Demokrasimize karşı girişilen 15 Temmuz saldırısını şiddetle kınıyoruz. Cumhurbaşkanımıza, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, hükümetimize, demokratik kuruluşlarımıza yönelik bu alçakça saldırıya kalkışanları lanetliyoruz.
Böyle saldırılara defalarca maruz kalan yüce Türk milleti bu defa göğsünü siper etmiş, demokrasiye olan inancı ile bu darbe girişimini püskürtmüştür.
Balkan Türkleri her zaman demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin yanında yer almıştır. Demokrasiye inanmış ve milletimizin bu inanmışlığı ve kararlığının yanındadır.
Balkan Türkleri olarak bu darbe teşebbüsünü şiddetle kınıyor ve camiamızı demokrasi nöbetlerinde görmekten mutluluk duyuyoruz.
Bu demokrasi mücadelesinde şehit düşenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bağımsız Türk adaletinin en kısa zamanda bu hain saldırıyı planlayanları gün yüzüne çıkaracağına ve milletimize bu acıları yaşatanlara en ağır cezayı vereceğine inanıyoruz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Balkan Türkleri camiası olarak Çanakkale ruhu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bekçileri olacağımızı kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.

Balkan Türklkeri Federasyonu Genel Başkanı

              Nedim DÖNMEZ

Read More →

Türk demokrasi tarihinde kara darbelerden sonuncusu 15 Temmuz akşamı yaşanmıştır. Ancak milletimizin demokrasiye olan bağlılığı sayesinde bu darbe girişimi bastırılmıştır. Uçak, tank gibi ağır silahlar kullanılmasına rağmen milletimizin inanmışlığı ve kararlılığı sayesinde bu darbe girişimi bastırılmıştır. Milletimize ve onun seçtiği hükümete karşı silahlı güç kullanarak 161 vatandaşımızın şehit olmasına sebebiyet verenler artık Türkiye’de darbe yapılamayacağı gerçeğini görmüşlerdir.

Balkan ve Rumeli camiası olarak demokrasimize yönelik yapılan bu darbe girişimini şiddetle kınıyoruz. Bağımsız yargının milletimize bu acıları yaşatanlara en ağır cezayı vereceğine inancımız tamdır. Birlik ve beraberliğimize uzanan her türlü girişime camia olarak karşı duracağımızı, demokrasiye olan inancımızın tam olduğunu belirtir bu vesile ile şehitlerimize Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bu milletin temel taşı balkan camiası olarak Cumhuriyetin yılmaz bekçileri olduğumuzu belirtir kamuoyuna saygılar sunarım.

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu adına
Başkan
Zürfettin HACIOĞLU

Read More →

Edirne Belediye Meclisi, Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın çağrısı üzerine olağanüstü toplandı. Meclis toplantısına, mecliste üyesi bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı İlyas Akmeşe ve Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Hakan Özkan’da katıldı. Belediye başkanı Recep Gürkan toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 15 Temmuz akşamı demokrasiye ve insan haklarına birazcık bile inanmış insanların bile kabul etmeyeceği bir olay yaşandığını, bunun sonucunda da 161 vatandaşımızın şehit olduğunu ve 1400’ün üzerinde kişinin de yaralandığını söyledi. TBMM binasının bombalanmasını, “Kurtuluş Savaşı yıllarında düşman askerleri bile böyle bir şey yapmadı” şeklinde değerlendiren Gürkan, “Bu olay karşısında demokrasi sevdalısı, içinde demokrasi aşkı bulunan Türk milleti bu kanlı darbe girişimine topyekün karşı çıkmıştır. Şehit verdik, yaralanan vatandaşlarımız oldu. Ama sonunda halkımız demokrasiye sahip çıktı ve demokrasi bayramını bu ülkeye yaşattı”dedi.

Aynı akşam Edirne’de de bazı girişimlerin olduğuna dikkat çeken Gürkan, başta Edirne Valisi olmak üzere tüm kurumların ve Edirne Halkı’nın demokrasiyi savunduğunu ve sahiplendiğini söyledi. Gürkan,“Olayın başlangıcından itibaren Sayın Valimiz ile temas halindeydik. Kendisi bu olay karşısında kararlı bir duruş sergiledi. Halkımız da sağduyu içerisinde demokrasiye bağlılığını gösterdi. Çok şükür şehrimizde herhangi bir şehit ve yaralanma olayı olmadı” şeklinde konuştu.

Ülkenin içinde bulunduğu bu ortamda 655. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali’nin gerçekleştirilmesinin durumunu da göz önüne aldıklarını belirten Gürkan, “ Festival kapsamında konserler ve diğer kültürel etkinlikleri iptal edebiliriz diye düşündük. Ancak 1361 yılından bu yana her şartta hiç kesintiye uğramadan devam eden Kırkpınar Güreşleri’ni  iptal etmememiz gerekir diye de ortak bir kararımız oldu. Cumartesi günü Edirne Valisi Günay Özdemir başta olmak üzere, siyasi parti il başkanları ile de temasa geçerek 655. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali’nin durumunu görüştük. Bu temaslar sonunda ortak bir karar alarak güreşler dışında festival boyutundaki tüm etkinliklerin iptal edilmesini benimsedik” dedi.  Gürkan daha sonra bunu Belediye Meclisi’nin onayına sundu. Yapılan oylamada, 655. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivalinin tüm kültürel etkinliklerinin iptal edilmesi, sadece Cuma, Cumartesi ve Pazar günü 655. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin yapılmasına devam edilmesi oybirliği ile kabul edildi.

Meclis toplantısında söz alan CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, AKP İl Başkanı İlyas Akmeşe ve MHP İl Başkanı Hakan Özkan’da, Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın bu konuda kendilerini aradığını, bu görüşü paylaştığını, kendilerinin de bunu destekledikleri belirterek, Edirne Belediye Meclisi’nin bu kararından dolayı meclis üyelerine teşekkürlerini ilettiler.

Belediye Meclis toplantısında Belediye Başkanı Recep Gürkan, 15 Temmuz akşamı yaşanan darbe girişimini kınayan ve yine 3 partinin ortak görüşlerini içeren bir de bildiriyi okudu. Tüm parti gruplarının kabul ettiği bildiri aynen şöyle:

EDİRNE BELEDİYE MECLİSİ’NİN ORTAK BİLDİRİSİ

Edirne Belediyesi Meclisini oluşturan; Cumhuriyet Halk Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi grupları olarak 15 Temmuz gecesi başlayan, Ülkemiz için kara bir leke olan, kabul etmediğimiz ve hiçbir zaman kabul etmeyeceğimiz darbe girişimini şiddetle kınıyoruz.

Türkiye Cumhuriyetimiz Anayasasının değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez “Türkiye Cumhuriyeti Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devletidir.” hükmünün vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve Demokrasisi için ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Demokrasiyi savunmak ve geleceğe taşımak hepimizin görevidir. Bugün olduğu gibi bundan sonra da Demokrasiyi korumak, geliştirmek adına her türlü mücadeleyi vermeye devam etmeliyiz.

Edirne halkının Demokrasiye olan inancı tamdır. Bu topraklarda yaşayanlar geçmişten bugüne ağır bedeller ödemek pahasına Demokrasi için mücadeleden vazgeçmemişlerdir.

Yaşam tarzını, hayat felsefesini, dünya görüşünü bu Demokrasi anlayışıyla oluşturan tüm değerli Edirne halkı, hangi partiye oy vermiş olursa olsun Cumhuriyete, özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne ve Demokrasiye sahip çıkmıştır.

Demokrasi mücadelesinde şehit olan vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyor, yaralılarımıza da acil şifalar temenni ediyoruz.

 

 

Read More →

Edirne Belediye Meclisi, şehit Polis Memuru Nefize Özsoy’un ismini ailesinin evinin,  önündeki sokağa verilmesini kararlaştırdı.

Edirne Belediyesi Temmuz ayı meclisi dün Belediye Başkanlığı Meclis Toplantı salonunda gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın başkanlığında toplanan mecliste toplamda 9 madde görüşülürken, Atatürk Havalimanı saldırısı da mecliste yer buldu. Gürkan, söz konusu saldırıyla ilgili mecliste grubu bulunan 3 partiyle ortak kınama mesajı yayınlayacaklarını söyleyerek terör karşısında birlik mesajı verdi.

Terörün masum insanların canını almaya devam ettiğini söyleyen ve Belediye Meclisi adına üzüntülerini dile getiren Gürkan; “Ülkemizin gerçekten içinden geçtiği bu zor günlerde birliğimizin, beraberliğimizin, bir arada olmamızın daha önemli daha da anlamlı olduğunu düşünüyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ve büyük Türk Milleti’nin canları ve kanları pahasına kurduğu, 7’den 77’ye beraber gerçekleştirdiği, Kurtuluş Savaşı’yla sınırları çizilmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin, nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin bütün hain saldırılara karşı tek yürek, tek vücut olduğunun ve olacağının da bilinmesini bir kez daha istiyoruz” dedi.

Temmuz Ayı meclisinde gündem maddelerinden en önemlisi de, Cadde ve Sokak İsimleri Komisyonu’nun aldığı karar oldu. Geçtiğimiz ay Mardin Midyat’ta terör örgütünün hain saldırısı sonucunda şehit düşen Edirne’nin ilk kadın şehidi olan Polis Memuru Nefize Özsoy’un ismini ailesinin evinin bulunduğu sokağa verilmesine oy birliği ile karar verdi.

Kaynak : Hudut gazetesi

Read More →

Edirne Belediye Başkanlığı tarafından 10 bin kişilik sokak iftarı düzenlendi.

Edirne’de trafiğe kapalı Saraçlar Caddesi’nde düzenlenen ‘Edirne Sofrası’nda 10 bin kişi bir araya geldi.

Sıcak havaya karşı önlem olarak su püskürtme sistemi ile serinletilen Saraçlar Caddesi’ndeki iftar programı Eski Cami Müezzini Veli Öztürk’ün Kur’an-ı Kerim okumasıyla başladı. Orucunu açan vatandaşlar Edirne İl Müftülüğü Duahanı Nuri Böcekbakan eşliğinde şükür duası etti.

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kadir Gecesi’nde tüm insanlığa barış ve huzur dilediğini söyledi. Dünyanın birçok yerinde meydana gelen terörün ve insanlığa karşı işlenen suçların da son bulmasını dileyen Gürkan, “Edirne Belediyesi olarak Kadir Gecesi’nde geleneksel sokak iftarının üçüncüsünü düzenliyoruz. Hem Edirnelilere hem de Kadir Gecesi vesilesiyle Edirne’ye gelen tüm yurttaşlarımızı Edirne sofrasında buluşturuyoruz. Allah tutulan oruçları kabul etsin. Önümüzde Ramazan Bayramı var. Ramazan Bayramı’nın dünyanın neresinde olursa olsun tüm insanlığa barış huzur ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

İftara, AK Parti Edirne Milletvekili Rafet Sezen, CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan, Edirne İl Müftüsü Emrullah Üzüm, Yunanistan Edirne Konsolosu Evi Charitidou, Batı Trakya’dan gelen soydaşlar, çeşitli kentlerden gelen vatandaşlar ve Edirneliler katıldı.

Read More →

Gagavuz Özerk Cumhuriyeti Kıpçak Belediye Başkanı Oleg Garizan, Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Çiğdem Gegeoğlu’nu ziyaret etti.

Gagavuz Özerk Cumhuriyeti Kıpçak Belediyesi’nde görev yapan belediye personeliyle birlikte Edirne’ye geldiklerini dile getiren Kıpçak Belediye Başkanı Oleg Garizan, “Amacımız Gagavuz Özerk Cumhuriyeti’nde yer alan Kıpçak İlçesi’ni layık olduğunu noktaya taşımak. Gagavuz Türk’lerinin daha iyi şartlarda, daha iyi imkânlarda yaşaması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Birçok farklı belediyeyi ziyaret ederek, onların çalışmalar hakkında bilgi alıyorum. Gerçekleştirdiğim ziyaretlerde personelimi de yanımda götürüyorum. Çünkü gelip görmelerini, yapılan çalışmaları incelemelerini istiyorum” dedi.

Kendisine gerçekleştirilen ziyaretten duyduğu mutluluğu dile getiren Gegeoğlu, yapılan çalışmalar hakkında Oleg Garizan’a bilgi verdi.

Kıpçak Belediye Başkanı Oleg Garizan daha sonra Gegeoğlu’na, Gagavuzlulara özgü hediyeler takdim etti.

Read More →

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da üç gün süren, Türkiye’nin yanı sıra ABD, Kanada, Kuveyt, Ürdün, İngiltere, Fransa ve Almanya’dan akademisyenlerin katıldığı “Avrupa İslamofobi Zirvesi” sona erdi.

Başkent Saraybosna’da Halk Tiyatrosu’nda düzenlenen İslamofobi ile mücadele konulu son oturumlarda, “Müslümanlar, Avrupa’nın ayrılmaz parçasıdır” mesajı verildi.

Zirvenin İslamofobiyle Mücadelede Uygulanacak Politiklarda Sivil Toplum Kuruluşlarının Önemi isimli oturum moderatörü Prof. Dr. Fırat Purtaş, düzenlenen zirvenin yeri ve zamanlamasına dikkat çekerken, Avrupa’ nın geçtiği zor günlerine vurgu yaparak ” Zirvede, İslam karşıtı ırkçılık olan İslamafobinin insanlık suçu olarak kabul edilmesi, mücadele için yasal düzenlemelerin yapılması ve Pegida gibi ekstremist oluşumların aktivistlerinin nefreti yayma suçundan yargılanması gerektiğini ifade ettim. Kültürler arası yakınlaşma, karşılıklı saygı, hoşgörü ve barış içerisinde bir arada yaşama kültürünü geliştirmeye yönelik TÜRKSOY’un gençlik projelerinden bahsettim. Zamanlama açısından çok önemli bir dönemde, sembolik açıdan son derece anlamlı bir yer olan Saray Bosna’da üst düzey devlet adamları, akademisyenler, STK temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen zirve; ele alınan konular ve sonuçları itibariyle dikkate alınmalıdır.” dedi.

Purtaş, Avrupa’da yükselen İslamofobiyle mücadelede Türkiye’nin önemini vurgulayarak, ” Bu konuda Türkiye’nin üstlendiği sorumluluk ve öncü rol nedeniyle gururlu, son derece başarılı bir etkinlikte katılımcı olduğum için mutluyum. Emeği geçen tüm kişi ve kurumlara teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.

Ümraniye Belediyesi tarafından T.C. Başbakanlık Tanıtma Fonunun destekleriyle Saraybosna’da düzenlenen zirveye, Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can’ın yanı sıra eski İspanya Başbakanı Jorge Luis Rodriguez Zapatero, eski İngiltere Dışişleri Bakanı Han Jack Straw, eski Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş ve Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Cihad Erginay da katıldı. Türkiye’nin yanı sıra ABD, Kanada, Kuveyt, Ürdün, İngiltere, Fransa ve Almanya’dan çok sayıda akademisyen de zirve kapsamında çalışmalarını sundu.

Üç gün süren zirve kapsamında, “İslamofobi: Avrupa’nın barış ve istikrarına tehdit” ve “Avrupa’da İslamofobi” konulu birçok oturum düzenlendi.

Zirve kapsamında hazırlanan bildirinin, Avrupa Parlamentosu’na sunulacağı belirtildi.

Kaynak: Kırcaali Haber

Read More →

Yunanistan’da yaşayan azınlıklara, göçmenlere karşı sergilediği tutum ve davranışlarla ve izlediği politik çizgisiyle Yunanistan demokrasisine büyük darbe vuran ırkçı parti Altın Şafak, Batı Trakya’da yapılan toplu sünnet şölenlerinden rahatsız oldu. Duyulan rahatsızlık partinin Pire Milletvekili İoannis Lagos tarafından içişleri ve dışişleri bakanlıklarına yönelik sorulan soru önergesi ile dile getirildi.

İlk defa Kozlukebir köyünde ardından Dimetoka’da yapılan toplu sünnet şölenlerini soru önergesi ile meclise taşıyan Irkçı Altın Şafak Partisi Milletvekili İoannis Lagos, toplu sünnetlerin azınlık üyelerini Yunanistan bünyesinden koparmaya yönelik olduğunu iddia etti, toplu halde yapılan etkinliklerin “dışarıdan ithal edilen” ve halkın kültürel farklılığını vurgulayan etkinlikler olduğunu savundu.

Altın Şafak milletvekili, bu tür etkinliklerle “farklı bir kültür yaratılmaya” çalışıldığı ve etkinliklerin Türk Başkonsolosluğu tarafından teşvik edildiğini iddia etti. Ayrıca, etkinliklere Türk yetkililerin ve “sahte müftülerin” katıldığını ifade etti. Türk geleneklerinin bölgeye yerleştirilmesi için yapılan etkinliklerin kaynağının da belli olmadığını savundu.

Lagos sorusunda, “Bu ithal etkinlikler Yunan Müslümanları, Yunan toplumundan soyutlamayı ve bölücü mesajlarla onları Yunanistan’ın bünyesinden koparmayı hedeflemektedir.” görüşüne yer verdi.

Lagos, içişleri ve dışişleri bakanlıklarına yönelik sunduğu soruda, devletin, Yunan Müslümanların Yunan bilincini bozan toplu dini etkinliklere neden tahammül ettiğini, neden bu etkinlikleri meşrulaştırdığını ve neden bu etkinliklerde Yunan devlet yetkililerinin de hazır bulunması için bir şey yapmadığını sordu.

Ayrıca, Yunan devleti tarafından Hıristiyan ve Müslümanların barışçıl yaşamını teşvik edecek şekilde bölgede hangi etkinliklerin yapıldığını da sordu.

Kaynak: http://www.milletgazetesi.gr

Read More →

Batı Trakya’da yaşayan Türklerin geleceğini belirleyen Lozan Antlaşması (Lozan Sulh Muahedenamesi) 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde Yunanistan ve Türkiye’nin de dahil olduğu ülkeler tarafından imzalanmış ve 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Antlaşmanın daha mürekkebi kurumadan ülkemiz Yunanistan idarecileri antlaşmayı uygulamaktan kaçınmışlardır. Böylece buna isyan eden Batı Trakya Türkleri 1930 tarihinde İskeçe’de bir miting düzenlemiş; İskeçe’de Hafız Hüseyin’in müftü olarak tayinine karşı çıkmış, Müftü ve Cemaat seçimlerinin Lozan Antlaşması’na göre yapılmasını istemiş ve en önemlisi de Türkler kültürel ve sosyal konularda yol alınması için hükümetten bir kongrenin yapılmasına müsaade etmesini talep etmişlerdir.

Günümüze geldiğimizde ne yazık ki bizlerin talepleri yine aynıdır. 1924’ten bu yana tamı tamamına 92 senedir Müftülük, Cemaat gibi konularda yine aynı şeyleri talep etmekteyiz.

Gelen giden iktidarlar hep söz vermiş, ne gariptir ki vatandaşlık haklarında ilerlemeler sağlanırken azınlık haklarında ramak yol alınmamış; bazı düzenlemeler yapılmışsa da bunlar azınlık insanının istediği doğrultuda olmamış ve hep devletin istediği şekil uygulanmıştır.

Bazı siyasiler vatandaşlık haklarında pişmanlıklarını dile getirircesine insanlarımızdan özür dahi dilemişlerdir. Örneğin 19 Kasım 2006 tarihinde dönemin İçişleri Bakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı Sayın Prokopis Pavlopulos Hemetli nahiyesini ziyaret etmiş, burada nahiye Başkanı Dr. Mehmet Eminoğlu tarafından karşılanmış ve “Geç kaldık, özür diliyoruz” demiş ve şöyle devam etmişti: “Organi-Hemetli gibi bir bölge hakkında, bakanlar ve özellikle başbakanlar yaptıklarıyla tatmin oluyorlarsa, gerçek görevlerini unutmuşlar demektir.

Şu anda karşınızda sorumluluk duygusuyla bulunuyorum ve çok geç kaldığımızı belirtmek istiyorum. Daha çok önemli adımlar atmamız gerekirdi. İzin verişeniz size devletin bir özrünü aktarmak istiyorum. Çünkü bunların bir çoğunu çok daha önceleri yapmaları gerekirdi. Daha hızlı adımlarla ilerlememiz gerekir, bunu yapabiliriz. Yunanistan’da yıllarca geri kalmış bölgelerin bulunması bir zaaftır ki bunlar yanlışlar sonucu meydana gelmiştir. Bu yüzden Avrupa’nın en geri kalmış bölgeleri bizdedir ve çok yazık olmuştur. Bütün vatandaşlarımıza ait olan eşitlik, adalet ve kişiliğine saygıyı garanti altına almalıyız.” (Rodop Rüzgarı gazetesi 28 Kasım 2006/2006).

Pavlopulos’un ziyaretinin üzerinden tam on yıl geçti. Bu süre zarfında ülkemizi çeşitli siyasi gruplardan iktidarlar yönetti. Şu tesadüfe bakın ki bir zamanlar İçişleri Bakanı olarak bölgemize gelen Pavlopulos bu sefer bir 14 Mayıs günü Gümülcine’ye Cumhurbaşkanı olarak geldi ve fahri hemşeri ilan edildi. Pavlopulos burada yaptığı konuşmada Batı Trakya’da dini azınlık yani Müslüman Azınlık, Türkiye’de ise milli bir azınlığın olduğunu söyledi.

Lozan Antlaşması imzalanırken zamanın şartları gereği durum belki böyleydi. Bizler Batı Trakya’da yaşayan azınlık olarak Müslüman olmakla gurur duyuyoruz. Ancak her canlıda olduğu gibi bir de ırkımız var. Bu da ezici bir çoğunlukla Türk ırkıdır. Bizlerin bu topraklara Anadolu içlerinden nasıl iskan edildiği Osmanlı kayıtlarında mevcuttur.

Bugün Batı Trakya’dan 120 civarında aynı köy adının Türkiye’de bulunması bir tesadüf değildir. Gerçekte bunları söylemeye, yazmaya da ihtiyaç yoktur. Bugün insan kendini ne hissederse odur. Yalnız şunu da unutmamak gerekir. Bir insanının dini sonradan kazanılabilir veya değiştirilebilir, ancak ırk değişmez!

*Bugün, anlaşmalar gereği Azınlık okullarında Türkçe eğitim veriliyorsa, bu insanlar Türk’tür!
*Bugün, Azınlık okullarına Türkiye’den kontenjan öğretmenleri geliyorsa, bu insanlar Türk’tür!
*Bugün, kahvede, tarlada, çarşıda, evde Türkçe konuşuluyorsa bu insanlar Türk’tür!
*Bugün, Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlar çocuklarına ezanla Türkçe ad koyuyorsa bu insanlar Türk’tür!
*Bugün bir çok işyerinde Türkçe tabela konulmaya ihtiyaç duyuluyorsa bu insanlar Türk’tür!
*Bugün, Türkiye’den yayın yapan Türkçe televizyon kanallarını izliyor ve Türkçe radyo dinliyorlarsa bu insanlar Türk’tür!
*Bugün bölgemizde Türkçe gazete, dergiler okunuyorsa ve Türkçe radyolar dinleniyorsa bu insanlar Türk’tür.
*Bugün bu insanlar uydu antenleri vasıtasıyla Türkçe kanalları izliyorlarsa, bu insanlar Türk’tür.
*Bugün, bu insanların camilerinde Türkçe hutbe okunuyorsa bu insanlar Türk’tür!
*Bugün, seçim zamanlarında çoğunluk ve Azınlık siyasetçileri Türkçe broşür ve gazete yayınlıyorsa, bu insanlar Türk’tür!

Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak yaşanan durumda ve de AB’nin 1991 yılında “kendi kimliğini tayin etme” kurallarını getirmesinden sonra da Batı Trakya’daki Azınlığın durumunda ne yazık ki pek değişiklik olmamıştır. AB kurallarına rağmen bizler hala kendi Türk kimliğimizle örgütlenemiyoruz. AİHM’nin lehte kararına rağmen İskeçe Türk Birliği bir türlü resmiyet kazanamıyor. Müftülerimizi ve Cemaat idarecilerimizi seçemiyoruz. 19. Madde mağdurları, eğitimde yaşanan sıkıntılar ortada. Son günlerde aşırı milliyetçilerin insanlarımız üzerinde yaptığı baskılar sonucunda Türkçe’nin kısıtlanmasına yönelik resmi kararlar da herkes tarafından bilinmektedir.

Sayın Pavlopulos, on yıl önce yaptığınız konuşmada, “Bütün vatandaşlarımıza ait olan eşitlik, adalet ve kişiliğine saygıyı garanti altına almalıyız.” Sözleriniz hala geçerli mi? Eğer geçerliyse bırakın bu azınlık kendi kimliğini istediği gibi tayin etsin ve Lozan Antlaşması’nın sağladığı pozitif haklardan yararlansın!

Son olarak da Batı Trakya’da yaşayan Müslüman-Türk Azınlığın kimliği üzerinde zaman zaman kalem oynatan ve görüş bildirenlere şunu hatırlatmak isteriz: Türkün olduğu yerde Türkçe vardır, sözünü tersine çevirip Türkçe’nin konuşulduğu her yerde Türk vardır, diyoruz.

İbrahim Baltalı

Read More →

Son zamanlarda ileri geri konuşup, saçma sapan fetvalar vererek sinir bozanlar yetmezmiş gibi şimdi de akademik ünvanlı (hatta profesör) bir takım aklıevveller peyda oldu. İngiliz planıyla İsrail’in maşası olan ve Amerika’nın kucağında İslam mücahitliği yapan IŞİD gibi radikal islamcı teröristlerin yarattığı bunca nefret yetmiyor sanki, bu sapıkların fetvaları insanı dinden çıkarıp, isyan noktasına getiriyor.

Bu tipler, saçmalıklarıyla insanların iman ve inancını zedelerken akla, “İmamın kötüsü dinden, doktorun kötüsü candan edermiş” sözünü getirmektedirler. On senedir meydanı boş bulan bu zerzevat, her gün yeni bir zırva yumurtluyor. Ortalıkta iki ayak üstünde dolaştığı için insan zannedilen biri de “namaz kılmayan hayvandır” demiş… Rüyamda görsem inanmayacağım şeylere şahit oluyoruz… Peygamber efendimizin engin bir hoşgörü ve sevecenlikle yaklaştığı konularda kerameti kendinden menkul bu tipler, islam adına, din adına her saçmalığı söyleyebiliyor…

Namaz kılmayana hayvandır diyorsun da, 80 bin camide her gün beş vakit namaz kılındığı halde, ahlaksızlık, yolsuzluk, yalancılık ve dolandırıcılıkta dünyada ilk onda yer aldığımız konusunda yokmu bir diyeceğin? Çocuklara tecavüz edenlere ve buna göz yumanlara, yolsuzluk ve hırsızlık yapanlara ne diyorsun acaba???

Profesör unvanlı bu herif, “Namaz kılmayan hayvandır” der, fakat namaz kılan milyonlarca müslümanın islam ülkelerinden kaçmaya ve onlara göre kafir olan “hristiyan ülkelere sığınmaya çalıştığını” neden düşünmez!!!

İslam ülkelerinde bulamadıkları can güvenliği, demokrasi, medeniyet, adalet, sosyal güvenlik, refah, sağlık imkanları, kanun önünde eşitlik, düşünce hürriyeti, çocuklarının geleceği ve insanca yaşama imkanlarını namaz kılmayan kafirlerin ülkelerinde var olduğunu neden söylemezsin!!!

Bu zeka fukaraları, dünyada en fakir 48 ülkenin neden 22’sinin müslüman ülkeler olduğu konusunda kafa yormaz!!!

Bu çapsızlar sadece Almanya’nın sanayi üretiminin, toplam nüfusları 2 milyara yakın olan dünyadaki müslüman ülkelerin toplam sanayi üretiminden daha fazla olduğu konusunda ne düşünür acaba???

Günümüzde, nerede bombalar patlıyor, kadınlar şiddet ve cinayet kurbanı oluyor, eşcinseller katlediliyor, turistlere tecavüz edilip öldürülüyorsa orda karşımıza müslüman birinin çıkması bizi son derece üzüyor ve utandırıyor. Tekbir getirerek müslümanların kafasını kesen müslümanlar, canlı bomba olup müslümanlar arasında patlatan müslümanlar, en ufak görüş ayrılığını bahane edip birbirlerini kafirlikle suçlayan müslümanlar, bidat ve hurafeleri islam diniymiş gibi anlatan müslümanlar, kendini dindarmış gibi gösterip çocuklara tecavüz eden müslümanlar, islamiyet adına konuşup insanları kandırarak hırsızlık yapan müslümanlar, ilime, bilime, sanata karşı olan müslümanlar, müslümanların zulmünden kaçıp, müslümanların sattığı sahte can yelekleriyle gavurların merhametine sığınmak isterken boğulan müslümanlar varken, sadece başkalarını ve Avrupa’da yükselen İslamofobia’yı suçlayarak sorunları çözemeyiz.

Son dönemde sadece hunharca kafa kesme ve katliam görüntüleriyle özdeşleşen İslam dünyasının, uluslararası alanda saygın bir yer edinmesi için bu çarpık ve sapık zihniyetin değişmesi, insanlık adına sanat, kültür, edebiyat, bilim, teknoloji, demokrasi, medeniyet ve insanlığa hizmet gibi alanlarda kabul edilebilir güzelliklere ve başarılara imza atabilmesi gerekmektedir.

Önemli olan saçma ve sapık fikirlerimizle insanları yanıltmak ve hac’dan hurmayla zemzem getirmek değil, Hz.Ebubekir’in sadakatini, Hz.Ömer’in adaletini, Hz.Osman’ın edebini, Hz.Ali’nin ilmini ve bilgisini getirebilmektir. Önemli olan müminlere karşı çok şefkatli ve merhametli olan, ahlakı ve güzel davranışlarıyla örnek insan hazreti peygamberimize layık olabilmektir…

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.

Read More →