlık eğitim modeli, bu modelin mevcut durumu, zayıf ve güçlü yanları tartışıldı. İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu’nun başkanlığında yapılan ikinci oturumda akademisyenler, uzmanlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri Batı Trakya’daki iki dilli azınlık eğitim sisteminin geliştirilmesine yönelik görüş ve önerilerini aktardı. Çalıştayda BM Azınlık Meseleleri Özel Raportörü Prof. Dr. Fernand de Varennes de bir konuşma yaptı.

Konferansta ana dilin ve iki dilli eğitimin Batı Trakya Türk toplumu için öneminin altı çizildi

Çalıştayın ardından halka açık olarak iki oturum halinde gerçekleştirilen konferansta düzenleyici kuruluşlar adına BTAYTD Başkanı Dr. Hüseyin Baltacı ve ABTTF Başkanı Halit Habip Oğlu ile ortak kuruluş FUEN Başkan Yardımcısı Gösta Toft birer selamlama konuşması yaptı. Konferansın açılış konuşmasını ise BM Azınlık Meseleleri Özel Raportörü Prof. Dr. Fernand de Varennes gerçekleştirdi.

“Ana Dilin ve İki Dilli Eğitimin Ulusal Azınlıklar İçin Önemi” başlıklı ilk oturumun başkanlığını ABTTF Başkanı Halit Habip Oğlu yaparken bu oturumda Trakya Dimokritos Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. George Mavrommatis, Uluslararası Sınır Tanımayan İnsan Hakları (HRWF) Örgütü Direktörü Willy Fautre, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Sağın Şimşek, Atina Ulusal ve Kapodistria Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim Bölümü’nden Prof. Dr. Thalia Dragona ve Hacettepe Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Elena Antonova Ünlü birer sunum yaptı.

Konferansın “Batı Trakya’daki Azınlığın İki Dilli Eğitim Sistemi Nasıl Geliştirilir?” başlıklı ikinci oturumunu Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu yönetti. İkinci oturumda Mercator Avrupa Çok Dillilik ve Dil Öğrenimi Araştırma Merkezi Başkanı ve Fryske Akademy Yönetim Kurulu üyesi Dr. Cor van der Meer, Atina Ulusal ve Kapodistria Üniversitesi’nden Prof. Dr. Anna Frangoudaki, Akdeniz Üniversitesi İlköğretim Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Zeliha Yazıcı, Atina Ulusal ve Kapodistria Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim Bölümü’nden Doç. Dr. Nelly Askouni, Akdeniz Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Binnur Genç İlter veTrakya Üniversitesi Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Kelağa Ahmet konuştu.

Konferansın kapanış ve değerlendirmesini ise Birleşmiş Milletler Azınlık Meseleleri Özel Raportörü Prof. Dr. Fernand de Varennes yaptı.

Türkiye, Yunanistan ve Avrupa’dan akademisyen ve uzmanları bir araya getiren, Batı Trakya Türk toplumunun iki dilli azınlık eğitim sisteminde yaşanan sorunların ayrıntılarıyla ele alındığı ve çözüm önerilerinin dile getirildiği  uluslararası konferansta dinleyici olarak Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) Başkanı ve Gümülcine Faziletli Müftüsü İbrahim Şerif, Rodop SİRİZA Milletvekili Mustafa Mustafa, Rodop KİNAL Milletvekili İlhan Ahmet, DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, ABTTF Başkan Yardımcısı Sami Yusuf, ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık, ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Fatma Ahmetcik, bölgedeki Batı Trakya Türk toplumuna ait sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ile çok sayıda eğitimci yer aldı.

Read More →

Yunanistan’ın Selanik kentinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğunu koruyan polislere molotof kokteyli ve taşlı bir saldırı gerçekleştirilmiştir.

3 Mart 2019 günü Selanik Aristototeles Üniversitesinden çıkan yüzleri maskeli bir gurup Türk Konsolosluğunu koruyan Yunan Polis ekibine Molotof kokteyli ve taşlarla saldırmışlardır. Olay yerine gelen Polis ekipleri, yaklaşık 50 kişiden oluşan guruba göz yaşartıcı gaz ile müdahale etmiş, 15 saldırganı gözaltına almış ve üç saldırganı tutuklamıştır.

Daha öncede Türk Başkonsolosluğu ve yakınında bulunan polis kulübesine ırkçı guruplarca defalarca taşlı, sopalı, molotoflu saldırılar yapılmıştır.

Edirne Balkan Türkleri Federasyonu olarak: Selanik Başkonsolosumuz Sayın Orhan Yalman Okan’a ve tüm personelimiz ile Polis teşkilatına geçmiş olsun diyor bu menfur ve ırkçı saldırıyı şiddetle kınıyoruz.

Yunan makamlarına bu tür olayların dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerine zarar vereceğini hatırlatıyor bir daha tekrarlanmaması için gerekli önlemleri almasını ivedilikle beklediğimizi kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.

Erhan PEKKAN
Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı

Read More →

Edirne Belediyesi Kent Müzesi’nde Gazeteci- Fotoğraf Sanatçısı Behiç Günalan’ın 1989 göçünün Kapıkule Sınır Kapısı’ndaki yansımalarını anlatan “Göçün Orta Yeri Hüzün” isimli fotoğraf sergisi 30 yıl önce yaşanan hüznü bir kez daha gözler önüne serdi. 1989 göçü sırasında yaşadığı hatıraları anlatan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, ayrıca önümüzdeki dönem Edirne’ye 4 müze daha kazandıracaklarını söyledi.

Edirne Belediyesi Kent Müzesi; önemli bir sergiye ev sahipliği yaptı. Behiç Günalan’ın 1989 göçünün Kapıkule Sınır Kapısı’ndaki yansımalarını anlatan “Göçün Orta Yeri Hüzün” isimli fotoğraf sergisi tarihe bir kez daha ışık tutarak; bu göç sırasında yaşanan acıları, yaşanan hüznü bir kez daha gözler önüne serdi. Sergide Behiç Günalan’ın 40 fotoğrafı sergilendi.

Serginin açılışında konuşan Gazeteci-Fotoğraf Sanatçısı Behiç Günalan, “1989 göçü gördüğümüz en büyük göçlerden biriydi. Buna göç demek ne kadar doğru olur bilmiyorum. Çünkü bu bir sürgün edilmeydi. Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımızın zorunlu olarak ülkenin dışına çıkarılmasıydı. Bunu göç diye isimlendirdik. Ben o yıllarda bir gazeteci olarak bu tramvayı yaşayanlardan biriyim. Şimdi geriye kalan fotoğraflara baktığımda hep şunu düşünmüşümdür. Evet, herkes geliyor; Balkanlar’dan, Kafkasya’dan, Orta Doğu’dan ama biz bir gün gitmek zorunda kalsak nereye gidebiliriz? Gidecek yerimiz olduğunu sanmıyorum. O zaman yaşadığımız toprakların gerçekten sahibi olmalıyız. Onu korumalı ve savunmalıyız. Toprağını öpmeli; ölesiye kucaklamalıyız. Bu göçler bize yurdumuzun değerini bir kere daha hatırlatıyor” diyerek Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’a verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan da “Bugün burada bir ustanın objektifinden, şehrimizin temel taşlarından birinin fotoğraflarını göreceğiz. Göç, Edirne için en önemli unsurlardan birisi. Baktığımızda Edirne nüfusunun neredeyse tamamı göçmenlerden oluşuyor. Buna ben de dahilim.  Elbette 1989 göçü en taze olarak hafızalarımızda yer eden bir göç. 1989 göçünde beni de Fevzipaşa okulunda kayıtla görevlendirmişlerdi. O insanların bu göçteki buruklukları, gözlerindeki kaygı, korku, telaş hala gözlerimin önündedir. Ne zaman bir Bulgaristan Türk’ü görsem o yaptığım kayıtlar aklıma gelir.  Bizim büyük çoğunluğumuz göçmen diye tabir edilse de birçoğumuz aslında muhaciriz. Muhacir ve göçmen aslında hep birbirlerine karıştırılan kavramlar. Göçmen; kendi istediğiyle kendi planlayarak göç eden; Muhacir ise yaşadığını, doğduğu; babasının, dedesinin mezarlarını bile terk etmek zorunda kalan ya da terk etmek zorunda bırakılan kişidir. Bu nedenle büyük çoğunluğumuz muhaciriz. Bütün hatıralarını, bütün özgeçmişini bırakıp; bazen bir manda arabasına bazen de tahta bir valize sığdırarak yeni diyarlara gitmek zorunda kalan kişileriz” diye konuştu.

4 YENİ MÜZE

Edirne Kent Müzesi’ni 5 Mayıs 2017 tarihinde açtıklarını ifade eden Gürkan, “Bu 2 yıl zarfında kent müzemizin 75 bin civarında bir ziyaretçisi oldu. Kent Müzesi’ni açarken amacımız bir başlangıç yapmak; kentin bütün geçmişini kronolojik olarak gözler önüne sermek ama bunu bir anaç müze olarak görüp, burası oturuşturduktan sonra yeni yeni tematik müzeler açmaktı. Önümüzdeki dönem 4 müze daha açmak istiyoruz. Göç Müzesi, Kırkpınar Müzesi, Oyuncak Müzesi ve Kurtuluş Savaşı’nda Edirne Müzesi. Bu 4 müzeyi önümüzdeki dönem mutlaka Edirne’mize kazandıracağız” dedi.

Read More →

 

Kutlama konseri, şiir dinletisi ve skeç gösterilerinden oluşan programla Kirkovo (Kızılağaç) ilçesinde Uluslararası Ana Dili Günü kutlandı.

Fotinovo (Çakırlı) köyünde düzenlenen kutlama etkinliğinde Hristo Smirnenski İlköğretim Okulu’nda Türkçe Öğretmeni Zekiye Hasan’ın öğrencileri, okulda zengin içerikli bir program sundular.

Etkinlikte resmi konuklar arasında Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosluğu Muavin Konsolos Mehmet Ufuk Sağlam, Kirkovo Belediye Başkanı Şinasi Süleyman, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği eski Başkanı Sami Ali Toraman, Güney Bulgaristan Türkçe Öğretmenler Derneği Başkanı Harun Bekir, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Kirkovo İlçe Başkanı Ercan Fırıncı ve başka davetliler hazır bulundular.

Belediye Başkanı Şinasi Süleyman, çocukların ve velilerin Uluslararası Anadili Günü’nü tebrik ederek başarılar diledi.


Kaynak:
 Kırcaali Haber

Read More →

Gümülcine Türk Gençler Birliği (GTGB) ‘Balkan Yazarlar Buluşması’ ve ‘Anadil Türkçemizi Beraber Kutluyoruz’ adı altında düzenlediği etkinlikle Moldova’daki Gagauz Türkleri, Batı Trakya Türk Azınlığı üyeleri ile bir araya geldi21 Şubat Perşembe akşamı GTGB lokalinde düzenlenen etkinliğe soydaşlar yoğun ilgi gösterdi. Moldova’daki Komrat Gagauzluk Derneği ile Gümülcine Türk Gençler Birliği işbirliğinde yapılan etkinlikte, Komrat Gagauzluk Derneği Folklor Ekibi ile GTGB Foklor Ekibi’nin gösterileri büyük beğeni topladı.

GTGB’nin ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe GTGB Başkanı Necat Ahmet, Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, Moldova’dan Gagauzluk Derneği Başkanı Todur Zanet, Dr. İrina Yüsümbeli, Türkiye’den Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ertuğrul Karakuş, yazar Mehmet Türker, Trakyalılar Vakfı Başkanı Gökhan Özgöç, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, DEB Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Doğu Makedonya Trakya Eyaleti Başkan Yardımcısı Tarkan Multaza, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, BİHLİMDER Başkanı Mehmet Emin Ahmet, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık, yerel yöneticiler ve soydaşlar katıldı.

NECAT AHMET

Etkinliğin açılış konuşmasını GTGB Başkanı Necat Ahmet yaptı. Bu etkinliği düzenlemedeki amaçlarının, 21 Şubat Uluslar arası Anadili Günü’nü kutlamak olduğunu belirten başkan Ahmet, bundan dolayı Batı Trakya’daki yazarları bir araya getirdiklerini ve bunun yanında bir ilke imza atarak Gagauz Türklerini de bu etkinliğe dahil ettiklerini dile getirdi. Komrat’a gittiğinde Komrat Gagauzluk Derneği Todur Zanet ile tanıştığını hatırlatan Ahmet, daha sonra buradaki müzeyi ziyaret ettiğini belirtti. Komrat’taki temasları sırasında Gagauz Türkleriyle yakından tanışma fırsatı bulduğunu anımsatan başkan Ahmet son olarak, Anadili Günü’nü bugün Gagauzlarla birlikte Türkçeyi kutlamanın ayrı bir gurur olduğunu sözlerine ekledi.

İBRAHİM ŞERİF

“BİZLER GİBİ AZINLIK OLARAK YAŞAYAN İNSANLARIN VARLIKLARINI DEVAM ETTİREBİLMEK İÇİN, ANADİLLERİNE ÇOK ÇOK İHTİYACI VAR”

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, Gagauz Türkleriyle bazı toplantılarda karşılaşarak yakından sohbet etme imkanı bulduğunu söyledi. Müftü Şerif, “Ne olursa olsun ırk çok önemli değil. Biz hepimiz kardeşiz ama dilimiz ortak olduğu için bir çok konularda birleşiyoruz. Gelen misafirlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu gün Ana Dil Günü, herekesin Anadil Günü’nü tebrik ediyorum. Güzel Türkçemizi konuşmamız ve yaşamamız için, ocuklarımıza Türkçe öğretip Türkçe konuşmayı önemsiyorum ve herkese tavsiye ediyorum. Bizler gibi azınlık olarak yaşayan insanların varlıklarını devam ettirebilmek için, anadillerine çok çok ihtiyacı var. Çünkü insanların manevi vatan dediği, maneviyatı, kültürü, benliği ancak dili ile ifade edebiliyor. Dilini kaybeden insanların, dinini de kaybetmesi muhtemeldir. Tarihten de yok olması an meselesidir” diye konuştu.

İRİNA YÜSÜMBELİ

Moldova’dan Gagauz Türklerinden akademisyen Dr. İrina Yüsümbeli söz alarak, kendi tarihlerinden bilgiler verdi. Yüsümbeli, Gagauzluk Derneği çatısı atında biraraya geldiklerini, kendi tarih ve kültürlerini bu şekilde yaşatmaya devam ettiklerini söyledi.

TODUR ZANET

Gagauzluk Derneği Başkanı Todur Zanet tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, Gagauz Türkerinin tarih ve kültürlerini yaşatmak adına önemli çalışmalara imza attıklarını söyledi. Bazı çalışmalar yaparak bu kültürlerini kayda alıp kitap haline getirdiklerini anlatan başkan Zanet, bu çalışmalar sırasında her bir Gagauz köyünü ziyaret ettiklerini ve bunun yanında Ukranya ve Bulgaristan’a gittiklerini belirtti.

Ardından Gagauzluk Derneği Folklor Ekibi ve üyeleri kendilerine ait oyunları ve türküleri söyleyerek katılımcılara güzel anlar yaşattılar. Etkinliğin son bölümünde GTGB Folklor Ekibi sahne alarak katılımcılara muhteşem bir müzik ziyafeti sundular.

Etkinlik sonunda Gagauzluk Dernek Başkan ve üyeleri ile Batı Trakyalı yazarlara teşekkür belgeleri verildi.

Read More →
 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
– “Yunanistan’dan beklentimiz FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütü mensuplarının sığındığı güvenli bir ülke haline gelmemesidir”
– “Türkiye olarak Yunanistan ile aramızdaki tüm meselelerin hakkaniyet temelinde, barışçıl şekilde çözülebileceğine inanıyorum”
– “Avrupa Birliği başta vize serbestisi olmak üzere 18 Mart Mutabakatı’ndan doğan sorumluluklarını hayata geçirmemiştir. Biz nasıl sözlerimizi tutuyorsak Avrupa Birliği tarafının da ahdine vefa göstermesini bekliyoruz”
– “İzmir ve Selanik arasında yolcu ve yük taşıma imkanı sağlayacak deniz seferlerinin başlatılması, İstanbul ve Selanik arasında hızlı demir yolu hattı kurulması ve İpsala-Kipi Gümrük Kapısı’nda ikinci köprünün tamamlanmasına dair projeleri görüştük”

ANKARA (AA) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yunanistan’dan beklentimiz FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütü mensuplarının sığındığı güvenli bir ülke haline gelmemesidir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, heyetler arası görüşmelerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ortak basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasına Başbakan Çipras ve heyetini Türkiye’de görmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkentimize, ülkemize hoşgeldiniz.” dedi.

Yunanistan’a 2017 yılı sonunda başarılı bir ziyaret gerçekleştirdiklerini ve Çipras ile ziyaret sonrasında da çeşitli vesilelerle bir araya gelme fırsatı bulduklarını dile getiren Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde iki ülkenin mevcut ilişkilerini, uluslararası ve bölgesel konuları ele aldıklarını kaydetti.

Yunanistan’ın, Türkiye’nin siyasi, ekonomik, ticari, tarihi, kültürel ve sosyal ilişkilerinin bulunduğu bir komşusu olduğunu dile getiren Erdoğan, “Türkiye olarak komşumuz Yunanistan’la ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirmeyi arzu ediyoruz. Türkiye olarak komşumuz Yunanistan’la bu ikili ilişkilerimizde zaman zaman arzu edilmeyen bazı durumlar hasıl olsa da bunları süratle telafi etme imkanlarını bulduk.” diye konuştu.

İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik münasebetlerde gelinen noktanın hedeflerin çok altında olduğunu aktaran Erdoğan, “Ticaret hacmimizi bugün bulunduğu nokta itibarıyla 3,5 milyar avro düzeyinde tutuyoruz ki bu, Türkiye-Yunanistan arasında arzu edilen bir seviye değil. Bunu çok daha yüksek bir seviyeye çıkarmamız gerekir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İzmir ve Selanik arasında yolcu ve yük taşıma imkanı sağlayacak deniz seferlerinin başlatılması, İstanbul ve Selanik arasında hızlı demiryolu hattı kurulması ve İpsala-Kipi Gümrük Kapısı’nda ikinci köprünün tamamlanmasına dair projeleri görüştük. Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyinin beşinci toplantısını da mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştirmeyi de hedef olarak belirledik. İnanıyorum ki bu adımların atılmasıyla ticaret hacmimiz kısa sürede daha da artacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye olarak Yunanistan ile aramızdaki tüm meselelerin hakkaniyet temelinde, barışçıl şekilde çözülebileceğine inanıyorum.” değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, Başbakanlık döneminden bu yana Yunanistan’la ilişkilerde samimi adımlar atılmasını savunduğunu dile getirdi.

Bu anlayışın sürdürülebilir kılınması için ülkeler arasındaki diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Biz dostlarımızla aramızdaki her türlü meselenin konuşmak suretiyle hal yoluna konulabileceğine inanıyoruz. Yunanistan’da yaşayan soydaşlarımız ve Türkiye’deki Rum kökenli vatandaşlarımız bize göre birer ayrışma değil, aslında iş birliği vesilesidir. Azınlıklarımız bizler için sağlam birer köprüdür. Bu anlayışla görüşmelerimizde karşılıklı vatandaşlarımızın sorunlarını da değerlendirdik. Rum kökenli vatandaşlarımızın durumlarını daha da iyileştirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz. Aynı yaklaşım ve zihniyeti Yunanistan’ın da benimsemesini bekliyoruz. Bu noktada Yunanistan’daki kardeşlerimizin yüzleştiği sıkıntıları tüm yönleriyle Sayın Başbakan’a aktardım.”

– “Kıbrıs Türkleri’nin siyasi eşitliği temel parametredir”

Kıbrıs konusunun da ana başlıkları arasında yer aldığını ifade eden Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz istişare sürecinin iyi değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Taraflar yeni bir müzakere sürecine başlamadan ortak bir vizyon, yol haritası belirlemelidir. Neyin nasıl müzakere edileceği, önceden net olmalıdır. Türkiye için Kıbrıs Türkleri’nin siyasi eşitliği temel parametredir. Hangi çözüm modeli olursa olsun bu zaruret gözetilmelidir.” dedi.

Düzensiz göçle mücadelenin iki ülke ilişkilerindeki bir diğer önemli kalem olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Türkiye olarak bu konuda imkanlarımızın üstünde bir yükü taşıyoruz. Malum, Suriye ve Irak olmak üzere yaklaşık 4 milyon şu anda mülteci ülkemizdedir. Bunları konteyner kentlerde, çadır kentlerde misafir etmekteyiz ve şu ana kadar yaptığımız harcamalar 35 milyar doları aşmış vaziyette. Bunun yanında Ege’den ölümlerin önüne geçmek için çok yoğun gayret sarfediyoruz. Sahil güvenlik birimlerimiz her türlü, gece gündüz demeden çalışıyor, yeni acılar, yeni ölümler yaşanmaması için mücadele ediyor.”

Avrupa Birliği ile imzalanan 18 Mart Mutabakatı’nın da yeni göç akımları bakımından caydırıcı bir rol oynadığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Türkiye geri kabul de dahil olmak üzere tüm yükümlülüklerini yerine getirdi, getirmeye de devam ediyor ancak geri kabul mekanizmasının Avrupa Birliği tarafında sağlıklı bir şekilde uygulanamadığını da görüyoruz. Avrupa Birliği başta vize serbestisi olmak üzere 18 Mart Mutabakatı’ndan doğan sorumluluklarını hayata geçirmemiştir. Biz nasıl sözlerimizi tutuyorsak Avrupa Birliği tarafının da ahdine vefa göstermesini bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştükleri konular arasında terörle mücadelenin de bulunduğunu anlatarak, Türkiye ve Yunanistan’ın terörün kanlı yüzünü iyi bilen iki ülke olduğunu, bu meselenin komşuluk ve müttefiklik hukuku bağlamında ele alınmasının son derece önem taşıdığını belirtti.

Terörün her türlüsüne karşı kararlı bir şekilde ortak bir tutum sergilemek zorunda olduklarını vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu çerçevede Yunanistan’dan beklentimiz FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütü mensuplarının sığındığı güvenli bir ülke haline gelmemesidir. Yaptığımız görüşmelerde FETÖ’cü darbecilerin ülkemize iadesine yönelik beklentilerimizi Yunanlı dostlarımızın bir kez daha dikkatine getirmiş olduk. Bu konuda komşumuz Yunanistan’dan daha çok iş birliği bekliyoruz. Milletimizin, şehit ailelerimizin ve 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklar tarafından yaralanan 2 bin 193 gazimizin beklentisi de budur. İnşallah önümüzdeki dönem bu beklentilerin karşılandığı bir dönem olacaktır.”

Türkiye ve Yunanistan için de fayda sağladığını düşündükleri bu tür temasları her düzeyde sürdürmenin faydalı olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, “Özellikle de dini azınlıklar konusundaki açılımlarımızı demokratik anlamda değerlendirme, paylaşma noktasında da müzakerelerimizi gerçekleştirdik.” ifadesini kullandı.

 

Erdoğan-Çipras ortak basın toplantısı (2)
– Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
– “Şu anda 15 üyesiyle Sen Sinot Meclisi çalışıyor. Dolayısıyla Lozan’a göre seçimini yapabilecek noktaya gelmiş oldu. Biz de herhangi bir çekincemiz yok, buradan böyle bir talep de gelince Sayın Çipras’ın Ruhban Okulu’nu ziyaret etmesi için ‘hayırlı olsun’ dedik”
– “Siyasetçilerin görevi düşman kazanmak değil, dost kazanmaktır. Biz bu anlayışla siyasetimizi yürütüyoruz, yürütmeye devam edeceğiz”
– “Önümüzde, Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı Selanik’te olacak. Toplantıya iş adamlarıyla da beraber gideceğimiz için orada muhakkak anlaşmalar da olacak”
 

ANKARA (AA) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 üyesiyle Sen Sinot Meclisinin çalıştığını belirterek, “Dolayısıyla Lozan’a göre seçimini yapabilecek noktaya gelmiş oldu. Biz de herhangi bir çekincemiz yok, buradan böyle bir talep de gelince Sayın Çipras’ın Ruhban Okulu’nu ziyaret etmesi için ‘hayırlı olsun’ dedik.” değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile baş başa ve heyetler arası görüşmesinin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çipras’ın “Kürsüye gelirken, Sayın Cumhurbaşkanı bana bugün ‘imzalayacağımız herhangi bir anlaşma yok, belki bir sonraki görüşmemizde imzalayacağımız anlaşmalar olacaktır.” sözlerine karşılık, şunları söyledi:

“Önümüzde, Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı inşallah Selanik’te olacak. Büyük ihtimalle o toplantıya iş adamlarıyla da beraber gideceğimiz için orada muhakkak anlaşmalar da olacak. Dolayısıyla Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’de imzaları atacağız.”

Bir gazetecinin, Çipras’ın Türkiye’ye yaptığı ziyareti neden bu zaman diliminde gerçekleştirdiğini belirterek, konuya ilişkin yorumu sorulan Erdoğan, “Siyasetçilerin görevi düşman kazanmak değil, dost kazanmaktır, onun çalışması içerisinde olmaktır. Aksi takdirde siyaset yapamazsınız, sürekli olarak kan kaybedersiniz. Biz bu anlayışla siyasetimizi yürütüyoruz, yürütmeye devam edeceğiz.” yanıtını verdi.

– “38 bin cilt o zaman kitap vardı”

Çipras’ın, uzun bir süre sonra yapacağı Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaretine ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, 1971’den bu yana okulun kapalı olduğunu belirtti.

Aslında kapalı oluşunun sebebinin de o zamanki yönetimlere ait olan bir durum olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaten patrikhanenin, oranın işlevsiz hale geldiğini de görmesi sebebiyle adeta kapanmaya yüz tutmuştur.” dedi.

Erdoğan, imam hatip okulunda okuduğu zaman, Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaret ettiğini anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti:

“Dinler tarihi hocamız bizi alıp, oraya götürmüştü ve çok da zeki bir müdürleri vardı. Felsefe öğretmenleriydi fakat çok da zengin bir kütüphanesi vardı. Aklımda kaldığı kadarıyla, az önce ikili görüşmemizde de Sayın Başbakan’a söyledim, kütüphanesinde 38 bin cilt o zaman kitap vardı. Bizim arkadaşlardan bir tanesi şöyle bir muziplik yaptı; ‘Müdür Bey, bu kitapların hepsini okudunuz mu?’ dedi. Müdür Bey de gayet zeki bir cevap vererek, ‘son gelen dergilerden birkaç sayfa kaldı… Oğlum bu kadar kitap okunur mu? dedi.

Bütün öğrenciler ihtiyacına göre burada hangi kitabı okuması gerekiyorsa geliyor, açıyor ve onu okuyor. Şimdi o benim orta öğretimde, imam hatip’te 7. sınıfta filan olduğum dönemdi, hakikaten o günde bile çok az öğrenci sayısına sahipti. 1971’de de orası kapandı.”

– “15 üyesiyle Sen Sinot Meclisi çalışıyor”

Şimdi ise gelinen noktada Heybeliada Ruhban Okulu’nda eğitim-öğretimin olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Sürekli Sayın Çipras ve önceki başbakanlar hep gündeme getirdiler, ben de kendilerine sadece ‘Batı Trakya’daki müftüler meselesini önlerine koydum. ‘Siz de gelin şu izi çözün, biz de bu işi çözelim bizim açımızdan bir sıkıntı yok.’ dedim.

Sen Sinot Meclisinde sayısal olarak bir ara 7’ye düşmüşlerdi. Ben Sayın Bartholomeos’a haber gönderdim. ‘Bize bu noktada, Lozan’a göre, Sen Sinot Meclisinde görev alacak din görevlileri verin, ona göre biz bunları vatandaşlığa alalım ve Sen Sinot Meclisini çalışır hale getirelim.’ Bize isimler verildi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaptık ve şu anda 15 üyesiyle Sen Sinot Meclisi çalışıyor. Dolayısıyla Lozan’a göre seçimini yapabilecek noktaya gelmiş oldu. Biz de herhangi bir çekincemiz yok, buradan böyle bir talep de gelince Sayın Çipras’ın Ruhban Okulu’nu ziyaret etmesi için ‘hayırlı olsun’ dedik ve yarın bu ziyareti gerçekleştirecekler. Ben yine ‘hayırlı olsun’ diyorum.”

Read More →

Makedonya Meclisi, ülkenin adının Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değiştirilmesini öngören anayasa değişikliğini onayladı.

Makedonya’nın adı Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değiştirildi.

İSİM KRİZİ RESMEN ÇÖZÜLDÜ

Makedonya Meclisi, ülkenin adının Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değiştirilmesini öngören anayasa değişikliğini onayladı. Yunanistan ile Makedonya arasında yıllardır devam eden isim krizi sona erdi.

İSİM KRİZİNİN ARKA PLANI

Atina, eski Yunanistan’ın Makedonya bölgesi üzerinde hak iddiası anlamına geldiğini öne sürerek, kurulduğu günden beri eski Yugoslavya cumhuriyeti Makedonya’nın ismini değiştirmesi gerektiğini savunuyordu. Yunanistan, aşılamayan bu kriz nedeniyle Makedonya’nın AB ve NATO üyeliğine de karşı çıktı. Varılan mutabakat Yunanistan’ın beklentilerini büyük ölçüde karşıladı.

kaynak: kosovali.org

Read More →